Burada sizinle aylardır kendi yolculuğumu paylaşsam da denizin öyle bir büyüsü var ki, sadece sualtında yaşayan sayısız canlıya ya da dalgalarına ortak ettiği ılık rüzgârlara değil, birbirinden farklı birçok hikâyeye de kucak açıyor. İşte bu yazıda sizinle yolumuz maviliklerde kesişmiş, çok sevdiğim denizci arkadaşlarımın mavi yaşam öykülerine yakından bakma zamanı.
Kışın son misafiri, şubat ayından hepinize merhaba! Bu sayıya değişiklik yapıp çok sevdiğim bir soruyla başlamak istedim: “Hikâyeniz olmasa kim olurdunuz?” Byron Katie’nin, uzun süre kapağına bakıp düşünmenize sebep olan kitabının adı bu. Bizi biz yapan her şey hikâyemizin bir parçası aslında. Benim hikâyemin de başrolü bildiğiniz üzere masmavi denizler. Hayatımın kırılma noktası, hikâye dilinde konuşmaya devam edersem, çatışması ya da “en güzel” gelişmesi, radikal bir kararla ailece hayatımızı yelkene taşımaktı.
Burada sizinle aylardır kendi yolculuğumu paylaşsam da denizin öyle bir büyüsü var ki sadece sualtında yaşayan sayısız canlıya ya da dalgalarına ortak ettiği ılık rüzgârlara değil, birbirinden farklı birçok hikâyeye de kucak açıyor. İşte bu yazıda sizinle yolumuz maviliklerde kesişmiş, çok sevdiğim denizci arkadaşlarımın hikâyelerine yakından bakma zamanı. Kimi köpeğiyle, kimi iki çocuğuyla yelken açıyor denizde, kimi tek başına kendi hikâyesini yazarken, kimi alıp başını Karayipler’e gidiyor. Her biri aynı denizi paylaşsa da bambaşka dalgalarla yol alıyor. Gelin yüzünüzü gülümsetecek belki de ilham alacağınız bu sıcacık hikâyelere konuk olalım.
SAILING ROM
Bu ismi tanıyanlarınız oldu mu? Sailing Rom adıyla biliniyor Dilan ve Cihad çifti sosyal medyada. Tabii en sevimli detayı atlamadan başlayamam: Minik miçoları, dünya tatlısı köpekleri Rom! Rom ile tam zamanlı teknede birlikte yaşıyorlar. Hatta yedinci yaşını teknede birlikte kutladılar. Dilan ve Cihad’ın motivasyonu aslında kendini denize bırakan çoğu kişiyle benzer. Doğanın içinde geçen onca zamandan sonra karaya sığamayıp ilk yelkenlileriyle 2023’te tam zamanlı olarak teknede yaşamaya başladılar. Geçen sene yılbaşına bizim de çok sevdiğimiz Göcek koylarında girdiler, kışı orada geçirdiler, bu sene de birbirinden güzel manzaralara ev sahipliği yapan Karadağ’ın rüzgârında kışı geçiriyorlar. Yolumuz Göcek’te kesiştiğinde teknelerine misafir olup zamanı unutturan sohbetler etmiştik. Siz de bu tatlı sohbetlerine Instagram’da ortak olabilir aynı zamanda aktif olarak rotalarını takip edebilirsiniz. Uzun formattaki videolarını da YouTube’da bulabilirsiniz. Teknede tam zamanlı yaşamın hem keyifli, eğlenceli hem de zorlu yanlarını şeffaf bir şekilde sizinle paylaşıyorlar. Eğer bu sene Karadağ’da Dilan ve Cihad’a rastlarsanız, selamımızı götürmeyi, artık bir denizci olan Rom’u sevmeyi unutmayın!
SAILING DERISKA
Gelelim bizim gibi çocukla sezonda teknede yaşayan Deniz ve Mahmut’un hikâyesine. Atlas ve Azur’la, yelkenli tekneleri Deriska’yla 2021’den beri sayısız rota çizdiler. Onların hikâyeleri tabii çok özel. Bir gün Karacasöğüt’e yolunuz düştüğünde, nesilden nesle nasıl denizci bir aile olduklarını dinlemenizi öneririz.
