Yıllarca motoryat kullanıcısı olduğu halde yelkenli tekne hayaliyle yaşayan Turgut Toplusoy iki ay önce hayaline kavuştu. Uluslararası üne sahip yerli kadın giyim markası Roman’ın başarılı yöneticisi, teknoloji ve estetiğin üst düzeyde olduğu İtalyan Solaris 64 RS model “Zehra” isimli teknesi ile şimdilerde emeklilik hayatının tadını denizin üzerinde çıkarıyor.
Röportaj ÇİĞDEM YURTSEVER Fotoğraflar ÇİĞDEM YURTSEVER, TURGUT TOPLUSOY ARŞİVİ
Turgut Toplusoy ile 2014 yılında ilk kez röportaj yaptığımızda Ferretti 68 kullanıyordu. Oğlu için aldığı bir Jeanneau Sun Odyssey 409 ile de yelkenli deneyimi yaşıyordu. Ardından Ferretti 800 model ile motoryatını büyüten Toplusoy, aradan geçen sekiz senenin sonunda ise yönünü tamamen değiştirdi ve iki ay önce gönlünün efendisi olan yelkenli tekneye geçiş yaptı. Sofistike bir zevke sahip olan Toplusoy, konforu, kaliteyi ve teknolojiyi de önemseyince yolu İtalya’nın üst düzey yelkenli tekne üreticilerinden Solaris Yachts ile kesişti. Toplusoy ile teknesinde buluştuk ve yelkenli yata geçişini, teknesinin ayrıcalıklarını ve deniz tutkusunu konuştuk.
“GERÇEK DENİZCİ YELKENCİ OLMALI”
Nasıl oldu da motoryattan yelkenli tekneye geçtiniz?
Yelkenli hayatı benim hep hayalimdi. Ancak eşim yıllar önce “Ben işten geliyorum, yorgun oluyorum, teknede oturup dinlenmek istiyorum. Yelkenli olursa sen durmazsın gezersin, yorulursun, beni de yorarsın” dedi. O yüzden yıllarca motoryat kullandık. Onlarla da mutluyduk ama gönlümde hep yelkenli tekne vardı.
Nereden geliyor bu sevgi?
Önce denizi seveceksin. Ben de çocukluğumdan beri denize âşığım. Çok küçük yaşlarda Pendik’te anneannemin evinin orada yüzmeye başlayıp denizle haşır neşir büyümüş biriyim. Daha sonra sürat motorum oldu, su kayağı yaptım, sonra ‘84 yılında Tuzla’da bir tekne yaptım. Ardından 2002 yılında Ferretti 68 aldım. Ben aldıktan sonra bu model epey popüler oldu, 11 yıl kullandım onu. 2015 yılında Ferretti 800’e geçtim. Ancak gerçek denizcinin yelkenci olması gerektiğine inanan biriyim. Tekneyi denizde ev gibi kullanmak pek hoşuma gitmiyor.
Yelkenlinizi ne zaman aldınız?
Karar verince motoryatımı sattım. Hanım da Bodrum’da bir yazlık ev istedi. Önce onun için bir ev aldık, sonra ben iki ay önce bu yelkenliyi aldım. Şimdi hanımdan izinliyim yani, gezebilirim. Zaten arkadaşlarımın yelkenlisiyle geziyordum artık kendi teknemle gezeceğim. Bunu da İtalya’dan iki haftada gezerek getirdik.
FABRİKADA BEKLERKEN SAHİBİNE KAVUŞTU
İlk yelken deneyiminiz ne zaman oldu?
Ferretti 68’de Laser bir teknem vardı, çocuklarla yelken yapıyorduk. Senelerce kullandık. 2014 yılında ise oğlum Buğra’ya aldığım Jeanneau Sun Odyssey 409 ile yelken yaptık. O yelken eğitimi almıştı, ben de onunla yelken yaptım bir süre. Tekneyi zaten yurt dışından getirdik. Kapri, Sardinya, Mikonos gibi adaları gezerek geldik. Hatta bir gün Buğra ile 35 knot havada yelken açtık ve broş yedik. Oğlum bir süre kullandı teknesini ama sonra sattı ve Amerika’ya gitti.
Sonra ne oldu?
