Manhattan’da marinada yaşamak

Öteden beri “madem yelkenciyiz, Manhattan’da da yelkenliyi ev yapıp, yaşamalıyım” gibi “araştırılmaya muhtaç” bir duygum vardı. Kışın ortasında, yolum Kanada ve Amerika’ya düşünce, hepsi birbirine komşu Montreal’den Toronto’ya ve Philadelphia’dan New York’a, “buralarda hayatımı demirlemeye kalkarsam, nerelere demir atarım” diye karadan çıkarma yaptım.

Artık hastalık oldu. Karadan ya da havadan bile bir yerlere seyahat etsem, muhakkak marinalarını-limanlarını geziyorum. Günün birinde teknemle yolum düşer diye yokladığım, denizciliğin dünyayı yönettiği yıllardan kalma, o kadar çok tarih kokulu liman var ki! Hepsini teknenle gezmeye kalkmaya Jules Verne’in bile ömrü yetmez!

Cenova gibi “hâlâ fahişe ve suç kokulu kirli denizci limanları”…

Asıl güzelliği yanı başındaki pastel renkli evleriyle görsel şölen olan Murano-Burano adaları olan Venedik…

Monet’nin tablolaştırdığı Fransa’nın med-cezirli Etretat’ı en başta gelmek üzere, asla es geçmemeniz gereken, “Le Havre la kuvvete” dedirten Normandiya sahilleri…

İspanya’nın İbiza ve Mayorka adalarına nazır Barcelona sahilleri…

Tepedeki kumarhanelerin dibindeki, lüks yatlardan yelkenlilere yer kalmayan Monaco Marinası…

Romantizmin zirve yaptığı şarkısıyla ünlü Portofino ve yanı başındaki asıl güzellik Camogri…

Tüm bu “yelkensiz” gittiğim yerlerde de, “Hakan Çelebi’nin seyahatnamesi” sayılabilecek deniz notları alıyorum.

Bu öyle bir hastalık ki, liman bulamazsam da, mutlaka tarihi bir iskele ya da dalgakıran bulup, üstüne çıkıyorum.

Geçen yıl California sahillerine uzadığımda, Los Angeles’ın yanı başındaki güzellikler olan, “Forest Gump” filmiyle ünlü karidesci Bubba Gump restoranının üzerinde bulunduğu Santa Monica iskelesi ve sisli bir gecede kazık çakılı sahiline yengeç teknelerinin sirenler çalarak yaklaşmaya çalıştığı, muhteşem yengeç lokantasıyla ünlü Santa Barbara iskelesi gibi…

Bu yılın başında yolum birbirine komşu kuzeydoğu Kanada ve Amerika kentlerine düşünce de, kar kış demeyip, acaba sıcak aylarda yolum düşer mi diye, marinaları-limanları gezdim. Soğuk diyarların sıcak aylarının hayallerini kurdum.

İtiraf etmeliyim ki, öteden beri hayallerimden biri de, New York’un göbeği olan Manhattan Adası’nda yelkenlimi marinaya park edip, Times Square’inden Soho’suna, Chinatown’ından Fifth Avenue’suna kadar, tüm Manhattan’ı içselleştirip, kendimi “New York’un yerlisi bir denizci hissedeceğim bir hayatım olur mu” diye düşünmemdir. Devamı Yacht Türkiye Mart 2016 sayısında…

GettyImages_149649338-2 montreal-yacht-club_23770 northcove marina-3

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.