Sadun Boro Regatta’sı

İlerleyen günlerde de ülkemizin deniz ve doğa duayeni Sadun Abimiz adına, sadece adını taşıyan değil, onun düşüncelerine layık yıllık bir regatta (zaten programlanmış bir yarışa onun adını vermek değil) nasıl yapılabilir düşüncesi kafamda dolaşıp durdu. Düşünmek, akıl vermek kolay da zor olan organize etmesi. Kasım ayı sonunda Okluk’ta Sadun Abinin denizci dostlarından sadece birkaçımız bir araya geldiğimiz, onun başlattığı “yaza veda partisi” yıllık toplantısının bir gelenek olmasında ilk adımı attığımızda, bu projenin de olabilirliğine daha çok
inanmaya başladım. Önümüzde zaman var, marinaların ve yat kulüplerinin böyle bir projenin üstesinden gelebileceğini düşünüyorum.

Sadun Boro ile Göran Schildt’i karşılaştırmıyorum. Zaten Göran Schildt Regatta’nın özelliği yukarıda anlatıldığı gibi, soğuk kıştan çıkan Finlilere Ege’de yelken tatili ve değişik kültürlerle tanışma şansı ile Yunan Ada
hayatını tatma imkânı vermesi.

Benim gönlümden geçenleri ve aklıma takılanları takıldıkları yerlerden çıkarıp kâğıdın üstüne koyunca ortaya çıkanlar şöyle:

Sadun Abi yarışı sevmezdi, denizin saf kalmasının menfaat için istismar edilmesine palavra veya gerçekçi olmayıp medya beslemekten öteye gitmeyen macera hayallerine kızardı. Kısacası mütevazı bir şahıstı.

İlk aklıma gelen, bu bir denizcilikten çok pahalı tekne ve ekipmana dayalı bir yarışı olmamalı.

Peki, nasıl bir regatta olmalı? Sadun Abinin hayat sevgisini, neşesini, kişiliğini yansıtan bir şölen, bir şenlik, onun yaşamının kutlaması ağırlıklı olmalı.

Daha önce orada burada dolaşırken, önceliği kazanmak olmayan bazı yarışlara katılmıştım. Virgin Adaları’ndan St. Thomas’ta bir yarış barda başlardı, skipper’lar mug dolusu birayı kafalarına diker, bitiren iskeledeki dingisine koşar, alargadaki teknesine kürekle gidip demir alır, yarış Jos Van Dyke Adası’nda plajın önüne demir atmakla biterdi. Tabii sonrası beach parti. Madagaskar yakınındaki Fransız adası Mayotte’un sevimli liman başkanı ve her türlü otoritesi Chang Tung adına yapılan Charlie Tango Cup’a her türlü tekne handikapsız katılır, ilk bitiren birinci. Yalnız her tekne bir bahane ile bir ödül alırdı. Bize en iyi yabancı tekne ödülünü “la plus belle tette de Turc”, En güzel Türk kafası diye ödül vermişlerdi. (Tette de Turc, inatçı, kararlı, başkasının sözünü dinlemez anlamında Fransız bir deyimi) Benim kel kafayla uygun düşünülmüştür. Diğerlerine de esprili birtakım ödüller…

Aklımdan geçenler

Tema: Sadun Boro’ya gidiyoruz.

Regattanın bitiş noktasından başlayacağım: Okluk Koyu girişindeki Denizkızı Heykeli önü.

Tarih: Ölüm yıldönümü olan 5 Haziran.

Başlangıç noktaları: Okluk’u merkez aldığımızda, etrafındaki Marmaris, Bodrum gibi merkezlerdeki marinalar, toplanacak tekneler ile 5 Haziran’da Denizkızı’na ulaşacak şekilde kendi grupları arasında birer yarış düzenler. Yarışlar bu iki noktadan başlamadan önce, Bodrum’un kuzeyindekiler Bodrum’da, Marmaris doğusundakiler de Marmaris’te bitecek “feeder race” yarışlar düzenler (örneğin Fethiye ve Göcek oldukça büyük sayıda yatın yuvasıdır. Hatta Fethiye grubu Marmaris’e katılabileceği gibi, Marmaris’e girmeden kendi yarışını düzenleyebilir).

Bu yarışlarda kazanmak değil eğlenmek öncelik olduğundan, ölçüm yok. İstenirse tekne boyuna göre bir sınıflama olabilir. Gaye basit tutmak, yarış kazanmak değil, Sadun Abiyi ziyarete giden deniz severlerin buluşup iyi vakit geçirmesi.

Okluk’a gelen tekneler büyük koyda demirler. Ertesi gün herkesin katılacağı yarış öncesi mezarlık ziyaret edilir. Denizkızı’ndan başlayıp bir ada etrafında dönerek yine Denizkızı’nda biten bir yarış sonu organize edilen bir yemekte Sadun Boro anılır.

Ege’nin, Akdeniz’in limanlarından, marinalarından gelen yelken dereleri birleşip nehre dönüşerek Sadun Boro’da buluşurken, onun vasiyeti olan bu dünyanın en güzel kıyılarına, (bana inanın, en güzel kıyılar burada) çevreye sahip çıkma mesajı da verirler.

Eminim organizasyonuna soyunacaklar bir araya gelince burada sadece kısa özetini verdiğimin çok üzerinde, geleneksel olacak güzel bir regatta çıkarılır.

Sadun Boro’nun dostu olmak, rahmetli abimizin tadına doyulmaz rakı sohbetleriyle sınırlı değil, onun savunduğu çevrenin korunmasında elimizden geleni yapmaktır.

İyi bir denizci olmak; tekne sahibi olmak, okyanus geçmek, çok iyi navigasyon bilgisi olmak, yelkeni iyi trim etmek, ok gibi dümen tutmanın çok ötesinde bir şey.

Önce doğaya, denize saygılı olmak, başkalarına yardım etmek, haddini bilmek, tevazu, palavra yok, daima araştırmak sorgulamak, her gün biraz daha öğrenmek. Öğretmekten çok öğrenmeye hevesli olmak… İşe Sadun Abi böyle iyi bir denizci idi.

Umarım Temmuz 2016 sayısında Birinci Sadun Boro Regatta’sını yazarım. ☸ 

1 comment

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.