Çocukları bizim Atlas Deniz gibi, teknede maceranın içinde büyüdü. Benim de çok sevdiğim bir sözle “Her şey başlayana kadar” diyerek, Deriska ile dünya turuna çıktılar. Çoğunlukla kışın tekneyle dünya turunda, yazın sıcağında ise Türkiye sularındalar. Çocukla birlikte özgürce denizde olmak, doğanın içinde bir aile olarak yaşamak ve bunun tüm katkılarını her detayıyla, samimi bir şekilde de paylaşıyorlar. Çocukla seyahatin, ailece dünyayı keşfetmenin mümkün olduğunu savunan bir aile olarak tahmin edersiniz ki Deriska’nın dört kişilik ekibi bizim favorilerimizden. “Sailing Deriska” özellikle ailece seyir yapmayı düşünen ama nasıl yapacağını bilemeyenler için çok güzel bir rehber. YouTube’da Mahmut Saral’ın kanalından dünya seyahati videolarını da izleyebilirsiniz. Eğer ihtiyacınız olan cesaret edebilmekse, bence çok güzel bir örneği bu aile.
SAILING ELEVEN
Gelelim “Eleven”a! “Eleven” yani on bir. Ömre Kaptan’ın anlatımıyla: “11 rakamı, evrenin kusursuz birliğini ve sonsuz döngüsünü temsil ederken, kuantum fiziği her şeyin enerjiyle birbirine bağlandığını ortaya koyar. Bu bağlamda, her birimiz, görünmez ipliklerle örülmüş büyük bir kozmik dokunun hem parçası hem de yansımasıyız; ayrı gibi görünsek de aslında bir bütünün farklı ifadeleriyiz.”
Bu bütünlüğü hatırlatıcı olarak teknemizin adını “Eleven” koyduk der Ömre Kaptan! Eleven, hem teknenin adı hem de bu güzel çiftin deniz macerasına verdiği isim. Ömre ve Olcay Engin, deniz tutkusuyla yanıp tutuşan iki maceraperest aynı zamanda. Adriyatik Denizi’nden Ege’ye, Akdeniz’den Karadeniz’e kadar birçok bölgede uzak yol keşif yapıyorlar. Yani her bir limandan yeni bir hikâye, yeni bir deneyimle dönüyorlar. Bu deneyimleri de sosyal medya hesapları üzerinden takipçileriyle paylaşıyorlar. Yalnızca seyahatleri değil, tekne kullanımına dair aklınıza gelebilecek birçok teknik detayı da deniz tutkunu takipçilerine anlatıyorlar. Bosa tutmanın inceliklerinden, sert havalarda teknede nasıl eşyaları devirmediklerine kadar birçok konuyu konuşuyorlar. Yani hem eğlenceli, sıcak bir eğitim almak hem de aklınızda bir gün tekne sahibi olmak varsa bilgi edinmek için göz atabilirsiniz Eleven ekibine! Ömre ve Olcay’ın bir çift olarak denizin üstünde kurdukları bu alternatif yaşam, tekneyle uzun bir seyre çıkmaya sizi özendirmeye yetiyor.
BAŞKA TÜRLÜ YAŞAMAK
İsimleri yaşam tarzlarını ve hayata bakışlarını daha iyi anlatamazdı değil mi? Özkan ve Özlem çifti 2013’ten beri teknede yaşıyor. Buna karar vermeleri de hayatlarında dönüm noktası olmuş aslında. İşi gücü bırakıp-bu bizim hikâyemizden de tanıdık gelmiştir- tüm hayatlarını değiştiriyorlar. Gerçekten yaşamak nedir? Başka türlü nasıl yaşanır? diyerek kendilerini denizde kurdukları bu huzurlu hayata atıyorlar. Katamaranları Ozi ile dünya turuna çıkıyorlar ve bunu da YouTube kanallarından paylaşıyorlar. Yeni hayatlarında denizleri aşıp her seneyi dünyanın bambaşka yerinde karşılıyorlar artık.
Bu yazıyı hazırlarken aldığımız üzücü bir haberle uyandık. OZI teknesi, Karayipler’de yaşadığı bir talihsizlik sonrası artık derin sularda. Özlem ve Özkan’a çok geçmiş olsun diyoruz ve yeni yolculuklarında yeni kızlarıyla harika hikayeler yaratmaları için güzen enerjilerimizi gönderiyoruz. Neyse ki ekipten herkes sağsalim tekneyi tahliye etmeyi başardı! Yeniden denizlerde buluşacağımız güzel günlere.
USTURMAÇALI KIZ
Gelelim rotalarını takip etmesi inanılmaz keyifli Nilay Koçman’a, yani sosyal medyada bilinen adıyla “Usturmaçlı Kız”a! Nilay ve eşi Onur Koçman deniz tutkusuyla seyirler yapan, hayatlarını tekneye taşımış genç bir çift. Nilay’ın hikâyesi çocukluğundan gelen derin bir deniz aşkıyla başlamış. Bu tutku zamanla Onur’u da etkileyerek, ikilinin hayatını kökünden değiştirmeye yetti tabii. Başlangıçta küçük bir sandal hayal ederken, bu hayal adım adım büyüyerek 35 feetlik bir tekneye dönüştü ve şimdi o tekneyle koy koy geziyorlar. Teknede yaşamak bir yaşam tarzı diyorum her seferinde, Nilay da aslında özgürlüğün karşılığı olarak gördüğü deniz yaşamına böyle adım atan kişilerden.
