Denizsiz ülkeden gelen mavi girişimci: Tatsiana Mikhalap Balkan 

Denizcilikle ilgili faaliyetlerin deniz kenarında yetişmiş bireylerin tekelinde olduğu düşünülebilir ama gerçek durum böyle değil. Denizci Kadınlar’ın önceki söyleşilerinde tanıştığımız tüm kadınlar denizle çocukken tanışmış, denizde çalışmaya daha erken yaşlarda karar vermiş ya da bunu hayal etmişlerdi. Bu sayının konuğu olan Tatsiana Mikhalap Balkan’ın hikâyesi ise farklı…

Röportaj ALPER GÜNORAL, Fotoğraflar TATSIANA MIKHALAP BALKAN ARŞİVİ

Aralık ayında Türkiye Yat Kaptanları ve Çalışanları Derneği tarafından Marmaris’te düzenlenen International Yachtingsector faaliyetine katılmıştım. Orada tanıştığım Tatsiana Mikhalap Balkan ilginç hikâyesi ile hemen dikkatimi çekti. Tatsiana aslen Belaruslu. Belarus’un denize kıyısı yok ve Tatsiana denizi ilk kez 19 yaşında görmüş. Şimdi ise denizcilik alanında hizmet veren başarılı bir şirketin ortaklarından biri konumunda. 

SADECE İŞİ DEĞİL, TUTKUSU

Denizle tanışma hikâyenizle başlayalım mı?

Belarus denize kıyısı olmayan bir ülke. Ben denizi ilk kez 19 yaşımdayken tatil için gittiğim Ukrayna’da gördüm. Ardından Belarus’ta turizm sektöründe çalışırken 24 yaşımda Mısır’ın büyüleyici Hurghada şehrine bir otelde görevlendirildim. Bu hayatımın dönüm noktalarından biriydi. Burada denizde çalışmaya yönelik fikir oluştu. Kızıldeniz, dünyanın en güzel denizlerinden biri olarak kabul edilir ve bu bölge, yatçılığın en popüler destinasyonlarından biri. İlk başta hostes olarak görev aldım. Her gün, denizin farklı tonlarına ve eşsiz güzelliğine hayran kaldım. Bu deneyim benim için sadece bir iş değil, bir tutku haline geldi.

Türkiye’ye ne zaman geldiniz?

Mısır’da politik durum karışınca işler değişti ve Türkiye’ye taşınmak zorunda kaldım. 2012 ve 2015 yılları arasında Türkiye’de çeşitli yatlarda baş hostes olarak görev yapma fırsatı buldum. Bu süre zarfında, yat yönetimi ve hizmet sektörü hakkında derinlemesine bilgi edindim. Bir gün teknemizin yanına yanaşan teknede 12 yıldır Fransa’da yaşamış ve yurda yeni dönmüş olan hayatımın aşkı Ömer Balkan’la tanıştım. Kendisinin yatçılık konusundaki uzmanlığı ve birikimiyle bu alanda daha da yetenekli hale geldim, bilgi ve tecrübe kazandım. Bugün yatçılık benim için sadece bir iş veya bir hobi değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı. 

Şu anki işinizi ve faaliyetlerinizi anlatır mısınız?

Eşim Ömer Balkan’la birlikte B2 Marine’i kurduk. Şirketimiz yat yönetimi, tekne alım-satım ve teknik yönetim hizmetleri sunuyor. Aynı zamanda, Over Marine Group’un Mangusta yatları için Türkiye’deki satış sonrası servis destek noktasıyız. Bunun haricinde sektördeki dijital dönüşümü de benimsedik. YATBU ve Yük Bankası uygulamaları ile teknolojiyi kullanarak hizmetlerimizi genişlettik. 

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞE DESTEK UYGULAMALAR

Bahsettiğiniz uygulamalardan YATBU’dan söz eder misiniz önce?

