Tam bir deniz tutkunu olan Ayşegül Dinçkök, yıllardır dünyanın dört bir yanında derinlere dalarak sualtı dünyasını fotoğraflıyor. “Derin Tutku”su sergiler, kitaplar ve sosyal sorumluk dışında çeşitli projelerde değerlenen Dinçkök’ün hikâyesini kendisinden dinledik…
Röportaj MELDA ONBAŞYAN, Fotoğraflar AYŞEGÜL DİNÇKÖK ARŞİVİ
Dünyanın en zengin tropikal sualtı yaşamının tam merkezinde yer alan Endonezya’nın Sulawesi Adası yakınlarında “Mercan Üçgeni” denilen bölgede Ayşegül Dinçkök’ün vizörüne yansıyan fotoğrafların Zorlu Tekstil ve Taç işbirliğinde Derin Tutku Nevresim Koleksiyonu’na dönüştürülmesi vesilesiyle bir araya geldiğimiz Dinçkök bizi derin dünyayı keşfetmeye davet ediyor. İleri derecede dalış brövesi sahibi Dinçkök, aynı zamanda eski bir milli yüzücü. Akdeniz Koruma Vakfı’nın da kurucu üyesi olan Dinçkök gerçek bir deniz âşığı…
Derin Tutku bir sergi olarak başladı ve bir projeye dönüştü. Bu tutku nasıl başladı anlatabilir misiniz?
2012’de gerçekleşen ilk Derin Tutku sergimde amacım, sualtında hissettiğim heyecanı denizi hiç görmemiş insanlarla paylaşmaktı. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün desteğiyle önce İstanbul sonra sırasıyla Mardin, Van ve Hatay’da Derin Tutku binlerce çocukla buluştu. Çocukların benim fotoğraflarımdan esinlenerek resim yapmasını istedik, bir yarışma düzenledik ve ödüller verdik. Ayrıca fotoğrafların satışından elde ettiğimiz geliri Egeli dul kadın balıkçılara bağışladık. Aralık 2014’te yaptığımız ikinci Derin Tutku sergisi ve Derin Tutku Air’de ise fotoğraflara bakanları, bakmaya değil görmeye, farkında olmaya davet ettik. Bu sergiyle eş zamanlı çıkan kitaptan elde ettiğimiz geliri de Akdeniz Koruma Derneği’nin Gökova’da başlattığı koruma projesine aktardık. Bu sergimiz de İstanbul’dan sonra Adana ve Eskişehir’e gitti. Devamı Ocak 2016 sayımızda…
1 comments