Serimizin yine azmiyle ve başarılarıyla dikkat çeken bir konuğu var bu ay. Kendisi denizcilik sektöründe kadın egemen bir şirketin kurucusu olarak da öne çıkıyor. Virna Derofe ile bir araya geldik.
Röportaj ALPER GÜNORAL Fotoğraflar VİRNA DEROFE ARŞİVİ
Virna Derofe denizciliği, yöneticiliği ve uygun ürünü uygun pazara ulaştıran ticari öngörüsü ile Denizci Kadınlar serimizin değerli bir konuğu oldu. Kendisini Dufour ve Fountaine Pajot gibi önemli markaların Türkiye distribütörlüğünü yapan Tur Marin’in kurucusu olarak tanıyoruz. Söyleşi için iletişime geçtiğimiz andan itibaren kendisini misafirperverliği ve zarafeti ile de tanımış olmaktan mutluluk duyuyorum. Virna Derofe ile denizle tanışmasını, şirketinin faaliyetlerini, yeni ürünlerini ve genel olarak denizciliği konuştuk.
ADADAN SEKTÖRE UZANAN YOLCULUK
Denizle tanışmanızdan başlayalım.
Çocukluğumdan beri denize aşinayım. Yaz aylarını ailece Büyükada’da geçirirdik. Bir teknemiz vardı, her gün sudaydık diyebilirim. Ancak bunun ticari tarafına 2009 yılının Eylül ayında başladım.
Denizcilikle ilgili bir alanda çalışmanızı sağlayan yol nasıl oluştu?
Aslında her şey çok şansa gelişti. Aile işimiz tekstil ve turizm üzerineydi. 12 sene boyunca aile şirketimiz tekstil tarafında ithalat ve satış bölümünde aktif olarak çalıştım. İki çocuğumu çok yakın aralıklarla doğurduğumdan çalışma hayatıma bir iki sene ara verdim. Ama 19 yaşımdan beri çalıştığım için bu işsizlik süresi bana yetmişti. Tekrar tekstile geri dönmeye hazırlanırken babam “sevdiğin başka bir iş bulursan yap, olmadı burası senin zaten’’ deyince biraz aranmaya başladım. Bu süreçte yakın bir dostum, bir arkadaşının Amerika’nın Chaparral marka teknelerinin temsilciliğini aldığını ama birlikte yapmak için birini aradığını söyledi. Böylece “haydi bir kahve içelim” dedik ve deyiş o deyiş…
Sonrası da Tur Marin sanırım…
Tur Marin olarak yolculuğumuza babamın ofisindeki iki masada başladık. Dört beş ay sonra bahsettiğim iş arkadaşım ile devam edemeyeceğimize karar verdik, anlaşarak ayrıldık ve denizcilik sektöründeki yolculuğuma yalnız devam ettim. Tabii sektörü hiç bilmiyordum. İthalat konusunda iyi bir tecrübem olsa da en azından tekneleri tanımıyordum. Bu nedenle ilk zamanlar çok şey öğrenmem, bunun için de çok çalışmam gerekti.
BAŞARI VE KISA SÜRE BÜYÜME SÜRECİNE GEÇİŞ
Kısa zaman içinde başarı kazandığınızı biliyoruz ama…
2010 yılında Dufour Yachts ile anlaştık ve Tur Marin ilk senesinde Dufour Yachts satışlarında dünya birincisi oldu. Sektör küçük, Fountaine Pajot bunu duydu ve ilk senemizde benimle iletişime geçti. O anki sevincimi ve heyecanımı anlatamam. Görüşme başlıkları arasında markanın mümessili olmamız konusu geçince önce bir duraksadım çünkü o günlerde zaten bir mümessili vardı ve kimsenin elinden işini almak doğru değil. Hemen o günkü mümessilini aradım, durumu anlattım ve eğer o devam edecek ise kesinlikle ilgilenmeyeceğimi söyledim. Kendisinin devam etmek istemediğini çok net bir şekilde belirtmesi üzerine marka ile görüştük ve toplantılar olumlu sonuçlandı. Sonrasında Tur Marin, Dufour ve Fountaine Pajot Sailing Catamarans mümessili olarak faaliyetlerine devam etti. İki sene içinde yelkenli katamaran satış başarımızı gören Fountaine Pajot, bizimle Fountaine Pajot Motoryacht için de anlaştı ve böylece ailemiz giderek büyüdü.
Geçen sene de yeni markalar katıldı portföyünüze değil mi?
Evet. Geçen yıl motoryat bağlantılarımızı genişletmeye karar verdik. Bu alanda 50 senelik geçmişiyle kendini ispat etmiş olan İtalyan Solaris Power ve kendi segmentinde dünyanın en gelişmiş markası olan yüzde 100 elektrikli tekneler üreten İsveçli X Shore firması ile de çalışmaya başladık.
