Gizemli orkaların teknelere saldırıları devam ediyor

Gelin dikkatimizi başka bir konuya verelim bu ay. Size bu sayıda orkaları anlatayım. Dünyanın tüm okyanuslarında dolaşan bu zeki ve sosyal canlılar teknelere, özellikle yelkenlilere temas ediyor bir süredir ve bu temaslar zaman zaman saldırıya dönüşüyor.

Orkalar, okyanus yunusları ailesinden Orcinus Orca alt grubuna aitler. Dişleri olan balinagillerden ve Arktik’ten Antarktika’ya, tropik iklimler de dahil dünyanın tüm denizlerinde dolaşıyorlar. Moby Dick’te Balinagiller başlıklı 32. bölümde kısaca şöyle bahsediyor Herman Melville kendilerinden:

“Katil Balina. Nantucketliler bu balina üstüne doğru dürüst bir şey bilmezler; doğa bilginleri ise hiçbir şey bilmezler. Benim uzaktan gördüğüm kadarıyla aşağı yukarı büyük yunus balıklarının büyüklüğünde olduğunu söyleyebilirim. Pek azılı bir balıktır- yamyam denilebilir ona. Büyük Folio balinalarını dudağından yakalayıp, bir sülük gibi oraya yapışıp kaldığı ve koca hayvanı öldüresiye hırpaladığı olur. Katil balina hiç avlanmaz (insanlar tarafından). Yağının ne biçim olduğunu da hiç öğrenemedim. Bu balinanın adı hiç ayırıcı olmadığı için, bunu beğenmeyebilirsiniz, çünkü hepimiz öldürüyoruz karada da denizde de: Bonaparte’lar da öldürüyor, köpekbalıkları da.”

Gezegenimizde yaşayan çok özel hayvanlardan orkalar, namıdiğer katil balinalar, 2020 yılı mayıs ayından başlayarak İspanya’nın kuzey ucundan Cebelitarık Boğazı’na kadar olan Kuzey Atlantik hattında özellikle yelkenli teknelerle fiziksel temas kurmaya başladı. Bu temas/saldırı kısmına geçmeden önce orkaları daha yakından tanıyalım.

TEPE YIRTICI

Aslında balinagillerden çok yunusgillere yakın, zaten taksonomik olarak da yukarda da söz ettiğim gibi okyanus yunusları içinde sınıflandırılıyorlar. Boyut olarak erkekleri 6-8 metre, dişileri 5-7 metre, ağırlık olarak da erkekler ortalama 6, dişiler 4 ton civarında. Kayıtlara geçmiş en büyük orka 9,8 metre uzunluğunda ve 10 tondan fazla ağırlıkta. Bebek orkalar yaklaşık 180 kg ve 2,4 metre boyunda doğuyorlar.

Orkalar bilimsel olarak Apeks Predator – Tepe Yırtıcı olarak kabul ediliyor. Tepe Yırtıcı, besin zincirindeki en üst yırtıcı, yani kendisini yiyen başka canlı yok. Aslan, timsah ve kurt tepe yırtıcı olarak kabul ediliyor. Büyük beyaz köpekbalığı denizlerde orkaların altında, çünkü orkaların büyük beyazları da avladığı biliniyor. Oldukça zeki hayvanlar. Beyinde evrimin en üst basamağındaki canlılarda görülen geniş neokorteks alanına, yani beyin kıvrımlarına bakıldığında orkalar insan beyninden daha fazla kıvrıma, dolayısıyla daha fazla gri maddeye, daha fazla nörona sahipler. Avlanma şekillerine bakıldığında da ne kadar akıllı olduklarını gözlemek mümkün. Avlamak istedikleri fok ya da yunus gibi bir canlıyı ustaca, içinde olduğu gruptan ayırıp yorduktan sonra afiyetle gövdeye indiriyorlar. Belgesellerde orkaların avlanma teknikleri kayıt altına alınmış. Bir buzulun üstüne kaçıp kurtulmaya çalışan foku, birlikte hareket ederek nasıl buzun üstünden düşürdükleri zekâları hakkında ipucu veriyor. Duyma, görme ve dokunma duyuları çok gelişmiş. Üç tip ses çıkardıkları biliniyor: Klik, ıslık ve nabız ya da sinyal gibi belli düzende tekrarlayan sesler. Çıkardıkları seslerin ekosundan yön bulma ve birbirleriyle haberleşmeleri üst düzeyde.

