Gemi adamı olarak başladığı meslekte adım adım güverte zabitliği, ardından kaptanlığa yükselmiş. 1978 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi’ne ait “Koca Piri Reis” araştırma gemisini Almanya’dan alıp kaptanlığını yapmış, 1978-83 yıllarında üniversitede ve kurucu üyesi olduğu Piri Reis Denizcilik Derneği’nde, başta göksel seyir olmak üzere çok değerli denizcilik eğitimleri vermiş. Bugün de sosyal medyada değerli bilgiler paylaşıyor. Efsane kaptan Fatih Türküstün’ü İzmir’deki evinde ziyaret ettim ve Hint Okyanusu’ndan Arap denizcilere, haritacılıktan Piri Reis’e kadar birçok konuyu kendi ağzından dinledim.

Yıl 1994 Kelebek III ile Türkiye’ye geldiğimizde Ege ve Akdeniz kıyılarımızı dolaşırken Kekova Gemiler mevkiine giriyoruz. Annette; “Tanıl bir bot bize bir şeyler söylüyor!” diyor. Ben demirleyecek yer ararken yakınından geçtiğimiz bir guletten gür bir ses “Tanıl Kaptan hoş geldin” diye bağırıyor. El sallamalardan sonra bot bize “burası daha iyidir” diye bir demir yeri gösterdi. Sonra “Fatih Kaptan sizi davet ediyor” diye ayrıldı. Demiri yerleştirdikten sonra “Aldebaran” adlı bir güzel gulete gittik. Aldebaran’ın lumbar ağzında bizi karşılayan, beyaz sakalı, belinde palaskasıyla gulet değil de tarihin sayfalarından fırlamış bir baştarda kaptanına yakışan “kibar korsan” Fatih Kaptan’la tanışmamız böyle oldu. Bizi o yıllar Yelken Dünyası dergisine yazdığım yazılardan takip eden Fatih, Kelebek III’ü biz daha burnu dönerken tanımış. İki deniz adamının konu deniz olunca, ummanlar kadar konuşacak şeyleri oluyor. Biz de lafladık da lafladık.  Fatih kıçüstündeki masaya yaydığı harita ve bir sürü tahta parçaları ile ateşli ateşli bir Hint Okyanusu projesini anlatıyor. Kaptan anlattıkça küçük tahta parçaları canlanıp “kamal”a dönüşürken aynı frekansta konuşabileceğin biriyle deniz sohbetinin tadına doyum olmuyor. Devamı Mayıs 2017 sayımızda…