Rıza Tansu & Ege Yat 

İddialı ortaklığın ilk sonuçları. Dünya çapında tanınırlığa sahip ödüllü tasarımcı Rıza Tansu ve Doğu Akdeniz’in köklü tersanelerinden Ege Yat iş birliği, sektör gündeminin en çok merak uyandıran konularından biri. Vortex ile başlayan ve kız kardeşi Tempest ile devam eden ortaklık, yeni projelerle zenginleşme yolunda.

Ege Yat tarafından inşa edilen Aegean Explorer M26 hakkında geçen Kasım ayında bir haber hazırlamış, tersanede Rıza Tansu tasarımı bir motoryatın yapıldığını da duyurmuştuk. 2024 yılında tamamlanması planlanan 37,30 metre boyundaki Vortex’in Rıza Tansu-Ege Yat iş birliğinin henüz başlangıcı olduğunu öğrendik. 27 yıldır yat tasarlayan Tansu’dan ve 48 yıldır faaliyet gösteren Ege Yat’ın Kurucusu-Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Özer’den bu önemli ortak üretimin detaylarını öğrendik. Yine bir Rıza Tansu tasarımı Tempest’ın inşasına ise bu ay başlandı. Ayrıntıları önce Tansu’dan, sonra Özer’den dinledik.

“FORMUN İŞLEVİ TAKİP ETMESİNİ KABUL ETTİRMEK KOLAY OLMADI”

Şimdiye dek kaç yata imza attınız? 

Tam hatırlayamıyorum ancak 30’un üzerinde tasarım olması lazım. Bunlardan 21’in inşasını da yapıp suya indirdik. İlk müşterim Avrupalıydı. O zaman tek başımaydım ve istediği tasarımı kısa sürede tamamladım. Sonra kendisine, tekneyi uygun bir tersanede yaptırmasını önerdim zira o zaman sadece işin tasarım bölümünde kalmayı düşünüyordum. Kabul etmedi ve anlaşmayı, ancak inşaatı da benim yapmam şartıyla imzalayacağını söyledi. Bu vesileyle kendimi hem tasarım hem de yapım işinde buldum. Sadece kendi inandığımız çizgideki tasarımlarımızı yapan bir marka haline bu şekilde geldik. Müşterilerimizin yarıya yakını da Avrupalı. 

Bir Rıza Tansu yatına sahip olmak isteyen müşteri ne gibi taleplerde bulunuyor? 

İlk 10 yıl inandığımız ilkeleri yat tasarımına nasıl uygulayacağımızı araştırıp uygulamakla geçti. Müşterilerimizi de bu çizgiye çekmeye çalıştık. Formun işlevi takip etmesini böyle bir endüstriye kabul ettirmek kolay olmadı. “Teknenin burnuna da bir makinalı tüfek koyarsın artık” gibi kanımı donduran şakaları hatırlıyorum. Ama şimdi görüyoruz ki son 10 yıldır hemen tüm tasarımcılar açtığımız yolda ilerliyor. Müşteriler de bizden ne isteyeceğini bilerek geliyor ve genel tasarım anlayışımıza müdahale etmeden sadece kullanım tercihlerini bize iletiyor, biz de o yönde tasarımımızı tamamlıyoruz. 

İLK ETAPTA 10 TEKNE

Çizginiz çok belirgin. Ege Yat ile ortak projelerinizde de bunu görüyoruz. 

Ben sanayici değil tasarımcı olarak yetiştim. 22 yıllık tersanecilik döneminde, hiçbir müşteriye teminat mektubu vermeden, sadece güvene dayalı olarak ve hiçbir hata olmadan onca tekneyi nasıl yaptığımıza ve onca ödülü nasıl aldığımıza şaşırıyorum. Tersanecilik çok zor bir iş. Sinan ile tanışıklığımız yeni değil ama ikimizin de yoğunluğundan olsa gerek, birlikte hareket etmeyi yeni akıl edebildik. Ege Yat’ı gezdiğimde tersanenin kapasitesine, düzenine ve yapılan işin kalitesine inanamadım. Meşhur İtalyan tersanelerini gezdim, gördüm ama Ege Yat kadar temiz ve düzenlisini görmedim. Belki Kuzey Avrupa’da bu kalitede tesisler vardır ama benim yolum düşmedi o açıdan bilemiyorum. Sinan işindeki başarısından öte, kişilik olarak da mükemmel birisi. Her konuda tam bir uyum içerisindeyiz, çok çabuk karar alıyor ve uyguluyoruz. Ege Yat ekibi de çok kuvvetli olduğundan ben artık tam gücümle tasarıma odaklanabiliyorum, bu da benim için şahane bir durum. 

