Maviliklerde konforunu ikiye katlamak isteyen denizciler son yıllarda katamaranlara yoğun ilgi gösteriyor. Yelkenli katamaranların da powercat’lerin de pazar payı her geçen yıl artıyor. Üreticiler ise çift gövdeli yatların her çeşidini tasarlayıp üreterek bu talebi karşılamaya çalışıyor. Biz de son dönemde pazara sunulan 15 yeni ve lüks katamaranı sizin için derledik. Teknik özellikleri, fiyat ve teslim bilgilerini de bulacağınız bu dosyada hem yelkenli hem motorlu katamaranlar var…
Kapağımıza Heesen’in Sparta’sını taşıdık. Satış fiyatı 99 milyon Euro olarak açıklanan megayatın kendisi de fiyatı kadar ihtişamlı. Hollandalı tersanenin bugüne kadar inşa ettiği en büyük çelik gövdeli yat olan Sparta tam 67 metre… Türk üretici Sirena Yachts’ın ikonik bir model olma yolunda ilerleyen en yeni ve en küçük teknesi Sirena 48 de bu ay dergimizde… İç tasarımında Rezzan Benardete Interiors dokunuşu bulunan Numarine 37XP model bir Explorer olan M/Y MAYA da etkileyici görselleriyle “Designer” bölümünde. Norveçli Saga’nın 390 HT motoryatı ve İsveçli X Shore’un Eelex 8000 ile X Shore 1 elektrikli teknelerinin deneme seyri yazıları Alper Günoral’ın kaleminden test sayfalarında…
Bu ay yazarlarımızsa tekne tatili için iştah açıcı birer başlangıç yapıyor ve komşu sulardan bildiriyor. Miray Süleymanoğlu Öncü ailecek yaptıkları seyirde uğradıkları On İki Adalar’ın mimarisiyle en renkli adası Simi’yi kaleme aldı ve çocuklu aileler için öneriler sıraladı. Emir Kunt arkadaşlarıyla birlikte 80 knot’lık bir RIB ile adadan adaya “zıplayarak” hızlı bir Yunan Adaları turu geçekleştirdi. Değerli kalemlerimizden Emekli Büyükelçi A. Süha Umar da teknesi Myndos ile yaptığı Leros seyriyle birlikte ülkemizin ve komşumuzun denize bakışını değerlendirdi…
Geçen ayın en çok konuşulan konusuysa Çevre Bakanlığı’nın “Kıyılar Halkındır” kampanyası oldu. Projenin çıkış noktası “kaçak yapılaşmaya son vermek ve halkın kıyılardan denize ulaşabilmesini sağlamak” güzel hedefler olsa da kampanyada pilot bölge seçilen Göcek’te mapa şamandıra sistemi kurulacak koyları birilerinin işletecek olması yine “acaba mı” sorularını beraberinde getirdi. Biz de buradan sürekli ağaçlara bağlanmayın, deniz çayırlarına dikkat edin, girdiğiniz koyu işgal edip aylarca orada durmayın diyoruz ama… İşte hep ama… Emir Kunt bu ayki yazısında Bodrum’da gördüklerini fotoğraflar eşliğinde dergiye gönderince Göcek’in sonu Bodrum Yarımadası gibi olmaz inşallah diye dua etmeye başladık. Ne demek istediğimi Kunt’un “Omega ve Deniz Çayırları” yazısındaki Gündoğan fotoğraflarına bakınca daha iyi anlayacaksınız. Umarım deniz çayırları, kıyıdaki ağaçlar ve koylarımız gerçekten devlet eliyle korunmak isteniyordur. Biz her şartta yeşile ve maviye gözümüz gibi bakmaya devam edelim…
İyi bir yaz geçirmeniz dileğiyle, keyifli okumalar…