Son yazımızda dedik ya kabımıza sığamıyoruz sürekli değişik yerler aranıyoruz diye… Düştük yollara Kikladlar (Cyclades) ve Argosaronikler’de görmediğimiz adaları tamamlayalım, aman eksik bir şey kalmasın niyetiyle. Ama arkadaş bu Yunan’ın adaları bitecek gibi değil, dipsiz kuyu. Sadece denizden gidip koyda veya limanda durmakta yetmiyor illa çıkılacak, ada komple tavaf edilecek. Tekneyle geziye mi çıktık, scooter’la yollara mı düştük belli değil. Her gün bir ada, her gün bir scooter kirala valla bana fenalık geldi. Limancıya, palamarcıya ayrı para öde; acentaya ayrı para öde, gümrüğe ayrı para öde insan bunalıyor. Hepsi “parakalo”, “parakalo” diye etrafımızda pervane ama dedikleri gibi değil, “para kalmoorr”.
İşin gırgırı bir yana her adaya geldiğinde yeni bir memlekete gelmiş gibi muamele görmek, bütün evrakları ve pasaportları toparlayıp polise götürmek gerçekten boğucu. Bu mülteci olaylarından sonra iş iyice çekilmez hale gelmiş. Prosedür manyağı ettiler bizi. Gidenler bilir buraların pek huyu suyu birbirini tutmaz; adalar arasında misafirperverlik, hoşgörü ve yardımseverlik konusunda ciddi farklarla karşılaşabilirsiniz. Mesela İos ve Folegandros insanı ne kadar itici ise Milos ve Hydra insanı bir o kadar tam tersi. Coğrafyaları da haritada göründüğü gibi değil. Haritada bakıp dünya kopsa burada rüzgâr olmaz dediğin yerde uçurtma olursun; burada durulmaz dediğin yerde göl gibi oturabilirsin. Onun için adaları etraflıca gezmek, tekneyle gidilemeyecek gibiyse scooter’la dolaşmak, iyice anlayıp sindirmek için önemli bir husus. Bilhassa Kikladlar’da hava sert esiyorsa, fırtına ile kuvvetli rüzgâr arasında bir yerde ise dalga boyu diye verilen metrajlara pek itibar etmemekte fayda var. 2 metre dalga boyu diye 4-5 metre ile karşılaşırsanız hiç şaşırmayın. Hele Türkiye’den karşıya geçeceğiniz zaman meşhur hava raporcumuz Poseidon’da yeşili sarı, sarıyı turuncu olarak düşünmekte fayda var. Sonra da teknenizin boyu posu ve yüreğinizin çapına göre ilerleyebilirsiniz. Mykonos konusunda fikirlerim yine aynı. Keyfinizin kaçmaması veya mahsur kalmamanız için uçakla ziyaret edilmesinde fayda var. Zaten teknenizi bağlamak için ödeyeceğiniz paralarla otel, uçak hepsini karşılarsınız. Canınız sıkılmaz, kafanız takılmaz.
Adaları seyahat yazarı gibi anlatmayacağımı zaten yazılarımı okuyanlar biliyor. Herkes kendi gidip kendi zevkine, kültürüne göre keşfini yapacak. İşin esprisi de burada zaten. Kendime göre bir iki tavsiyede bulunmaktan da imtina etmeyeceğim tabii ki. Devamı Ağustos 17 sayımızda…