Ege Yat ile yürüttüğünüz projelerde nasıl bir çalışma takviminiz var? 

İlk etapta 10 tekne yapmayı planladık. Bunlardan ilki, 37,30m projemiz “Vortex” satıldı ve inşası devam ediyor. İkinci projemiz “Tempest” ise yeni başladı ve şu sıralar satışa sunulmak üzere. 

Bu çok hızlı, akıllı ve dijital zamanlarda yalınlıktan vazgeçmeden ilerlemeniz dikkate değer. 

Biz hiç modaya ve trendlere uymadık, aksine risk alıp tam tersine gittik. Belirttiğiniz gibi yalınlıktan ve işlevsellikten hiç ödün vermedik. Benim bu süreçte kendi teknelerimizin birkaçına sahip olma şansım oldu. Tasarımcının, yaptığını denemesi ve onunla bir müddet yaşaması şart ancak bizim endüstrimizde bu kolay değil. Ben bu çok pahalı deneyleri yaşayarak, neyin doğru neyin yanlış veya gereksiz olduğunu gözlemlemek fırsatını buldum. Böylece kalemi keyfimce oynatmak yerine, kıymetli ekibimle birlikte hep akıllı ve mantıklı tasarımın peşinden gittim. 

Ege Yat’ta oldukça yoğun bir üretim sütreci içindesiniz.

Tersanede şu anda Vortex dışında inşası devam eden biri 39m klasik yelkenli, 26m explorer ve 66m trideck motoryat bulunuyor. Bu dört projede tasarımcı ve mühendis kadrosu dahil 150 kişilik bir ekip çalışıyor. Taşeron ekipleriyle birlikte toplam 300 kişilik iş gücü var. 

Rıza Tansu ile iş birliğiniz merak uyandırdı.

Rıza Tansu eski bir dost, çok iyi bir tasarımcı. Çok belirgin bir tarzı ve dünyada bilinirliği var. Tasarımlarındaki sadelik benim kişisel zevkime de çok hitap ediyor. Yaptığı işleri beğeni ve takdirle takip ediyordum. 

İlk defa birlikte çalıştığınızı öğrendik.

İlk kez 2022 sonunda imalatına başladığımız Vortex projesinin inşası için bir araya geldik. Çok kısa sürede tasarımcı ve tersane uyumunu yakaladık. Gerek biz gerekse müşteri bu sinerjiden çok memnun kaldı. Rıza Tansu son derece üretken bir tasarımcı. İkinci 37,30m’i takiben 40m ve 50m Rıza Tansu projelerine başlayacağız. Bunların dışında Tansu tasarımı farklı boyutlarda talepler de var. Şu anda çok ünlü bir Amerikalı moda tasarımcısı için bir 50 metre tasarlıyor mesela. 

Bu projeler nasıl bir müşteri profiline göre tasarlandı? 

Daha çok deniz kültürünü bilen ve denizde zaman geçirmiş, gustosu olan müşterilere hitap ediyor. Rıza ilginç bir bilinçaltı mesaj yakalamış. İnsanlar Rıza’nın bir teknesini veya bir tasarımını gördükleri zaman kapılıp gidiyorlar. Bir çeşit ilk görüşte aşk! Ayrıca o kadar farklı ki bir marinaya girdiğinizde 300 tekne arasında işte bir Rıza Tansu tasarımı diyorsunuz.

Dünden bugüne stratejinizi ve vizyonunuzu nasıl özetlersiniz?

48 yıldır 50’den fazla yat inşa ettik ve belki 200’den fazla kapsamlı refit projesi yaptık. Şimdiye kadar hiçbir müşterimizle sorun yaşamadık. Bunu verdiğimiz sözleri tutarak, yaptığımız ürünün arkasında durarak sağladık. Bu ülkede sanayi yatırımı yapanlar hep kriz yönetmiştir. Harvard’da kriz yönetimi kürsüsü açsalar ben ders verebilirim. Benim yaşlarımda hemen her üretici aynı şeyleri söyleyecektir. Yenilikçi olmak kullandığımız malzeme ve ekipmanın olağan gelişimini takip ediyor. Hibrit sistemler veya elektrikli tahrik sistemlerini çok ilginç bulmuyorum. Müşteri ısrar etmedikçe geleneksel sistemleri tercih ediyorum. Mısır’da arıza yapan bir tekneye on beş gün sonra Hollanda veya İtalya’dan elinde bir elektronik kartla gelen bir adamın kartı takıp cebinde bir servetle memleketine dönmesi gibi bir durumu yaşayan dostlarım oldu. Hep söylerim; motorun arıza yaptığında en yakın köydeki traktör tamircisi müdahale edebilmeli.☸

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.