İKİ GRUBA AYRILIYORLAR: GEZİCİ VE YERLEŞİK

Orkalar zeki oldukları kadar sosyal canlılar da. Kabile halinde yaşıyorlar. Anaerkil (matriark) bir toplum olarak var oluyorlar. Hayatları boyunca anneleriyle birlikte yaşıyorlar. Ailenin başında en yaşlı dişi bulunuyor. Sonra oğulları, kızları ve onların çocukları. Dişi bir orka ortalama 90 yıl yaşıyor ve tüm bu zamanda bütün aile birlikte dolaşıyor. Nadiren aralarından biri ayrılıp kısa bir keşif sonrası tekrar ailenin yanına dönüyor. Topluluk olarak bilgiyi sonraki nesillere aktarma orkaların önemli özelliklerinden. Nasıl avlanacakları, birbirleriyle kurdukları iletişim, navigasyon bilgileri yetişkinler tarafından çocuk orkalara öğretiliyor. Hatta antrenman yaptıkları da saptanmış. 

Orkaların dünyanın bütün okyanuslarında dolaştığını söylemiştim. Böyle olmakla birlikte orkalar iki geniş gruba ayrılıyorlar: Transient (gezici) ve resident (yerleşik). Gezici olanlar büyük memelilere saldıran ve yiyen grup, daha iri oluyorlar, sırt yüzgeçleri sivrice ve yüzgecin ardındaki gri-beyaz leke uniform. Yerleşik olanlar yalnızca balıkla besleniyorlar; somon ve ton balığı ana gıdaları. Sırt yüzgeçleri uca doğru tatlı bir kavisle sonlanıyor. Sırt yüzgeçlerinin arkasındaki gri-beyaz lekenin içindeyse siyah bir şekil, çizgi oluyor genellikle. İnsanlar orkaların besin zincirinde yer almıyor. Bugüne kadar insanlara saldırı yalnızca esir alınıp gösterilerde kullanılan orkaların bakıcılarını yaralaması veya öldürmesi şeklinde olmuş, doğal ortamlarında insana zarar verdiklerine dair bir bilgi yok. Şahsen Antarktika’da kanoyla dolaşırken yanımdan geçen iki orkaya şahit olmuşluğum var. Sakin sakin yüzüp uzaklaştılar.

TEMASLAR 2020 YILINDA BAŞLADI

Orkalar 2020 yılı mayıs ayından başlayarak, İspanya’nın kuzey ucundan Cebelitarık Boğazı’na kadar olan Kuzey Atlantik hattında özellikle yelkenli teknelerle fiziksel temas kurmaya başladı. Bu temas, meraklı bir dokunuştan teknelerin batmasına neden olacak ciddi saldırılara kadar geniş bir yelpazede görülmekte. İlk atakların başladığı zamandan bugüne kaydedilen toplam temas sayısı 505, zarar gören yat sayısı 236 (2022’de 256 tekne de orkalarla temas etmeden bu bölgede seyir yapmış). 2023’ü de katarsak üç tekne bu saldırılar sonucunda batmış, ağır hasar gören ve sahile çekilerek götürülen tekne sayısı bir hayli kabarık. Birkaç tekne ise sahil güvenlik ekiplerinin, orkaların açtığı delikten tekneye dolan suları dışarıya boşaltmak için kapasitesi yüksek pompaları zamanında yetiştirmesi sonucunda batmaktan kurtulmuş. 2023 itibarıyla saldırılar sürüyor ve alan, Biscay Körfezi’nin kuzey ucundan Fas kıyı hattına kadar genişlemiş durumda.

Orka temas/saldırıları genellikle her biri beş altı orkadan oluşan gruplar tarafından gerçekleştiriliyor. Gece de gündüz de ataklar bildirilmiş. Atakların süresi 10 ila 90 dakika arasında değişiyor. Yatlara yaklaşan orkalar “bilinçli” biçimde teknelerin dümen palasını hedefliyor. Dümen palasına kafa atmak, ısırmak hatta çiğnemek en sık karşılaşılan saldırı biçimi. Hemen daima teknenin arkasından yaklaşıyorlar ve defalarca dümene vuruyorlar. Dümeni çalışmayan teknenin kontrol edilemez olduğunu biliyor olamazlar diye düşünülse de beyinleri son derece gelişmiş bu hayvanların ne bilip ne bilmediklerini esas biz bilmiyoruz. Belli bir süre sonra ilgilerini kaybedip uzaklaşıyorlar. Batan teknelerden can salına geçen insanlara saldırı söz konusu değil.

