Geçen sayıda; zorlu hava ve deniz koşullarına uyum sağlayabilen, genelde alüminyumdan üretilen kâşif (explorer) tekneleri incelemeye Hollanda ve Almanya’dan başlamıştık. Bu ay bu teknelerin merkez ülkesi olan Fransa’dayız…
Fransız uzak yol tekneleriyle ilgili yazacaksanız, önce Fransızların Sadun Boro’su, Bernard Moitessier’in Uzun Yol kitabını en az bir kere okumuş olmak gerek. Şöyle diyor büyük denizci “Sağlam bir tekneyle ne kadar küçük olursa olsun… Tahiti’den Falklandlar’a kadar, Horn’u da geçmek suretiyle bir kerede tek başına gidilebileceğine kanaat getirdim. Yeter ki tekne metalden yapılmış olsun. Ağzı iyice kapanmış bir şişeyi bir siklonun içine atsanız hep yüzer. Tekne için de aslında aynı şey: Metalden, iyi tasarlanmış, iyi kapatılmış bir tekne, en ağır, kırılgan dalgalarda bile yuvarlanır, devrilir ama hiçbir zaman dibi boylamaz. Gerisi teferruat ve alışabilme meselesi”. Başka bir yerde de şöyle bir kıyaslama yapıyor. “Tenekeden bir kondanse süt kutusu ile bir plastik kutu alın. Bunların ikisini de bir kilometre kadar ayağınızla taşlı bir yolda vura vura yuvarlayarak oynayın. Fazla konuşmaya gerek yok, herkes teknesi için metalle plastik arasında seçimini yapsın.”
Kuşkusuz Moitessier ekstrem koşulların denizcisi ve kitap 1970’lerin başında yazılmış. Yani bugünün teknolojisi ile yapılan çok sağlam GRP tekneler elbette var ve Moitessier’in anlattığı Güney Okyanusu’nda da gayet iyi seyrediyorlar. Ancak bu yazının konusu, dünya denizlerinde dolaşmak isteyen ve ekstrem seyahatleri de göze alanlar için alüminyum teknelerle ilgili ortalıkta ne var ne yok şeklinde küçük bir özet. Antarktika yolculuğum sırasında çok sayıda Fransız yelkenciyle karşılaştım. Hatta diyebilirim ki, bir Fransızlar var, bir de diğerleri. 17-18 yaşında çocukları vinçlerin başında, direğe tırmanırken gördüğümde “güzel ve yalnız” ülkemin gençleri adına hayaller kurardım. Ülkede denizci gençlerin sayısı ne kadar artarsa, maceraperest, doğayı seven, kucaklayan ruhlar ne kadar çoğalırsa, ülkenin dümenini geriye doğru kırmak zorlaşacak, memleket gemisi ileriye, aydınlık günlere doğru daha kolay abranacaktır.
Dünya denizlerinde, yüksek enlemlerde dolaşan bu kadar çok Fransız olunca, Fransa’da, normalde dar bir pazar olması gereken bu alanda, bu seyahatlere dayanıklı tekne dizayn eden tasarımcı ve üreten tersane sayısı da az değil. Devamı Temmuz 2016 sayımızda…