Baştan söyleyeyim bu yazıda “Neden bu yaz hortumlar oldu, yıldırımlar çoktu?” sorusunun kesin cevabını bulamayacaksınız, aslında muhtemelen hiçbir yazıda bulamayacaksınız. Zira bunun kesin ve tek bir nedeni yok. Daha çok hadiselerin nasıl olduğuna ve vahametine değineceğiz. Orajlı (yıldırımlı, şimşekli, fırtınalı hava sistemi) yazımıza hoş geldiniz. Emniyet kemerlerinizi takın.
Ne ıslandık değil mi? Ama aynı zamanda kuraklık vardı, barajlarla yattık barajlarla kalktık. Suyumuz ha bitti ha bitecek diye konuştuk ama su tasarrufu da yapmadık. “Ben yaptım” diyenlere sorumlu azınlık içerisinde yer aldığınızı söyleyebilirim. Neticede heyecanlı bir yaz geçti, geçiyor. Heyecanı bir kat daha artıran, yabancısı olduğumuz hortumlarımız vardı. Hortumlara aşırı yağışlar, denizle birleşen yollar, yıldırımlar, şimşekler eklendi. Sanırım bu ayki yazımın konusunu üç aşağı beş yukarı kestirdiniz. Bu yaz yaşadığımız hortumları, yıldırımları şimşekleri ve kuraklığı konuşacağız. Ama baştan söyleyeyim bu yazıda “Neden bu yaz hortumlar oldu, yıldırımlar çoktu?” sorusunun kesin cevabını bulamayacaksınız, aslında muhtemelen hiçbir yazıda bulamayacaksınız. Zira bunun kesin ve tek bir nedeni yok. Daha çok hadiselerin nasıl olduğuna ve vahametine değineceğiz. Orajlı (yıldırımlı, şimşekli, fırtınalı hava sistemi) yazımıza hoş geldiniz. Emniyet kemerlerinizi takın.
Mayıs ve Haziran rekordu
Bu yıl yaşadığımız kuvvetli yıldırımlı, şimşekli hatta hortumla beraber oluşan yağışların bilebildiğimiz birkaç nedeni var. Bunlardan bir tanesi El Nino yılı olması sebebiyle meydana gelen sıra dışılıklar. Öte yandan üç-dört yıldır Marmara ve Karadeniz’deki Akdeniz’i aratmayan deniz suyu sıcaklıkları… Karadeniz’de bile 28-29 derecelere çıkıyor. Deniz suyu sıcaklıklarının bu kadar yüksek olmasının üzerine bu tür derin alçak basınçlı sistemlerin gelmesi hortum oluşumunu destekledi. Ancak bu yılın bu şekilde olması, birçok etkenin bir araya gelmesinden kaynaklandı. Önümüzdeki yıllarda da sürekli hortumlar göreceğiz diyemeyiz. Ama artık hortumlarla daha sık karşılaşacağız.
El Nino’dan bahsettim, bu yılın sıra dışı olma nedenlerinden biri. Ama küresel iklim değişimi, doğayı bozma ve şehirleşme etkisinin ardından geliyor. Onlarca yılın birikimi. Tüm dünya el ele verip tabloyu bu hale getirdik. Tüm dünya diyorum, zira sıra dışılıklar yalnızca bizde değildi. Mayıs ve haziran ayları bugüne kadar yaşanan en sıcak mayıs ve haziran olarak 2014 yılında kayıtlara girdi. En son gelen raporda temmuz da birinci olmasa da dereceye girdi. Size sıra dışılığın nedeninin tek bir sebeple izah edilemeyeceğinden bahsetmiştim. Gelin, yaşadığımız olayların boyutlarına bir bakalım.
1 terrawatt’lık güç
Back to the Future filmini hatırlıyor musunuz? 1985 yapımı filmde, Marty’nin geleceğe geri dönmesi için büyük miktarda enerjiye ihtiyacı vardı ve Dr. Emmett Brown bu plütonyumun enerjisine eşdeğer enerjiyi yıldırımdan elde ediyordu.
Bir yıldırım hattında sıcaklığın 30 bin dereceye çıktığını biliyor musunuz? Bu, güneşin yüzey sıcaklığının neredeyse beş katı. Bu yıldırımlardan bu yıl onlarca aldık. Havada oluşan değerlendiremediğimiz enerjinin boyutlarını düşünebiliyor musunuz? Bakın, ABD’de Oregon’da ağustos ayında bir günde 7 binden fazla yıldırım düştü. Bir yıldırımın ortalama olarak 1 terrawatt’lık güç taşıdığını, bu gücün 100 bin ABD’li evinin ihtiyacını bir yıl boyunca karşılayabileceğini hesaba katarsak, bir günde düşen 7 binden fazla yıldırımın enerjisi depolanabilseydi neler yapılabilirdi siz düşünün. Bugünkü teknolojiyle bu yapılamadı, ama Allah büyük, bir gün bu enerji depolanabilirse insanların birbirini öldürmesine bile neden olan, belki de birçok savaşın kaynağı fosil yakıta olan bağımlılığımız da ortadan kalkacaktır.