O tekneyi satınca biz yine motoryata kaldık. Ancak o arada yine arkadaşlarımın teknesinde yelken yaptım, hatta rahmetli Mehmet Peynirci ile bir iki yarışa da katıldım. Motoryatta da çocuklarımı büyüttüm, güzel günlerim geçti. Çocuklar da büyüyünce dedim ki artık benim yelkenli tekneye geçmemek için bir sebebim kalmadı.
Bir Solaris almaya nasıl karar verdiniz?
Geçen sene yelkenli almaya karar verip motoryatı sattıktan sonra araştırmalarım sırasında Solaris’in yelkenliler arasında iyi bir tekne olduğunu ve benim zevkime hitap ettiğini gördüm. Ayrıca bir arkadaşım da tavsiye etti. Mümessili olan arkadaşımı aradım ve bana firmanın fabrikasına gidelim dedi. Orada yapılmakta olan 64 feet olan bu modeli tavsiye etti.
Fabrikada neler dikkatinizi çekti?
Orada ilk baktığım konu ustalar ve işçilik oldu. Kaç tane tekne yaptıklarına baktım, boya yapılan yere girdim. Tek tek inceledim. beş altı tekne vardı farklı boylarda. Bunun da kabuğu dökülmüş ve bekliyordu. Açıkçası müşteri bekliyordu, ben de talip oldum. Sonra bir de tekne yapılırken gittim, gördüm, inceledim; ustalar çok iyiydi, ince eleyip sık dokuyorlar, fabrikasyon değil açıkçası, titiz çalışıyorlar. Bu on ikinci gövde. Çok da talep var.
YÜKSEK TEKNOLOJİYE SAHİP BİR PERFORMANS TEKNESİ
Estetik anlayışınıza uydu bu tekne sanırım.
Ben zaten denize çıktığım zaman estetik anlamda keyif alacağım ve enerjisi bana uyan bir tekne arıyordum. Enerjisi uymazsa istediği kadar pahalı, kaliteli olsa da istemem. Bu yelkenli de bana estetik olarak hitap ediyor. Hatta işin enteresan tarafı, aldıktan sonra daha çok sevmeye başladım.
Teknenin dikkat çeken özellikleri nedir?
Birincisi teknenin hiç gürültüsü yok ve diğer tekneler gibi sallanmıyor, dalgada bile istediğim yerde durabiliyorum. Yanımızdan bir motoryat geçiyor mesela, herhangi başka bir motoryatta olsak sallanırdık, bunda hiç hissetmiyoruz. Açıkçası rüzgâr çıksa da yelken yapabilsem diye bakıyorum devamlı.
Yelken performansı nasıl?
Bu tekne 18-20 knot hıza kadar rüzgârda inanılmaz keyifli. Onun üzerini denemedim. Bir kere sert bir havaya girdik, tekne çok yan yatınca eşim çok korktu. O yüzden ben yalnız olduğumda deneyeceğim. Yelkenleri çok büyük olduğu için güçlü rüzgâr ürkütüyor tabii. Performans teknesi olduğu için çok hızlı. Heyecanı da seviyorum ayrıca. Her şey otomatik olduğu için iki kişi kullanabiliyoruz. Otomatik pilot çok başarılı, yelken açıkken bile oldukça stabil ve iyi gidiyor, şaşırırsınız. Yüksek teknoloji kullanılmış teknede.
SENEYE DAHA BÜYÜK TEKNE
Tekneye, normalde tasarımında olmayan direkler diktirmişsiniz.
Evet, bunu kendim istedim. Krom tentelik yerine böyle bir şey talep ettim. Krom yakışmıyor tekneye. İtalyanlar da sevdi, şimdi başka tekne sahipleri de yapmak istiyormuş. Teknenin borda rengini de kendi arzuma göre yaptırdım. Beyaza göre daha hacimli gözüküyor. Fabrika da böyle bir tekne çıktığı için oldukça mutlu.
Başka planlarınız da var mı tekneyle ilgili?
Bu teknenin biraz daha büyüğünü almak istiyorum. O zaman yoktu, şimdi 74 feet modeli çıkacak. Onu almak istiyorum seneye.
Kullanımı daha zor olmaz mı?
Daha keyifli olur diye düşünüyorum. Tekne de daha hacimli olur. Bir personel daha olduğu zaman zor olmaz. İki personel ve ben yeterli oluruz. Ona göre misafir ağırlar, seyahat ederiz, daha keyifli olur diye düşünüyorum. Ama test etmeden de kendi teknemden vazgeçmem. Bunu da test ederek aldım. Şimdi İtalya’da Solaris Yachts’ın bir tane 74 feet’i yapılıyor. Bir de 80 feet’i var. İkisini de deneyeceğim seneye.