AĞLARDAN KAÇAN TEKNELER TAKİPTE

Ataklardan sorumlu grup, Cebelitarık bölgesinde bulunan yerleşik bir orka sürüsü. Sayıları çok azalmış, neredeyse tükenmeye yüz tutmuş toplam 30-35 balinadan oluşan küçük bir grup söz konusu. Cebelitarık Boğazı’ndan geçip besinden zengin okyanus sularına yönelen ton balıklarının peşinde, onları avlayan orkalar bunlar. Bir yandan yatçılar, bir yandan bilim insanları bu saldırıların nedenleri ve önleme yolları üzerine kafa yoruyorlar. Kuzey Avrupa, Fransa ve İngiltere’den yola çıkıp Atlas Okyanusu’nu geçmek ya da Akdeniz’e inmek isteyen teknelerin güzergâhı buradan geçiyor. Fransa’nın kuzeybatı ucundan güneye yönelen tekneler Biscay Körfezi’ni geçtikten sonra ya Cebelitarık Boğazı’ndan geçip Akdeniz’e giriyorlar ya da Atlas Okyanusu’nu geçmek üzere Kanarya Adaları’na yöneliyorlar. Bir kısmı da Yeşil Burun Adalarına kadar iniyor. Buralardan ticaret rüzgârlarını yakalayıp doğudan batıya Karayipler’e doğru yelken açıyorlar. Dolayısıyla işlek bir deniz yolu. Öte yandan balıkçılık açısından da bereketli bir bölge. Özellikle sahile yakın kesimlerde Fransız, İspanyol ve Portekizli balıkçılar filolar halinde avlanıyorlar. Denize bırakılmış ağlardan sakınmak için açıktan geçmeyi tercih eden tekneler orkaların ilgisini çekiyor.

BEYAZ GLADIS’İN İNTİKAMI MI?

Gizemli saldırıları araştırmak için bilim insanlarından oluşan ekipler kurulmuş. Atakları anında detaylı olarak rapor etmek için web siteleri de mevcut. Ayrıca Facebook’ta da 10 binden fazla üyesi olan, her gün paylaşım yapan denizcilerin kurduğu “orka atak grupları” var. Tüm bu bilgi birikimi, bilimsel araştırmalar saldırıların nedeni ile ilgili henüz kabul edilmiş bir teori geliştiremedi. Değişik iddialar var:

Bugünlerde yat dergilerinde, forumlarda popüler olan görüşlerden biri, Beyaz Gladis takma adlı dişi bir orkanın önderliğinde ve yönlendirmesiyle bu atakların sürdüğü şeklinde (bir orka teknelerle fiziksel temas kurarsa Gladis olarak adlandırılıyor, isim yerel lehçede “gladyatör” anlamını taşıyor. Yaklaşık 15 Gladis tespit edilmiş durumda). İnsanın aklına tabii hemen Moby Dick geliyor. İddiaya göre Beyaz Gladis’e ya da yavrusuna bir tekne çarpmış ve o da intikam almak için tekneleri kovalıyor. Bu iddia biraz fazla Hollywood- Yeşilçam karışımı bir senaryo gibi geliyor ama Google babaya white gladis yazdığınızda 2.940.000 sonuç çıkıyor. Hepsi orkalarla ilgili olmasa da çeşitli dillerde Beyaz Gladis’i efsaneleştiren bir internet dedikodusu büyüyor. Birçok tekne kaptanı saldırıları gerçekleştiren balinalar arasında Beyaz Gladis’i saptayıp raporlarında belirtiyor.

SEBEP DÜMEN PALASI YA DA ZEHİRLİ BOYANIN RENGİ Mİ?

Bir başka iddia da yelkenlileri salmaları nedeniyle diğer balinalara benzetmeleri ve yavru orkalara av antrenmanı vermek için bu saldırıları gerçekleştirdikleri yönünde. Hedef olarak dümen palasının seçilme nedeni olarak da büyük balina yüzgeçine benzemesi gösteriliyor. Bu görüş de pek gerçekçi değil, çünkü bu bölgede yaşayan orkalar yerleşik orka, yani yalnız balıkla (ton balığıyla) besleniyorlar. Büyük memelileri avlamaları söz konusu değil. Yine de saldırıya uğrayan tekne kaptanlarının raporlarında önce büyük balinaların gelip dümene vurduğu, ısırdığı, bir süre sonra büyüklerin çekilip yavruların aynı hareketleri tekrarladığı bildiriliyor. Yani bir nevi antrenman söz konusu.

