Akbük’ten Okluk’a, Gökova’da sarı yaz

Halatlar yoruldu, cıvatalar gevşedi. Bir yandan “kış uykusu”na hazırlanırken, diğer yandan “sarı yaz”ın keyfini denizin üstünde çıkarmak hayatımda ilk kez bu eylül-ekime nasip oldu. Yazın yoğunluğunda uzak durduğum ama merak ettiğim Gökova koylarını gezme projem, ilk kez gittiğim Akbük’le aşk yaşamama vesile oldu. Bomboş iskelelerde “daha denizci” tekneler ve kitap okuyup kafa dinleyen “daha profesyonel gezginler”le bir arada olmak ayrı bir keyifti. Sarı yaz öylesine keyifliydi ki, bu kışı karada geçirecek teknemle vedalaşmam çok ama çok zor oldu.

Sıcaklar bitti, hava limonata gibi! Ağaçlar sararmaya başladı. Ege’nin meltemi hafifledi, deniz çarşaf gibi oldu. Arada minik yağmur atıştırmaları da başladı. 29 Ekim’de doğduğumdan mı nedir, oldu bitti sonbahar çocuğuyumdur. Biraz da sonbaharın hüznü ve melankolisini sevmekten olsa gerek, hayatın tadını en çok sarı yazda alırım. Sarı yazı teknede yaşamanın tadı ise bambaşka! Yaz ortasında bacağımı vuran siyatik yüzünden kaçırdığım seyirlerin acısını, kışın ilk günlerine kadar, ziyaretime gelen farklı dostlarımla Gökova’yı defalarca turlayarak çıkardım. Devamı Kasım 2017 sayımızda… 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.