“AKDENİZ’İ GEZMEK İSTİYORUM”
Motoryatçılara yelkenli tekne tavsiye ediyor musunuz?
Kesinlikle ediyorum. Bir gün onların da deneyeceklerine inanıyorum. İki sebebi var. Birincisi motoryat aşırı masraflı. İkincisi de denizle bütünleşmek ancak yelkenli tekneyle oluyor, hem de çok keyifli. Bir yerden bir yere gitmek istediğiniz zaman çok daha hızlı hareket edebiliyorsunuz. Teknenin üzeri düz olduğu için motoryattaki gibi güneşlenme olanağı da oluyor. Seyir halinde çok keyif alıyorsunuz; titreme yok, oldukça da sessiz, jeneratör çalışırken bile duymuyorsunuz. İçerisi de çok rahat.
Yeni teknenizle gezi planlarınız nedir?
Akdeniz’i gezmek istiyorum. Daha önce gezdim ama daha sindire sindire gezmek isterim. Daha önce Akdeniz’den tekne getirdim ama istediğim gibi gezemedim, denize giremedim, istediğim restoranlarda yemek yiyemedim. Yunan adalarından bahsetmiyorum, zaten oraları komşu kapısı yaptık. İbiza’nın denizi çok güzel mesela, belki 30 sene önce gitmiştim. Şimdi tekrar gitmek istiyorum oralara kendi teknemle. Seneye eşimle beraber aşağı yukarı bütün yazımı yurt dışında geçirmek istiyorum, sağlık sıhhatim de yerinde olursa niyetim bu. Bir de balık tutmak için ekipman alıp deneyeceğim.
Dünya seyahati gibi bir niyetiniz var mı?
Öyle bir niyetim yok. Macera istemiyorum. Keyifle gezmek istiyorum, bilmediğim ve hayalini kurmadığım yerlere gitmek istemiyorum.
“DENİZ BENİM SEVDAM”
Deniz sizin tutkunuz ve en eski denizcilerdensiniz.
Evet, eskiden çok fazla tekne sahibi yoktu ama artık denizcilik çok gelişti. Eskiden herkesin yazlık evi vardı, tekne işini herkes birbirinden sonradan öğrendi. Bende ise tam tersi oldu, hiç yazlık evim olmadı, yazları hep teknede olduk. Daha yeni ilk kez yazlık bir ev aldım. Çünkü yıllarca tekneyi ev gibi kullandım, çocuklarımı teknede büyüttüm. İyi ki de öyle yapmışım. Deniz benim sevdam, deniz olmadan yaşayamam. Denizin yanı sıra orman da benim için çok önemli. İstanbul’da da artık Caddebostan’da değil ormanda, Çekmeköy’de yaşıyorum. Yani iki tutkum var; orman ve deniz. Kalabalıktan uzak ve huzurlu.
Eşiniz ve çocuklarınız da yeni yelkenlinizi seviyor mu?
Eşim Suzan çok seviyor tekneyi, eskiden karşı olmasının sebebi yelkenlide rahat hissedemeyeceğini düşünmesiydi çünkü Buğra’nın teknesi küçüktü. Bunda da rahat edemeyeceğini düşündü ama görünce farkı anladı ve hatta teknenin iç dizaynını yaptı. Artık tekneyle çok ilgili ama kızım Zehra’yı Amerika’ya okula götürecek. Benim ikiz çocuklar Mehmet ve Zehra teknede büyümelerine rağmen bu aralar tekneye gelmiyorlar. Şimdi 18 yaşındalar ve Bodrum’daki evi tercih ediyorlar. Ama ileride tekrar denize döneceklerine inanıyorum.
Son olarak mavi tutkunlarına ne söylemek istersiniz?
Pandemiyle beraber insanlar “Yaşam bir gün, o da bugün” sözünü anlamaya başladı. Denizin üzerindeyken denizlere sahip çıkarsak, koylarda yüksek sesli müzik açmazsak, denizleri kirletmezsek çocuklarımıza temiz bir deniz ve gelecek bırakabiliriz. 1984 yılında eski kaptanım denize kibrit çöpü attı diye neredeyse onu işten çıkarıyordum. Bu mantıkla bizden sonraki nesillere de yaşanabilecek bir deniz bırakmamız gerektiğine inanıyorum.☸