Golden Globe Race, 18 yaşından büyük herkese açık ama bu seferki yarış, ilki gibi her macerapereste açık bir yarış olmayacak. Yarışa katılabilmek için kabul edilen 30 yürekli erkek ve kadın skipper’ın kalifikasyon için atlamaları gerekli engeller var…
Önce Golden Globe Race’in katılma şartlarına bakalım. Yarışçılar minimum 8000 nm okyanus deneyimi ve 4000 nm astronavigasyon kullanarak solo deneyimi olduğunu, ek olarak yarışacakları teknelerinde de 2000 nm solo seyir yapmış olduklarını gösterecekler. Yarışacakları tekne 1968/69 yarışında Robin Knox-Johnson’ın yarışı kazandığı yatı Suhaili’nin benzer özelliklerinde olacak. GPS, elektronik navigasyon, otopilot vb. modern cihazlar kullanılmayacağı gibi teknelerin kendisi de o günün malzemeleriyle inşa edilmiş olacak. Yani tekne ahşap veya fiberglas ve 32-36 feet boyunda, 1988 öncesi inşa edilmiş, uzun salmalı, onaylanmış, standart teknelerden olacak. Yarış bugünkü hi-tech uzay sanayii teknolojinin değil denizciliğin, dayanıklılığın yarışı olacak.
Tekneler yarış organizatörünün hazırladığı listedeki gereçleri satın alıp modern bir emniyet paketiyle seyre çıkacak. Pakette; Bir stand-alone uydu takip sistemi, (yarışçının kendi pozisyonunu göremeyeceği şekilde çalışacak) yarış komitesi tarafından yarışanı ve hava şartlarını takip için.
Yarış merkeziyle haberleşmek için two-way satellite kısa dalga pageing unit. iki mobil satellite telefon olacak. Bu telefonlar onaylanan sponsorlarla medya görüşmeleri ve kaptanın bağlandığı bir okul ile günde maksimum dört kısa mesaj için kullanılacak. Mühürlü bir kutuda da iki GPS chart plotter, akıllı telefon (emergency durum için)… Bu bir non-stop, one class yarış, bir yarışçı herhangi bir nedenle bir yerde durak yapmak veya mühürlü bir kutuyu açıp emergecy GPS, chart plotter’i kullanırsa Golden Globe yarışı trofesine kalifiye olamaz ama Chichester klasına geçer. (Chichester 1967 yılında tamamladığı turunda Sydney’de bir mola yapmıştı.) İki durak yapan diskalifiye olur.
Yarışçılar bir arıza durumunda bir koya sığınabilir ve tamirini dışarıdan yardım almadan kendisi yapabilir. Tüm yarışçılar 7/24 izleniyor olacak.
BİZİMKİLERE GELİNCE
Yarış sitesinin skipper’lar sayfasında İngilizce tanıtımlarını da bulacağınız, katılmaya aday olmuş 30 skipper arasındaki, iki yürekli dostumuz da var.
Bu yarışlar yelken dünyasının adeta bir laboratuvarı olmuştur, teknemizde kullandığımız çok şey o teknelerde denenmiş ve gelişmiştir. (Benim yardım ettiğim Dick’e bir üniversite düzenli periyotlarda doldurması için psikolojik durumunu gösteren bir çalışma vermişti.)
Geçen ay yazdığım gibi soğuk kış günlerinde siz de alın elinize kalemi düşünün bakalım siz olsaydınız ne tedbirler alırdınız, sizin kendi yelken dünyanızdaki endişeleriniz ve tedbirleriniz neler? Kıyıdan ipimizi kopardıktan sonra Güney Okyanusu’nda değilsek de kendi denizimizde teknemizi hedefine götüreceğiz.
Tabii ki bu bir yarış. Bu tip uzun mesafe yarışlarda benim takip ettiğim kadarıyla, önce yarışı emniyetle, tabiri caizse bir parça bitirebilmek, sonra da sürat. Tavşanla kaplumbağa misali çok kere en hızlı tekne bir arızadan yarış kaybetmiştir.
İki deniz adamına sordum: Neden Golden Globe Race’e katılıyorsunuz? Şu veya bu mesajı vermek haricinde (yanlış anlaşılmasın böyle girişimlere, dikkat çekmelere büyük saygım var) şimdiki sorum, okyanusla karşı karşıya olacak etten kemikten Erden ve Selim’in nedeni. Önünüzde uzun bir yol var, bu maceranızda Doldrum bölgesinde rüzgârsız kalacak, Güney Okyanusu’nda, (Atlantik’i de unutmayalım) fırtınalar yiyeceksiniz. Endişeleriniz ve tedbirleriniz nelerdir diye sordum.
