Macera, spor ve keyif tutkunu bir isim Murat Dedeman. Çocukken ahşaptan tekneler yaptı. Büyüyünce tekneye olan aşkı tutkuya dönüştü, denizle sevişen, denizle yarışan biri oldu. Kayak, tenis, motosiklet de tutkuları arasında. Tırmanıyor, yüksekleri seviyor. Uzaya gitmek için başvurdu ama kalbi izin vermedi.
Murat Dedeman, basında özel hayatı ve hobileriyle pek yer almayan bir isim. Eskiye dayanan dostluğumuza, sevgili Murat’ın yat tutkusu da eklenince Yacht Türkiye için röportaj isteğimi kırmadı. Dedeman’la Gayrettepe’deki Dedeman Oteli’nde doğaya açılan, denizle buluşan, göklere ve kayalıklara tırmanan keyifli bir sohbetimiz oldu.
Murat Dedeman’da ilk dikkati çeken şey enerjisi oluyor. Dinamikliği sanki bulaşıcı; insan onunla karşılaşınca yerinde duramıyor. Uzun yıllardır yaptığı sporun hediyesi fit vücuduna, heyecanını ve muzipliğini saklayamayan gülen gözleri eşlik ediyor. Samimiyeti ve cana yakınlığı, biraz gönül adamlığından biraz da meraklı, maceracı yapısının eseri.
Hangi ülkeye giderse gitsin orada mutlaka en yüksek noktayı buluyor ve çıkıyor; dağsa dağ, kuleyse kule, tepeyse tepe, aklınıza ne gelirse…
Usta bir kayakçı; kışlarını Palandöken ve Erciyes’teki otellerinde kayak sporuyla geçiriyor. Yaz mevsimi onun için deniz, tekne ve Bodrum demek. İşlerinin çoğunu çocuklarına devrettiği için hayatının üç aşkı; tekne, kayak ve eğlenceye artık daha çok vakit ayırıyor. Türk Sanat Müziği tutkusunu ise çarşamba akşamları otelinde dostlarıyla düzenlediği fasıl gecelerinde gideriyor.
Bu söyleşi de üç aşkından en güçlüsünü, tekneyi anlatıyor. Devamı Mayıs 2017 sayısında…