Deniz seviyeleri yükseliyor, İklim değişikliğinin etkileri artıyor

İklim değişikliği gezegenimizde doğal yaşamı ve insan sağlığını tehdit eden pek çok etkiye neden oluyor. Deniz seviyelerinin yükselmesi, buzulların erimesi, mercanların ölmesi, kasırgaların şiddetlenmesi, sıcak hava dalgaları ve kuraklıklar bunlardan sadece birkaçı. Bu ay yükselen deniz seviyelerini, ısı ve nem değişimlerinin sağlık sorunlarına yol açmasını ve daha sık gerçekleşen ekstrem hava olaylarını ele alıyoruz.

İklim değişikliği artık günlük konuşmalarımızda da konu haline geldi, aynı günlük hayatımızda yer aldığı gibi. Özellikle son yıllarda sadece bilim insanlarının değil, hepimizin gündeminde. Hava durumunu konuşurken, yılın bu zamanında bu kadar sıcak olmaması gerektiğini söylüyoruz. Alışveriş yaparken, organik ve yerel ürünleri tercih ediyoruz. Seyahat ederken, uçak yerine tren veya otobüs kullanmaya çalışıyoruz. İklim değişikliği artık hayatımızın her alanında bize eşlik ediyor. Bunu günlük hayatımıza indirgersek aslında şöyle temel olarak üç başlıkta iklim değişiminin etkilerinden bahsedebiliriz: Yükselen deniz seviyeleri maliyetleri artırıyor, ısı ve nem değişimleri sağlık sorunlarına yol açıyor, daha sık ekstrem hava olayları gerçekleşiyor.

İklim değişikliği sadece termometrelerdeki rakamları değiştirmiyor. Gezegenimizin her yerinde doğal yaşamı ve insan sağlığını tehdit eden pek çok etkiye neden oluyor. Deniz seviyelerinin yükselmesi, buzulların erimesi, mercanların ölmesi, kasırgaların şiddetlenmesi, sıcak hava dalgaları ve kuraklıklar… bunlardan sadece birkaçı. Ama biz en temelde üç başlıkta inceleyelim dersek, ilkiyle başlayalım. Deniz seviyelerinin her geçen gün yükseliyor olması, birtakım maliyetlerde artışa neden oluyor.

DENİZ SEVİYESİ NEDEN YÜKSELİR?

Önemli bir konu. Deniz seviyesinin yükselmesinin başlıca sebebi, küresel ısınma ile buzulların ve buz tabakalarının eriyor olması elbette. Bununla birlikte; ısındıkça da genişliyor, genleşiyor okyanuslar. Biraz daha sayısal konuşursak şöyle bir veri sunabilirim size: NASA (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi)’ya göre, küresel deniz seviyeleri geçen yüzyılda yaklaşık 21 cm yükseldi. 21 cm yüksek bir ölçü değilmiş gibi duruyor. Ancak buradaki mesele biraz da zamanla ilgili. Bu yükseliş çok kısa süreler içerisinde gerçekleşiyor. NOAA (Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi)’daki bilim insanları, Atlantik Okyanusu ve Meksika Körfezi de dahil olmak üzere ABD kıyı şeridindeki deniz seviyelerinin önümüzdeki 30 yıl içinde bugünkünden daha yüksek olabileceğini tahmin ediyor. Otuz yıl ise çok uzun bir süre değil ne yazık ki. 

Gelelim maliyet konusuna. Deniz seviyelerinin normalin üzerinde yükselişinin etkilerinden bir tanesi de daha sık sel felaketine yol açabiliyor olması. Burada da hemen size bir NOAA verisi vereyim: Yüksek gel-git taşkınlarının birçok ABD kıyısında sadece 50 yıl öncesine göre yüzde 300 ila yüzde 900 daha sık olduğunu tahmin ediliyor. Böylesi bir artış sonucunda ev sahibi olanlar sigorta şirketlerine daha fazla para ödemek; şehirler, belediyeler, kurumlar ve devletler, yolları, köprüleri ve diğer altyapıları tamir etmek için cebinden milyarlarca dolar çıkarmak zorunda kalıyor. Uzun lafın kısası, deniz seviyelerinin yükselmesi bize pahalıya patlıyor.