Yatçılık sektörü son yıllarda önemli bir büyüme ve dönüşüm süreci içinde. Bu sektör, lüks turizmin önemli bir parçası olmasının yanı sıra teknoloji, sürdürülebilirlik ve çevre koruma konularında da önemli atılımlara sahne oluyor. Biz de bu konuda ne yapabileceğimizi düşündük ve iki uygulama ile kendi teknolojik faydamızı ortaya koymak istedik. YATBU uygulaması denizcilik sektöründe sürdürülebilirliği teşvik etmek için tasarlandı. Denizlerimizdeki atıkların çoğu insan faaliyetlerinden kaynaklanıyor. YATBU, yat sahipleri ve mürettebatına, atıkları azaltma ve yeniden kullanma konusunda bilgi ve araçlar sunuyor. Ana hedefi denizde geri dönüşümü teşvik etmek ve yatlarda atık yönetimini iyileştirmek. Bu amaçla YATBU, geri dönüştürülebilecek atıkların çöpe atılmamasını ve mümkün olduğunda tekrar kullanılmasını sağlayacak bir uygulama. Denizcilik sektöründe sıfır atık hedefine ulaşmak istiyoruz.

Bir de Yük Bankası uygulaması sunuyorsunuz… 

Evet. B2Load Bank yani Yük Bankası, marine jeneratörlerin güvenli çalışabilmesi için tasarlanmış bir teknoloji. Marine dizel jeneratörler, üretici firma tarafından belirlenen ideal yüzde 65 yük miktarını her zaman sağlayamaz. Bu durum yanmamış yakıt ve kurum salınımı yapmasına ve dolayısıyla deniz yüzeyinde kirliliğe ve konfor kaybına neden olur. Ayrıca, jeneratörlerin belirlenen minimal çalışma şartlarının altında uzun süre kullanılması, jeneratörlerin yorulmasına, ömrünün kısalmasına ve ciddi bakım maliyetlerine yol açar. B2Load Bank, jeneratörü sürekli olarak yüzde 65 yükte tutarak yıpranma ve kurum üretimini minimal düzeylere indirmeyi sağlıyor. 

Anlattığınız gibi, teknoloji yatçılığın olmazsa olmaz bir parçası artık…

Evet. Teknoloji, yatçılık sektörünün bugününe ve geleceğine büyük ölçüde yön veriyor. Yeni teknolojiler ve dijitalleşme yat tasarımından işletmeye, müşteri hizmetlerinden bakım ve onarıma kadar sektörün hemen hemen her alanını etkiliyor. Özellikle, dijital platformlar ve mobil uygulamalar, yatçılık hizmetlerinin daha verimli, kullanıcı dostu ve erişilebilir hale gelmesine yardımcı oluyor.

Üstelik sürdürülebilirliği destekliyor da artık teknoloji, değil mi?

Sürdürülebilirlik ve çevre koruma konuları yatçılık sektörünün bugününde ve geleceğinde önemli bir yer tutuyor. Yat işletmeleri ve üreticileri, çevresel etkilerini azaltmak ve deniz ekosistemlerini korumak için çeşitli stratejiler ve teknolojiler benimsiyor. Atık yönetimi ve enerji verimliliği konularında yenilikçi çözümler geliştiriliyor. Ayrıca, daha temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik araştırmalar ve yatırımlar da hız kazanıyor. Sonuç olarak yatçılık sektörü, teknoloji ve sürdürülebilirlik konularında önemli adımlar atarak, hem müşteri beklentilerini karşılamak hem de çevresel sorumluluklarını yerine getirmek için çabalıyor. Bu trendler, sektörün hem bugününü hem de geleceğini şekillendiriyor.

SEKTÖRE GENÇ İSTİHDAM

Yat yönetimi alanında personel istihdamı da sağladığınızı biliyorum. Özellikle gençler için bu hizmetinizi de anlatır mısınız?

Aslında teknelerde özellikle alt kademelerde çalışacak personele ihtiyacımız var. Ama günümüzde gençler daha çok yöneticilik kısmına ilgi gösteriyorlar. Bu konuda da tecrübesizlikleri onların önüne geçiyor. Bu nedenle teknik personel maaşları mühendis maaşlarını geçmiş durumda. Yatçılık sektörü genç bireyler için birçok fırsat sunuyor ama geniş bir yetenek ve beceri yelpazesi gerektiriyor.

Bu durumda gençlerin hayli donanımlı olması gerekiyor değil mi?