ERDEN ERUÇ
Erden’i kas gücüyle (kürek, bisiklet, yürüyüş) dünyayı dolanarak dağarcığına doldurduğu “18 Guinness Dünya Rekoru”ndan tanıyoruz. Geçen yıl Guinness Hall of Fame listesine alındı. Devamlı bir challenge kovalayan bir ruh. Bir süredir buna hazırlandığını biliyorum. Dağcılık, okyanus kürekçiliği gibi yelkenciliği de başarıyla torbasına atacağına eminim. 50 GRT kaptan ehliyeti var, yelken eğitmenliği, kısa parkur yarışlar ve transferleri var. Erden’in deniz tecrübesi derken klasik yelkenle dolaşanların dümen suyunda bıraktıkları millere bakıp 10.000 deniz milciği diye bakanlara bir de “kürekle solo 26.705 deniz mili” ne bakmalarını tavsiye ederim (Guinness Dünya Rekoru).
Neden GGR?
Hayatım boyunca yavaş katettiğim yolculuklardan daha çok haz duydum ve o deneyimler beni olgunlaştırdı. Arabayla gitmek yerine yürümek, koşmak veya pedal basmak beni daha çok tatmin etti. İnsan gücüyle beş sene 11 günde kendi kas gücümle tamamladığım devrialem yolculuğum hayatımı değiştiren bir tecrübeydi. Kıtaları bisikletle aştığımda, motor yerine, yelken yerine okyanusları kürekleyerek vardığım her yerde beni görenler o noktaya alın teri ve bilek gücüyle vardığımı görüyor, takdir ediyordu. Hızlı bir vasıta veya lüks bir yatla ulaşsaydım sadece bir diğer turist olurdum.
Golden Globe Race bana modern cihazların sağladığı kolaylıklardan yoksun muhteşem Güney Okyanusu’yla yüzleşme fırsatını tanıyacak. O yarış sırasında Sir Robin’in 1968 yılındaki ilk yarışta yüzleştiği şartlarında ilerleyecek GPS seyir cihazı veya su yapıcı gibi modern yöntemlerden sakınacağız. Dolayısıyla denizcilik becerilerimiz ön plana çıkacak. Geriye kalan sadece denizcilik olacak. Durmadan Antarktika’yı doğu yönünde dolanacak, o zor mücadelemde beni sınayan okyanusun yol verdiği teknem CLARA’ya lâyık bir kaptan olarak Les Sables d’Olonne’a döneceğim.
Devriâlemi tamamladığım 2012 yılından itibaren yelkene odaklandım. Kısa parkur yelken yarışlarına katıldım ama gözüm hep açık deniz yelken yarışlarındaydı. Bunun için başkalarının yatında, kurulmuş bir ekibe katılmam gerekiyordu. Malum hayatımım 1084 gününü okyanuslarda tek başıma kürek başında geçirdim. Doğa sporcusu olarak hep bir projem vardı, uzaklardaydım. O nedenle önceliklerim farklıydı ve TransPac ya da Pac Cup gibi klasik yarışlarda kendime bir yer bulamadım. Clipper Around The World gibi bir yarışa katılmak için sırf katılım harcı 70 bin Sterlin idi. GGR için gereken harç ve masrafları hesapladım, eşime danıştıktan sonra gözümü karartıp buna katılma kararını verdik.
En büyük korkun?
En büyük korkum yarışın başlayacağı 6 Eylül 2026 tarihinden önce maddi olarak takatimi yitirip teknemi satmak zorunda kalmak, bu hayalimden vazgeçmek. Hâlâ sponsorum yok. Amerikalı eşimle çabalıyoruz. Yelkenimde Türk bayrağı görünecek. Herkes benim Türk olduğumu biliyor, o nedenle yurtdışından sponsor aradığımda doğal olarak onların kendi yelkencilerini destekleyecekler beklenir. Bugüne kadar edindiğim 18 Guinness rekoru ve Guinness Hall of Fame üyeliğimin belki Türkiye’de yankısı olur! Zaman gösterecek.
En iyi ve en kötü olabilecek…
Bu yarışın en güzel yanı, hayal dünyamı tamamen saran ve beni hayatımda alışılmışın dışına itecek olan bu yarışın beklentisi, en kötü yanı da beklentilerde kendi kendime gelin güvey olduğum yalnızlık hissi.
SELİM YALÇIN
Selim, İstanbul’da Boğaz’da büyüdü. 9 yaşındayken ağabeyiyle ilk teknesini imal etti. İstinye’de balıkçı ve tersane işçileri arasında kâh fahri kâh yevmiye çalışırken kanına giren denizi öğrendi, balıkçılık yaptı. Yedi sene lüfer, kofana, torik tutup sattı. 1981’de son lüfer mevsimini kapatınca eğitime yöneldi. Tıp fakültesini birincilikle bitirip ortopedi uzmanı, profesör, başhekim oldu. Parlak meslek hayatı onu denizden ayırmadı. Bir dünya turu, dört İstanbul-Karayip seferi yaptı. Daima bir teknesi oldu, halen de var. Ultra modern cihazların olmamasından da çok memnun, okyanusta günler geceleri, haftaları, ayları kovalıyor, ruh halini yakaladığında okyanus seyri bir sorun olmaktan çıkıyor, tam tersine hiç bitmesin istiyor.