ISI VE NEM DEĞİŞİMLERİNİN SAĞLIĞA ETKİSİ

İnsan kaynaklı faaliyetlerle atmosfere yıllardır karbondioksit ve diğer zararlı gazları yayıyoruz. Bu gazlar sera etkisi yaratarak gezegenimizi ısıtıyor. İşte bunun bir sonucu olarak, Dünya’nın ortalama sıcaklığı 19. yüzyılın sonlarından bu yana 1,2 derece arttı. Ve bu ısınmanın büyük bir kısmı sadece son 40 yılda gerçekleşti. Hatta daha da yakına gelirsek; son yedi yıl, yaşanan en sıcak süreç oldu. 

İklim değişikliği nedeniyle sıcaklıkla birlikte nem oranları da giderek artıyor. 

Bu da sağlığımız ve konforumuz için ciddi riskler oluşturuyor. Şöyle ki, sıcaklığın yükselişi su moleküllerinin hareketini artırarak su buharı miktarını artırır. Havadaki su buharı miktarı artıkça da nem oranı yükselir. Meteorolojik ölçümlere göre nem oranı da senelerdir artışta. Peki nem oranının artması neden sorun? Çünkü nem oranı arttıkça vücudumuzun terleme mekanizması bozulur. Terleme vücudumuzun doğal soğutma sistemi gibidir. Terlediğimizde cildimizdeki su buharlaşır ve bu da vücudumuzun ısısını düşürür. Ancak havadaki nem oranı çok yüksekse, cildimizdeki su buharlaşamaz ve vücudumuz soğuyamaz. Bu da vücut ısımızın artmasına ve aşırı sıcaklık stresine neden olur. Isı, havayla ilgili en ölümcül tehlike. ABD’de her yıl ısı nedeniyle ortalama 702 kişi hayatını kaybediyor mesela ve 9 binden fazla kişi hastaneye başvuruyor. Ayrıca ısıyla ilişkili yaklaşık 67 bin 500 acil servis ziyareti gerçekleşiyor. Sıcak hava dalgaları özellikle riskli olabiliyor.

EKSTREM HAVA OLAYLARINDA DRAMATİK ARTIŞ

Kuraklık, sel ve orman yangınları haberlerini daha çok duymuyor muyuz? Hatta yanı başımızda olmuyor mu artık? Çünkü iklim değişiminin sonuçlarından bir tanesi de bu kaotik olayların artışı, ekstrem hava olaylarına daha sık maruz kalışımız. Kuraklık, sel, yangınlar, fırtına, sıcaklık artışı tüm bunlar da aslında aynı zamanda soframızdaki birer tehlike. Soframıza gelen yiyeceklerin yetişmesi için gerekli olan toprak, su ve hava gibi doğal kaynaklar zarar görüyor, azalıyor ve her geçen gün daha tehlikeye giriyor. Ekstrem hava olayları hem doğal hem de insan yapımı ekosistemlere zarar veriyor ve tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor. 

Kuraklığı ele alalım mesela. Toprağın nemini ve yeraltı suyu seviyelerini düşürüyor. Bu da bitki büyümesini yavaşlatabiliyor hatta durdurabiliyor. Verimliliği azaltıp tarımsal girdi maliyetlerini yükseltebiliyor. Sel ise toprak erozyonuna, su baskınlarına, altyapı hasarına, mahsul kaybına ve hastalık yayılmasına neden oluyor. Ayrıca en önemlisi de, su kalitesini bozup temiz içme suyu kaynaklarını azaltıyor. Bu ve bunun gibi sonuçlarla da gayet tabii sağlık problemleri artmaya başlıyor. En temel ihtiyacımız su ve yemek tehlikeye girmiş oluyor. Üstelik, bu ekstrem hava olaylarının yalnızca gıdaya etkisi. Tabii direkt veya dolaylı olarak sağlığımızı etkileyen birçok başka etkisi de var. 

İşte bu şekilde şu anımıza, hayatımıza dahil oldu iklim değişikliği. Ve bu etkilerin daha da artacağı öngörülüyor. Çözümlerden bir tanesi ve belki de ilk adımı, öncelikle bu konuda hepimizin sorumluluğu olduğunu fark etmek. İklim değişikliği sadece doğayı değil, bizleri de etkiliyor. Ve bu etkilerden en çok da gelecek nesiller zarar görecek. Bu nedenle iklim değişikliğine karşı mücadele etmek hem bugünün hem de yarının işi. Kalın sağlıcakla…☸

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.