Dümenden baktığımda pruvada, Sisam Adası’na karşı saf tutmuş üç savaş gemisi ve iskelemizde bir Sahil Güvenlik botu görüyordum. Üstümüzden geçen uçaklar Sığacık kıyılarını bombalıyor, SAT komandolarının botları denizde cirit atıyordu… Sığacık’tan Kuşadası’na yapacağımız seyirde Efes Tatbikatı’nın tam ortasında kalmıştık…
Piri Reis diliyle yazarsak, Teke Burnu, Sığacık Limanı’nın bir miktar lodosuna düşer. Bir o kadar miktar keşişlemesinde ise Doğanbey Burnu vardır. “Ruhum” tam da Doğanbey Burnu’na dümen tutmuşken, telsizden, “Doğanbey Burnu’na güneyden yaklaşan tekne. Burası savaş gemisi” anonsu duyuldu. Kısa bir süre sonra, İngilizce aksanından Alman olduğu açıkça anlaşılan bir ses yanıt verdi. Savaş gemisi lafı uzatmadan tekneye, Doğanbey Burnu’nun kuzeyine geçmesine izin vermeyeceğini, o sahada manevra olduğunu, iki saat bulunduğu yerde beklemesini söyledi ve sustu.
“Biz de soralım bakalım bir diyeceği var mı?” sözlerim Yusuf Reis tarafından, “Danışarak seyir mi yapılır? Biz zaten kuzeye değil güneye gidiyoruz!” görüşü ile kesildi. Evet, güneye gidiyorduk ve tam da savaş gemisinin “girmeyin” dediği deniz alanının orta göbeğine yönelmiştik! Dümenden baktığımda pruvada, Sisam Adası’na karşı saf tutmuş üç savaş gemisi ve iskelemizde bir Sahil Güvenlik botu görüyordum. Üstümüzden geçen uçaklar Sığacık kıyılarını bombalıyorlar, SAT komandolarının botları denizde cirit atıyordu. Devamı Ağustos 2014 sayımızda…