Kesinlikle. Yatçılık, teknik bilgi ve beceri gerektiren bir sektör. Yatların işleyişi, bakımı ve onarımı hakkında bilgi sahibi olmak önemli. Ayrıca modern yat teknolojileri ve sistemleri hakkında bilgi edinmek de yararlı olacaktır. Sektörde müşteri hizmetleri de büyük önem taşıyor. İyi iletişim becerileri, etkili müşteri hizmetleri ve problem çözme yetenekleri başarı için kritik konular. Teknolojinin önemi ise zaten malum. Dijital beceriler, özellikle sosyal medya yönetimi, dijital pazarlama ve yeni teknolojilere uyum, genç profesyoneller için önemli hale geldi. Konuştuğumuz gibi, yatçılık sektöründe çevresel etkilerin azaltılması ve sürdürülebilir uygulamalar benimseme konularına giderek daha fazla çaba harcanıyor. Bu konulara ilgili ve bu alanlarda bilgili gençler gerekiyor. Ve unutmayalım ki, her yat kendi başına bir işletmedir. Bir de bizim gibi yat yönetim işletmeleri var. Bu işletmelerin etkili bir şekilde yönetilmesi ve işletilmesi için stratejik planlama, finansal analiz, proje yönetimi ve liderlik gibi alanlarda kendini geliştirmiş personel her zaman tercih sebebi olacaktır.

“ZORLUKLAR BENİ DAHA GÜÇLÜ BİR LİDER HALİNE GETİRDİ”

Sektörde bir kadın olarak zorluklar yaşadınız mı?

Yatçılık sektörü tarihsel olarak erkek egemen bir alan olmuştur ve bu durum bazen kadınlar için belirli zorluklara yol açabilir. Bu zorluklar arasında cinsiyet temelli önyargılar, profesyonel gelişim ve ilerleme engelleri ile iş-yaşam dengesi konuları yer alabilir. Sektördeki ilk yıllarımda kendimi kanıtlamaya ihtiyacım vardı. Şimdi ise yatırımcı ve girişimci olarak aynı durumdayım. Bir kadın olarak bu sektörde çalışırken, kişisel deneyimlerimden ve güçlü bir kararlılıktan yola çıkarak bu zorlukların üstesinden gelmeye çalıştım. Öncelikle profesyonel yeteneklerimi ve bilgimi sürekli geliştirmeye odaklandım. Bu hem işimde başarılı olmamı sağladı hem de cinsiyet temelli önyargıları aşmamda yardımcı oldu. Ayrıca iş yerinde cinsiyet eşitliği ve kadınların liderlik pozisyonlarına yükselmesi konularında aktif bir rol oynadım. Hem kendi kariyer gelişimim için hem de diğer kadınların sektördeki konumunu güçlendirmek için buna önem verdim. Bir de belirtmek isterim ki, karışma çıkan zorlukların üstesinden gelme süreci beni daha güçlü bir profesyonel ve lider haline getirdi. Yaşadığım deneyimler sonucunda yatçılık sektöründe kadınların daha fazla temsil edilmesi ve desteklenmesini savunuyorum. 

Bundan sonrası için planlarınız neler?

Yakın gelecekte planım, kurucu ortağı olduğum B2 Marine markasını güçlendirmek ve hizmet standartlarını yükseltmek. Mevcut servislerimizi titizlikle gözden geçirip iyileştirme fırsatlarını belirliyoruz. Ayrıca, müşteri memnuniyetini artırmak ve sektördeki lider konumumuzu pekiştirmek adına yeni stratejiler geliştireceğiz. Bu amaçla; müşterilerimizin geri bildirimlerini toplayarak ve değerlendirerek, onların beklentilerini anlamaya ve hizmetlerimizi bu beklentilere göre iyileştirmeye çalışıyoruz. Bu hedefe ulaşmada en önemli değerimiz çalışanlarımız. Onların yeteneklerini ve bilgi düzeylerini geliştirmek için düzenli eğitimler vermeye devam ediyoruz. Kişisel olarak ise bir gün ailemle birlikte bir katamaranla Karayipler’e bir gezi yapmayı çok istiyorum. Bunun için kızımızın biraz büyümesini bekliyoruz.☸

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.