“GELECEK ELEKTRİKLİ ÜRÜNLERDE”
TurMarin’i 2009’da kurarken amacınız ve koyduğunuz hedefler nelerdi? Hedeflediğiniz noktada mısınız?
İnanın başta bir hedef ile yola çıkmamıştık. Bir kısım belirsizlikler vardı. Bir kere bilmediğim bir sektör, bilmediğim bir daldı. Su yolunu buldu diyelim. Bundan sonrası için de kendimizi bir hedef belirlemek zorunda hissetmiyoruz. Sadece sevdiğimiz işi yapmaya devam ediyoruz. Bu noktada geliştirmemiz gereken yönlerimizin farkına varıyoruz, onlar üzerinde çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz.
Solaris Power ve X Shore markalarının modellerini bizzat test etme imkânım oldu, bir kez daha teşekkür ederim. Bu markalar size neler kattı?
Öncelikle ben teşekkür ederim. Umarım test sırasında keyifli bir seyir yapmışsınızdır. Solaris Power benim için ilk görüşte aşk oldu. Tasarımı, işçiliği, malzemeleri tek kelime ile mükemmeldi. Bildiğiniz gibi ürün gamımız daha çok yelkenli teknelerden oluşuyordu, son yıllarda bir motoryat markası istiyorduk. Müşteri beklentilerinin bu tarz open teknelere yönlendiğinin de farkındaydık. Doğru bir tersaneyle doğru bir iş birliğinin peşinden gittik ve Solaris Power ile 2023’te el sıkıştık. X Shore’un ise elektrik motor gücünden çok etkilendik. Kısa vadede teknede jeneratörden şarj edebileceğiniz bir tender olarak iyi bir çözüm olacağını düşündük. İçten/dıştan takmalı makinelerde olduğu gibi bir makine bakımı yok, teknede yakıt taşımak veya nereden alırız derdi ve bundan doğacak riskler yok. Buna karşın sessiz, güvenli ve güçlü bir makine, üstelik çevreci.
Dufour da elektrikli makineleri opsiyon olarak sunmaya başladı. Elektrikli ürünlerin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Bence gelecek elektrikli ürünlerde. Fountaine Pajot Group endüstride çevresel dönüşümün öncüsü olma hedefinde ilk yatırım yapan firmalardan biri. Hem katamaran sınıfında hem de Dufour’da elektrikli motor opsiyonunu sunmaya başladık. 2030’da Avrupa’da kara araçlarında dizelin yasaklanması ile denizde de elektrikli makinelerle üretimin büyük ölçüde artacağını düşünüyorum.
KADIN EGEMEN BİR ŞİRKET
Çalışma arkadaşlarınız içerisinde tanınmış yelkenciler var…
Benim için bu sektörün duayeni, benim de can dostum olan, bana bu işteki nerdeyse her şeyi öğreten Barbaros Akyelken ile bu sektörde yolu kesişip ondan bir şey öğrenmeyen yoktur. Yetiştirdiği onlarca kişiye her gün biri daha ekleniyor (yazarın notu: Barbaros Akyelken ile çıktığım inceleme seyirlerinden ben de birçok şey öğrenerek ayrıldım, kendisine tekrar teşekkürler). Yeliz Semerci sekiz yaşından bu yana sürdürdüğü yelkenci kimliğiyle sattığı ürüne çok hâkim bir satıcı, teknelere gayet aşina biri.
Çalışmalarınızda ve bu sektörde kadın olmanın olumlu ya da olumsuz etkileri oldu mu?
Sektörde kadın erkek ayırımı olduğunu düşünmüyorum. Düşünen var ise de onları ayıplarım. Kadın veya erkek, herkesin eksikleri var. Örneğin ben teknik konularda daha zayıfım. Ama bu tek kişilik bir iş değil, takım çalışması bu nedenle var. Tur Marin olarak bir ekibiz, aileyiz. Hepimiz birbirimizin eksik noktalarını tamamlıyoruz. Şirketimizin her iş alanında ofiste, satışta, satış sonrasında kadın profesyoneller ile çalışıyoruz. Bizim şirketimiz asla erkek egemen olmadı. Satış sonrası ekibimizin, ki dikkatinizi çekmek isterim, hepsi kadın. Buradan bakıldığında Tur Marin aslında kadın egemen bir şirket ve kadınların denizcilik sektöründe ne kadar başarılı olduğunun ispatı olarak görülmeli.☸
Yazarın özel notu: Bu söyleşinin son halini oluşturmak üzere kontrollerimi yaptığım günün tarihi 3 Nisan’dı. O gün aynı zamanda ebedi liderimiz Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde TBMM tarafından 1930 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındığı tarihtir. Bu vesileyle yaşadığı tarihin çok ötesinde bir yaşam ve demokrasi görüşüne sahip olan Ata’mızı anmak isterim, ruhu şâd olsun.