Metan gazı ve sera etkisi

Yapay et gündemi neyi gölgede bırakıyor? 

Son günlerde kulağınıza çalınmış olabilir: “Süt mü yasaklanıyor?”, “Yapay et mi geliyor?”, “Tarım bitecekmiş!”  Sosyal medyada dönen bu söylemler, gündeme gelen İklim Kanunu taslağıyla birlikte ortalığı biraz karıştırdı. Herkes panik butonuna basmışken biz bir adım geri çekilip sera gazı emisyonlarında ikinci sırada olan şu meşhur metan gazı meselesine biraz yakından bakalım diye düşündüm. 

Şimdi bir düşünün: Sabah kahvaltısında peynir, öğlen tavuklu salata, akşam ızgara et… Eh, sofralarımız epey “metan dostu” görünüyor olabilir. Ama metan sadece çiftlikten çıkmıyor ki. 

Metan (CH4), sera gazı şampiyonu karbondioksite göre atmosferde gezindiği süre açısından daha kısa ömürlü ama etkisi dudak uçuklatacak kadar daha fazla; 20 yıllık bir periyotta karbondioksitten 80 kat daha güçlü ısı tutma kapasitesine sahip. Ve evet, Sanayi Devrimi’nden bu yana küresel sıcaklık artışının yaklaşık yüzde 30’unun sorumlusu olarak parmakla gösteriliyor. Haliyle azaltılması şart ama mesele şu: Bu gaz sadece ineklerden çıkmıyor. Ayrıca ineklerin bu kadar üretiminin nedeni sonradan israf edilecek gereksiz üretim. Tabii inekler ve diğer geviş getiren hayvanlar sindirim süreçleriyle bolca metan salıyor. Hayvancılık, insan kaynaklı metan salımının yaklaşık yüzde 32’sini oluşturuyor. Bu hiç de azımsanacak bir oran değil. Ancak meseleye sadece buradan bakmak büyük resmi kaçırmak olur. 2023 verilerine göre, enerji sektörü yaklaşık 130 milyon ton metan salımıyla tarımın hemen ardından ikinci sırada. Üstelik bu emisyonların yüzde 75’i, hâlihazırda elimizde bulunan ucuz ve etkili teknolojilerle kolayca önlenebilecek durumda, bunu da yapılan araştırmalardan ufak bir not olarak geçelim.

YILDA 1 MİLYON TON METAN SIZINTISI

Kömür madenciliği, petrol üretimi, doğal gaz tedarik zinciri boyunca olan sızıntılar… Hatta tedarik zincirinin sonunda, yani bizlerin günlük hayatta kullandığı cihazlarda da karşımıza çıkabiliyor. Doğalgazla çalışan ısıtıcılar, ocaklar, sanayi kazanları ya da büyük binalardaki klima sistemleri gibi “son kullanım ekipmanları”ndan her yıl yaklaşık 1 milyon ton metan sızıyor. Bu da demek oluyor ki, hayvancılık kadar enerji sektörüne de aynayı tutmak gerekiyor. 

Metan kaynakları saymakla bitmiyor desek yeridir. Atık sektörünün de sera gazı salımına hiç de azımsanmayacak bir katkısı var. Çöplükler, arıtma tesisleri ve kanalizasyon sistemleri gibi yerlerde organik atıklar parçalanırken ciddi miktarda metan gazı açığa çıkıyor. Özellikle düzensiz depolama alanlarında bu gaz kontrolsüzce atmosfere karışıyor. Yani bir başka deyişle, çöp dağları da metan üretiminde hiç de masum değil. Kentleşmenin artması, tüketim alışkanlıklarımızın değişmesi ve atıkların doğru yönetilememesi bu sorunu daha da büyütüyor tabii. Atık demişken, bu bana israf konusunu da hatırlattı. Yıllardır söylediğimiz ve güncelliğini sürekli koruyan o detay: Eğer gıda israfı bir ülke olsaydı, ABD ve Çin’den sonra dünyanın en çok karbondioksit üreten üçüncü ülkesi olurdu. Ve bu yalnızca “gıda” israfı. Gıda israfına girersek hiç çıkamayız. 

