Sabah’ın güney komşusu Endonezya’nın Borneo’su Kalimantan, burnun arkasında. Borneo ile Celebes Adaları arasındaki sualtı cenneti, mercan üçgeninin kıyısındayız. Kıyıdan, daha doğrusu nehir ağızlarından birkaç mil açılınca su berraklaşıyor. Bu sularda Malezya’nın sualtının süperstarı Sipadan ve Mabul adaları bütün dünyadan dalgıçları çeker. Lahad Datu ne kadar bilinmezse diğerleri o kadar ünlüdür.
Lahad Datu’da ikmal yapmak için durduğumuz -güya- kısa süre, uzadıkça uzadı. Turist gibi kısa bir zaman dilimine bağlı olmayınca kendimizi koparmak zorunda değiliz. Seçtiğimiz hayat tarzı böyle, bizim istediğimiz kadar vaktimiz var, iş yerinden değil, hayattan izin almışız.
Lahad Datu şüphesiz Malezya’da gördüğümüz en pis şehir, sokaklarda fareler cirit atıyor, arada bir koku dalgaları geliyor. Denizdeki tehlike, kıçtan takma motorun pervanesine dolanıp “bushing”leri kıran plastik torbalar. Artık Kelebek’in kokpitinde otururken vruuum diye gazlayıp, aniden stop eden motorların sesini duydukça oh olsun diyorum, hayatlarının geçtiği denizi plastikle doldurmaktan vazgeçmiyorlar. Deniz Uzak Doğu’nun çöplüğü!
Lahat Datu’nun büyük bir sebze ve balık pazarı olmasına rağmen kaldırımlar meyve, sebze, ilaç, kaçak sigara ve akla gelecek, gelmeyecek şeyler satan bağdaş kurmuş satıcılarla dolu. Arada bir belediye ile kovalamaca oynuyorlar. Bu kaosun da romantizmi olur mu? Neden olmasın, hakiki hayat bu. Tipik bir hudut kasabasındaki hayat, kaçakçılık, illegal işler dolu. Dünyamızın bu köşesine yapışmış canlar hayat kavgasında, herkes bir türlü idare ediyor. Devamı Mart 2014 sayımızda…
