Acı Su kenarları

“Ve badehu mezkûr limanun dört mil poyraz tarafında Acı Su dirler bir deniz kulağıdur” diye anlatır Piri Reis. “Mezkûr liman” Kıyıkışlacık; “Acı Su” ise Sarı Çay-Güllük Dalyanı’dır.

Reis, “adeta bir göl gibi” olan bu yerin çevresinin 10 mil, yıldız, poyraz ve gündoğusu taraflarının sığ, sazlık ve bataklık olduğuna da -ki bugün de böyledir- işaret ettikten sonra, kıble tarafının dağlık, ormanlık olduğunu, “kayıklar1 kıble tarafına kürek değerek (kürekleri neredeyse dibe değerek-Umar) yürürler” diyerek, denizciler açısından yine bir önemli ayrıntıya değinir. Kayıkların, Domuz Pınarı denen yerde iskele atarak yattıklarını ve burada hiçbir havadan çekinmediklerini de anlatır. Domuz Pınarı, Dalyan’ın Güllük beldesine yakın bölümüdür ve gerçekten de her havada korunaktır. Yörede yaban domuzu da çoktur. Acı Su, Sarı Çay’ın, bir koyun önünü alüvyonla doldurması ile oluşmuştur. Güllük Dalyanı, yılan balığı, kefal, çipura yatağı, Güllük Körfezi’ne yumurta dökmeye gelen birçok değerli balık türünün yavrularının ilk dönemlerini geçirdikleri bir alandır. Ayrıca birçok kuş türü yanında, sırtlan gibi, neredeyse nesli tükenmek üzere olan yaban hayatı türlerinin de yaşama alanıdır. Öyledir de bugün hâli perişandır. Bir yat limanı yapılsa sadece Güllük beldesinin değil tüm körfezin yüzünü değiştirecek ve gelir kaynağı olacak yerde, başka liman yokmuş gibi bu değerli balık üreme ve turizm alanının önüne yapılan iskeleden, etrafı toza bulayan, karadaki arazileri de yok eden boksit madeni yüklenmektedir. Maden almaya gelen gemiler Asin Körfezi’nde raspa yapmakta, yasalarla koruma altındaki Dalyan Sulak Alanı ayrıca her geçen gün, karada kurulmuş balık havuzları tarafından biraz daha işgal edilmektedir!

Sinirlerimize hâkim olup, Reis’in, “Mezkûr yirden Becin ve Milas karadan öylelik yirdür” diyerek, Dalyan’dan sabah çıkılırsa, Milas ve girişindeki Beçin Kalesi’ne, kara yolu ile öğleye kadar varılır gözlemini de not edip, Kitab-ı Bahriye’de Güllük (Mandalya) Körfezi’nin kuzey kıyılarını yazdığı bölümü, biz de onun yazdığı sıra ile anlatalım. Devamı Temmuz 2014 sayımızda.

UMR_3252

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.