EKSTREM İKLİM OLAYLARINDA ARTIŞ

Konumuza dönmek gerekirse, metan gazı emisyonu sadece tarımı, sadece hayvancılığı ilgilendiren bir mesele değil. Tarımdan enerjiye, atık yönetiminden kentleşmeye kadar geniş bir alanı kapsıyor. Evet, hayvancılık sektörü bu tabloda önemli bir yer tutuyor ama tek başına suçlu ilan edilmesi hem gerçekçi değil hem de çözüm arayışlarını sığ bir noktaya sıkıştırıyor. Eğer gerçekten etkili adımlar atmak istiyorsak sorumluluğu adil şekilde dağıtmak, büyük resme bakarak her sektörde emisyonları azaltacak politikaları hayata geçirmek gerekiyor. 

İklim Kanunu’nda da zaten sadece büyük baş hayvanlar ve tarım yer almıyor, birçok konuda düzenleme var. Yalnızca küresel ölçekte, dünya çapında büyükbaş hayvan üretiminin azaltılması noktasında ekstra bir düzenlemeye ihtiyaç yok. Bu fazla üretimin nedeni israf. İsrafı engelleyecek kanunlar konduğunda hem hayvan üretimi doğal yollarla azalacak, hem de o üretim için kullanılan kaynak emek ve fosil yakıt tüketimi azalacak ve hem karbondioksit hem metan azalışı yaşanacak, doğal kaynak efor emek cabası. Türkiye’nin “2053 Net Sıfır Emisyon” hedefi doğrultusunda sera gazı salımını düşürmek, iklim krizine karşı dayanıklı bir yol haritası oluşturmak mühim. Tarım sektörü de bunun bir parçası ama aynı ölçüde enerji, ulaşım, sanayi de öyle. Kuralların ve emisyon azaltımı ile ilgili kanunlar çok önemli, zira atmosferik istikrarı kaybediyoruz. Bakın buna en iyi örneklerden bir tanesi, geçenlerde yaşanan senenin üçüncü zirai don olayı. Ekstrem olayların gerçekleşme sıklığı artıyor. Daha senenin yarısına gelmemişken üçüncü don olayı yaşıyoruz. İşte iklim değişikliği böyle bir şey. Yani bir anda bir şeyler kötüye gitmeyecek. Zaten olmakta ve gücü de giderek artmakta olan bir dengesizlik ve değişimden bahsediyoruz aslında. Şimdi tam da bu nedenle emisyon kısıtlama ve sıfıra indirmek önemli ama her coğrafya için aynı değil. 

GEZEGENİ KORUMANI 

YOLLARINI BULALIM

Kültüre alışkanlıklara, ekonomiye, toprak mikrobiyotasına, tarımsal hastalıklarına kadar, hatta genetik yapıya kadar birçok değişkene farklı disiplinlerden uzman bakışı istiyor. Yani yarının sadece üretimini değil, tüm yaşam atmosferini belirleyecek düzenlemeler yapıyoruz. 30 yıl sonra “burası olmadı, şöyle değiştirelim” deme şansımız yok. Bunun yolu da hem farklı disiplinlerden bilim insanlarının görüşlerini almaktan hem de yasal düzenlemelerle sıfır karbon hedefine ulaşırken bazı üretimlerin kendi kendine düşmesini sağlamak. Yani ineklerin üretimi ve kısıtlanması, emisyon düşürmede ilk konuşacağımız konu başlığı olmamalı.

Aslında reçete basit: 

1. İsrafı önle.

2. Enerji verimliliğini artır.

3. Doğal yollarla değişimi ve sonuçları gör.

4. İhtiyaç kalan ek 

düzenlemeleri yap.

Yani sütümüzü içelim, etimizi yiyelim ama bir yandan da şu güzel gezegeni korumanın yollarını bulalım. Yoksa bu yaşam tarzı sürdürülebilir değil. İşin özü; mesele et değil, mesele ete kemiğe bürünmüş bir sorumluluk.☸

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.