Tekneleri kekamozdan korumak için altlarına sürülen zehirli boyanın rengi de bir neden olarak ileri sürülmüş. Bildirilen orka temaslarında büyük çoğunluk siyah zehirli boyası olan tekneler. Ancak burada da bir seçim yanlılığı var, çünkü siyah zehirli sürülen tekne oranı diğer renklere göre çok daha fazla.

BİR İSYAN HAREKETİ

Bir başka görüş bu temasların orkaları eğlendirdiği, onlar için bir nevi keyif veren bir oyun olduğu şeklinde. Teknelerin su altında yaydıkları seslerin de orkaları rahatsız ettiği ve temel saldırı motivasyonun bu olduğu yönünde görüşler var. Ancak motorla değil de yelkenle seyreden teknelerin ana hedef olması bu tezi de çürütüyor. Bir ihtimal de ana besin kaynakları olan ton balıklarının insanlar tarafından kontrolsüz tüketimine karşı bir isyan hareketi olması. Bana en yakın gelen teori de bu.

GÜVENLİK YÖNTEMLERİ 

Kuşkusuz birinci öncelik hayvanlara zarar verecek herhangi bir eylemden kaçınılması. Bazı kaptanlar tarafından geliştirilen orkaların üzerine kum dökmek, vızıltı şeklinde ses çıkaran pilli bir cihazı teknenin arkasından çekmek, denize suda yanabilen işaret fişeği atmak gibi Zihni Sinir projelerini de bir kenara bırakıyorum.

Orka saldırılarıyla ilgili geliştirilmiş güvenlik protokolü şöyle: Teknelerin balıkçı ağlarını dikkate alarak mümkün olduğunca kıyıya yakın ve sığ sularda seyretmesi, orkalarla karşılaşıldığında yunus görenlerin yaptığı gibi çığlık çığlığa teknede oraya buraya koşulmaması, olabildiğince sessiz ve sakin kalınması, motorun stop edilmesi, yelkenlerin indirilip, dümene dokunmadan kendi haline bırakılması, tekne oto pilottaysa derhal otopilottan çıkılması, orkaların sayısını tipini, saldırı süresini ve şeklini not ederek bilahare ilgili web sitesine rapor edilmesi, mümkünse sırt yüzgeçlerini ve beneklerini fotoğrafla tespit edip saldırıyı gerçekleştiren bireylerin tespit edilmeye çalışılması. 

Saldırılardan kaçınmak için bir trafik lambası sistemi de geliştirilmiş durumda. İlgili web sitelerinde (GT Orca Atlantica, Crusing Association) her gün güncellenerek ilan ediliyor. Yeşil ışık o bölgede seyir yapan ve orkaya rastlamayan teknelerden gelen bilgilere göre emniyetli alan olarak tanımlanıyor. Kırmızı yoğun, sarı ise orta yoğunlukta saldırı olan bölgeler, yine yatçıların, araştırmacıların ve sahil güvenlik botlarının sağladığı bilgilerden derlenerek işaretliyor. Bölgede seyir yapacak teknelerin web sitelerinden ya da cep telefonuna indirecekleri uygulamalardan (GT Orcas, ORCINUS) güncel trafik lambalarını takip ederek seyir planı yapmaları öneriliyor.

Bu gezegen hepimizin. İnsanların da orkaların da yosunların da… Bizim türümüzden daha fazla gezegenimize zarar veren ikinci bir canlı türü yok yeryüzünde. Orkalar belki de bir nedenle bizi uyarmaya, yola getirmeye çalışıyorlar. Belki o bölgedeki doğal hayata zarar veriyoruz, belki doğanın dengesini bozduğumuzun farkındalar, belki bizim yüzümüzden artan su sıcaklıkları onların türünü tehdit ediyor. Öyle de olsa, başka bir nedeni de olsa bizim dışımızdaki dünyaya karşı daha saygılı ve diğerkâm olmak adına bir uyarı olarak almalıyız orka dokunuşlarını… ☸

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.