Yarışa katılma amacın…
Fırsat bu fırsat ömür boyu doyamadığım deniz ve yelken hayatına 9-10 aylık güzel bir macera ile yeni bir sayfa eklemek. Hazır sağlığım yerinde, aile mesuliyetleri hafifçe ve bütçemiz kimseye avuç açmadan tekne alıp donatmaya elverirken…
Yüzleşeceğin fırtınalar ve rüzgârsız günlere hazırlığın…
Tekne tercihimiz Endurance 35 sloop (satın alma süreci yüzde 99 bitmiş gibi). Elli sene öncenin malzemesi ve bilgisiyle yapılmış tekneyi Türkiye’ye getirince, burada çıplak bir kabuğa dönüştürüp, sadece formu bozulmasın diye güverte kemerelerinin 8-10 tanesini bırakarak detaylı bir inşaat düşünüyoruz. Sert hava tedbirlerine gelince: Dört Kuzey Atlantik, bir Hint Okyanusu geçişinde aldığımız derslerden beterini Akdeniz’de yaşadık (Akdeniz’i göl zannedenlere duyurulur).
Teknemizi hazırlarken rota değiştirmeden ve süratle camadan yapmak için düşük sürtünmeli ray takacağız, direk dibine gitmeden çalışmak için tüm halatları havuzluğa alacağız, single line reefing (camadan) ana yelkenin şeklini bozuyor ve çok zaman alıyor, tack ve clew için ayrı line donatacağız. Trisail yerine de ana yelkene dördüncü camadan noktası düşünüyorum. Bir de yekeli ve Windpilotlu dümene saniyede müdahale edebilmek için kıçta, pushpit’te kapı gerek. Boğaziçi’nde gerek Ege sahillerinde küçük teknecilerin hep kullandığı dikey yeke donatacağız.
Şimdiki teknemiz Keyif için kendi elimizle Jordan Series Drogue, Paraşüt ve Galerider hazırlamıştık, maazallah deyip bu tekneye geçireceğiz.
Weatherfax müsaade ediliyor, Hindistan’daki gemi sökümlerden çok ucuzlar var, belki Aliağa’da da vardır, himmet eden sevdiğimiz abilerimizin birisi yenilerden hediye de yapabilir. Hava haritalarını alıp yorumlamak amacım.
Doldrumlar için dev bir light genoa hazırlayacağız. Organizasyon motor kullanımına 1 litre mazota 2 saat ceza kuralı koydu. Gerekirse rüzgârı yakalamak için kısa motor kullanırım. Dev bir kürek de denemek istiyorum, eğer saatte 1.5-2 knot yapabilirsem antrenman da olur.
YARIŞ ROTASI
Yarış rotası geçen ay verdiğim haritada olduğu gibi, doğuya giderek circumnavigasyon. Start ve finiş Fransa, Les Sables d’Olonne olacak.
Yarışçılar Atlantik’te kuzeyden güneye inerken Kanarya Adaları’ndaki şamandıra sancakta kalacak, burada yarışanlar durmamak şartıyla röportaj yapabilecek. Seyir sırasında topladıkları görseller yarış komitesinin YouTube kanalında yayınlanmak üzere toplanacak.
Trindade iskelede, Ümit Burnu iskelede, Prince Edward, The Crozet ve The Kerguelen Adaları sancakta, Cape Leeuwin iskelede bırakılacak.
Storm Bay, Tasmanya’daki kapıdaki çizgiyi erken geçmemek için yarışçılar yelkenleri indirip 90 dakika eğlenecek veya demirleyecek. Bu sırada röportajlar, aileler ile konuşma mektup vb. tekneye dokunmadan yapılabilecek. 90 dakika sonunda Cape Horn’a doğru devam edebilecekler.
Snares ve Bounty adaları sancakta bırakılacak.
Waypoint 46°S, 174°W sancakta. 115 batı ve 46 güneydeki bir hayali dönüş markası sancakta bırakılacak. Bu hayali çizgiyi geçen zaman penaltısıyla cezalanır. Yarış komitesi satelite tracker ile her tekneyi devamlı takip ediyor. (Burada dikkat edilecek Güney Okyanusu’ndaki hayali dönüş noktası. Önceki yarışlarda mesafeyi kısaltmak için yarışanlar iyice güneye inip buzulların arasında hayati riskler alıyorlardı, o yüzden güney limiti koydular.)
Cape Horn’u iskelede bırakarak, Atlantik’te güneyden kuzeye çıkarak finiş hattına, mutlu sona ulaşacaklar.
Umarım bütün yarışçılar sağ salim mutlu sona ulaşır.☸