Kanuni Alman Kulesi’ni topa tutarak işe başlamış ama biz daha az gürültü olsun ve şövalyeler uyanmasın diye, Tersane Kapısı’ndan usulca kaleye süzüldük. “Mendirek”, “tersane” ve daha birçok Türkçe sözcük sizi şaşırtmasın. Her ne kadar Rodos kitapları, Kanuni ile başlayan Osmanlı dönemini, “390 yıl sürecek barbar Türk boyunduruğu” diye yutturmaya kalksa da, iki ulusun birbirinden aldığı ve bugün de keyifle kullandığı birçok sözcük ve yaşattığı bir alay gelenek var. Rodos bu birlikteliğin en güzel örneklerinden biri.
Osmanlı Rodos’u ancak ikinci kez kuşattığında alabilmiş demiştim. Atalarımızı mahcup etmek bize yakışmaz. Biz de ancak üçüncü girişimimizde adayı tutabildik. İlkinde, İleki (Tilos) Adası’ndan Harke’ye (Halki) oradan Rodos’a geçmeyi planlamıştık. Ciddi lodos geldiğini görünce kendimizi Sömbeki’ye attık. İkinci defa gitmeye kalktığımızda da “15 Temmuz darbesi” mi diyorlar ne, işte o patlak verdi. Tam da Bodrum-Rodos rotamızın üzerinde, denizde savaş gemileri havada gece gündüz helikopterler. Piri Reis’in peşinde kim vurduya gitmek var. “Şövalyeler birkaç gün daha otursunlar!” dedik, vazgeçtik. Ama üçüncüde başardık. Kendimizi Lindos kalesine attık. Geçen ay anlattım.
Biz Lindos’ta Kaptan’ın Barı’nda biralarımızı yudumlarken Reis, “Andan sonra Rodos Adası’nın kenarınca tâ Öküz Burnu’ndan gelürler.” diyerek alıp başını gitmişti. Biran önce dümen suyuna girelim ki başımıza Seydi Ali Reis halleri1 gelmesin.
Piri Reis’in, portolanında Öküz Burnu olarak işaretlediği burun, yine haritasında, “Kösekine” diye not ettiği, bugünün, “Koskinou” kasabasının önündeki, Vodi Burnu’dur. Kanuni Rodos fethine geldiğinde, donanma buraya çıkarma yapmıştır. Devamı Aralık 2016 sayımızda…