Yazının başından beri değinmek istediğim bu alternatif hikâyelerin belki de en güzel tanımlarından birini yapmış Nilay: “Köksüzlük”. Sanırım denizde yaşam için en güzel ifadelerden biri bu. Pusulanı ruhuna, dümenini tutkuna bağlamak, nereye yol almak istersen, bir yere bağlı kalmadan oraya yelken açabilmek. Usturmaçalı Kız, bize tam da bunu anlatmaya çalışan bir hayat tarzına sahip. Hem YouTube’da hem de İnstagram’da hikâyesine ortak olabilir, belki de tutkunuzun peşinden gitmek için sizi durduran sebebe, Nilay’dan ilham alarak son verebilirsiniz. Kalbinizin sesini dinlemek, kendi hayatınızın kontrolünü elinize alabilmek, mutluluğunuz için verebileceğiniz en güzel karar değil mi? Umarım Nilay ve Onur ile yollarınız kesişir ve “her yere ev diyebilmenin” verdiği huzura, onların güzel sohbetiyle yakından tanıklık edebilirsiniz. Tabii bizden de selam götürmeyi unutmayın.
Nasıl? Deniz üzerinde birbirinden farklı bunca hayata yakından bakmak insana cesaret vermiyor mu? Biliyorsunuz ki biz de “keyifliyim” olarak zamanında birçok kararsızlıklar içerisinde, hayatımızı kökünden değiştiren o kararı vermiştik. Bu uçsuz bucaksız deniz, hayallerime de ev sahipliği yaptı, hayal bile edemeyeceğimiz müjdelere de. Küçük Deniz yıldızımızın aramıza katılacağı o günü öğrendiğimde de teknedeydim, onun büyüyüp bizimle yol arkadaşı olurken attığı ilk adımlara tanıklık ederken de… Deniz tıpkı içinde barındırdığı sayısız canlı gibi üstünde de kendini ona adamış, ona olan aşkı yüzünden hayatını değiştirmiş sayısız hikâyeyi de kucaklıyor. “Neden bir teknede yaşamalıyım?” diye sorarsanız bence bunun cevabı da sayısız. Herkesin hayattan beklentisi ve hayatında kurduğu denge farklı olsa da ben denizde yaşam sürmek isteyen ama emin olamayanlar için birkaç sebep sıralamak istedim.
Bana kalırsa, denizde yaşamak için sebep çok. Başta büyük bir risk gibi görünse de karar verdiğiniz andan itibaren, aslında gözünüzde büyüyen hiçbir şeyin sandığınız kadar zor olmadığını, zorlukların sonunda sizi bekleyen lütufları görüyorsunuz. Eğer karar verdiyseniz, kendimden biliyorum ki, bir noktada o yola girmiş ve artık hayatınızı değiştirmeye, yazıda bahsettiğim tüm denizci arkadaşlarım gibi kendinize yeni bir yol çizmeye başladınız demektir. Denizde yaşarken, ufak tefek sorunlarla karşılaşsanız bile günün sonunda tatmin olmamanıza ihtimal olmuyor. Sanırım bu mavi suların hâlâ büyülendiğim yanı da bu.
Sizi mutlu etmeyi, ne kadar sert bir rüzgâr verse de güvenli bir limana atmayı biliyor. Bu yüzden de bugün yaşadığımız bu güzel hislere, en önemlisi de geleceğimize sahip çıkmak için bize de bazı sorumluluklar düşüyor. En önemlisi de “sürdürülebilir” yaşam sürebilmek. Bunun için de yazıda bazı önerilerde de bulunmaya çalıştım.
Sanırım elimden geldiğince atabileceğiniz bu ilk adım için size bildiklerimi söylemiş oldum. Herkesin kendi yolu ve hikâyesi ayrı. Ama isteğim eğer ki aklınızda, hayalinizde denizde olmak varsa bir gün karşılaşabilmek. Hayat bir anlam arayışı ise, bugün baktığımda, ben onu bir palmiye ağacının gölgesinde, koydaki dalga seslerinde aramaktan çok memnunum. Hikâyeler de tıpkı parmak izleri gibi eşsiz ve özel iken, bu maviliklerde ailece bıraktığımız ize minnettarım. Hepinizin yolculuğuna, en az benimki kadar güzel manzaralar eşlik etsin. Pruvanız neta, hayat kolayınıza olsun.☸