Bu yılki şimşeklerle ilgili bir konu daha vardı: “Ben hayatımda hiç kar yağarken şimşek çaktığını görmedim” cümlesini hatırladınız mı? Burada şunu belirtmek lazım: Kar bir yağış türüdür, şimşek ise bir elektrik boşalması. Yağmur yağarken de şimşek görülebilir, kar yağarken de. Hatta yağış yokken bile şimşek görülür. Eğer havada yeterince nem yoksa, yağış yere düşmeden buharlaşır ve kuru kuruya bir şimşek gözlenebilir. Artık kar yağarken şimşek çakarsa şaşırmazsınız umarım.
Tüm gezegeni etkiliyor
İklim değişikliği nedeniyle hava olaylarındaki aşırılıklar gittikçe artıyor. Örneğin, ABD’de normal zamanlarda kuraklıktan kırılan New Mexico’nun Albuquerque şehrinde bu yıl “kayıtlardaki en ıslak üçüncü temmuz” yaşandı ve bu ay içinde gerçekleşen ani seller nedeniyle orman yangınları frenlenmiş oldu. Üzülmek mi lazım yoksa sevinmek mi?
Bir bilgi daha vereyim size: ABD’de eskiden belki bir günde bir ya da iki tornado görülürken şimdi üç ya da dört tornado görülebiliyor. Örneğin, 1971’de tornadolu gün sayısı 187 idi, 2013’te ise yalnızca 79. Yani tornadolar artık aynı gün içinde çok sayıda görülebiliyor, ancak şiddetleri eskisinden daha fazla. İlk bakışta gün bazında bir düşüş yaşandığı için sevinilebilir ancak
artan şiddetten dolayı esasen tehdit artıyor.
Hava olaylarındaki aşırılıklarla ilgili yeni bir bilgi de var: Normalde orta enlemlerde dünya genelinde dolaşıp dalga şeklini alan ve kuzeye kaydıklarında tropiklerdeki sıcak havayı Avrupa, Rusya ve ABD’ye doğru çeken, güneye salındıklarında ise Arktik’teki soğuk havaya aynı şeyi yapan yüksek seviye rüzgârları mevcuttur. Bunlara “Rossby Dalgaları” denir ve ekstrem hava olayları süresince bu dalgaların bazılarının durup güçlendiği gözlenmiştir. Birkaç günlük sıcaklar küçük etkilere sahipken bu periyotlar uzadığında insanlar ve ekosistem
üzerindeki etkileri şiddetli olabilir. Rossby Dalgaları’nın El Nino aktivitelerinden de etkilendiği biliniyor. Yani görüldüğü üzere tüm gezegeni saran bu dalgalar nedeniyle dünyanın bir ucunda gerçekleşen El Nino gibi bir
olayın, diğer uçtaki insanları etkilemesi oldukça mantıklı.
Önlem alınmalı!
İklim değişikliği nedeniyle artan aşırılıklar canlıları daha fazla tehdit ediyor. Kuvvetli bir siklonun yağış üretirken saldığı enerjinin kimi zaman atom bombasından daha güçlü olabildiğini göz önünde bulundurursak, durumun ciddiyetini daha kolay görebiliriz. Her yıl sadece ABD’de ortalama olarak 80 kişi tornadolardan dolayı hayatını kaybediyor. Zaten insan hayatı için tehlike yaratan olayların bir de şiddetinin artması hiç kuşkusuz en son isteyeceğimiz şeylerden biri. Bulunduğumuz coğrafya itibarıyla belki çok fazla tornado görmüyorduk, ya da gördüğümüz tornadolar “zayıf” tornado kategorisinde kalıyordu. Ancak sadece son yıllarda bile gözlediğimiz değişim, küresel ısınma vesilesiyle içine girmeye başladığımız genel yapı hakkında fikir verebiliyor.
İklim değişimi ile ilgili olarak artık önlemler alma zamanı. Nasıl ki sel nedeniyle dere yatağına ev yapmamak gerektiğini bilip ona göre davranıyorsak (umarım davranıyoruzdur), artık iklim değişiminin de etkilerini göz önünde bulundurup gelecek için atılacak adımları ona göre belirlememiz gerekiyor.
Gelecek ay görüşmek üzere, hoşça kalın. ☸