Türkiye’de bir iki kişi, bir o kadar da yabancı, yıllardır hemen her üç beş ayda bir, Piri Reis’in 1513 tarihli ilk dünya haritasının nasıl da esrarengiz bir harita olduğunu, ne kadar çok şifresinin bulunduğunu anlatmak için kolları sıvıyorlar. Üstelik bütün o şifreleri de kendilerinin çözdüğünü düşünüyorlar ve anlatıyorlar da anlatıyorlar. Bre densizler! Dinleyin bakın! Size Reis’in “hartı”sını nasıl çizdiğini bir iyice tekrar anlatayım.
Bu herhalde benim adını bile duymadığım bir hastalık. Gizem yaratmak! Her yönü ile bilinen, bilimsel olarak kanıtlanmış hatta bizzat yapanı tarafından, nasıl yapıldığı bütün açıklığı ile yazıya dökülmüş konularda bile bilinmeyen, gizli kalmış bir yan, kısacası “öküzün altında buzağı” aramak. Bunun meraklıları da var gördüğüm kadarıyla. Onlara ne yazılsa, ne söylense hiçbir şey kâr etmiyor. Kitaplar, makaleler ne derse desin; olaylar, bilimsel kanıtlar ne olur olsun, onlar gerçeği değil kafalarında yarattıkları, sadece kendilerinin inandığı birtakım açıklamalara büyük cehaletle iman etmekten bir an bile geri durmuyorlar. Neredeyse her atılan merminin kim tarafından atıldığı, nereye ulaştığı bile belli olan Çanakkale Savaşı’nı evliyaların kazandığı gibi bir hurafeye inanmak, inanmakla da kalmayıp buna başkalarının da inanmasını istemek, bunun için bin türlü gerekçe bulmaya çalışmak gibi.
Piri Reis’in haritası da böyle bir konu işte. Türkiye’de bir iki kişi, bir o kadar da yabancı, yıllardır hemen her üç beş ayda bir, Piri Reis’in 1513 tarihli ilk dünya haritasının nasıl da esrarengiz bir harita olduğunu, ne kadar çok şifresinin bulunduğunu anlatmak için kolları sıvıyorlar. Üstelik bütün o şifreleri de kendilerinin çözdüğünü düşünüyorlar ve anlatıyorlar da anlatıyorlar. Yıllarca şifreli telgraflarla haberleşen, şifre kapatan, çözen bir meslekten1 gelmesem bu zat-ı muhteremlerin dünyanın en iyi kripto memurları2 olduklarına inanacağım. Yıllar önce artık bu kişilerle zaman yitirmemeye, onların söylediklerine, yaptıklarına kulak asmamaya, yazdıklarını okumamaya karar vermiştim ki sevgili Yayın Yönetmeni Eyüp Özel, yine bunlardan hem de yıllardır papağan gibi aynı şeyleri tekrarlayan birinin, TRT’de yine ahkâm kestiğini anlattı. Arkasında da, “acaba yine bir şeyler yazsanız mı?” diyerek, Moda Deniz Kulübü’nde keyifle oturduğumuz yemeğin tadına tat kattı. Bilene, anlayana Piri Reis’ten söz etmek keyiftir. “Piri Reis’in haritasının şifreleri” diye saçmalamamak kaydıyla tabii. Devamı Mayıs 2017 sayımızda…