PETROL KUMU Havayı, karayı, suyu kirletiyor!

Petrol kumu. İlla ki duymuşsunuzdur, petrol çıkarmanın daha meşakkatli olan yolu. Petrol kötü, bu ondan da kötü. Konuyu ben açtığıma göre, tahmin edersiniz ki petrolün çevreye daha fazla zarar veren, iklim değiştiren çeşidi. Hatta bulunduğu yerdeki hava paternlerini bile etkiliyor.

Kanada’da yer alan Athabasca Petrol Kumu Rezervi bölgesinde yapılan bir çalışma var. Dünyada iki büyük petrol kumu rezervi var; biri Kuzey Alberta, Kanada’da, diğeri de Venezuela’da. Kanada’nın kuzey ormanlarının altında yatan bu Athabasca Bölgesi, Kuzeybatı Alberta’da 142 bin 200 kilometrekare alanı kaplıyor. Bilim insanları burada zaten hava, kara, su kirliliği ile ilgili çalışmalar yapıyordu. Buna ek olarak, şehir merkezindeki ve bu rezerv bölgesindeki kar örneklerini de inceleyelim, karşılaştıralım demişler. Bu yönde, petrol kumu etrafında 25 km çaplı bir alanda araştırmaya başlanıyor ve buradaki karla Kanada şehir merkezindeki kar karşılaştırılıyor. Bilin bakalım sonuç ne çıkmış? Petrol kumunun yer aldığı bölgeden alınan kar, şehir merkezindekine göre çok daha fazla kirletici barındırıyor. Bu da demek oluyor ki, hava kirliliği petrol kumu olan bir yerde çok daha yoğun gerçekleşiyor.

BUZ KRİSTALLERİNİN ÖNEMİ

Petrol kumu, havayı yalnızca kirlilik olarak değil yağış şekli, bulut oluşumu olarak da etkiliyor. Kar örneklerinde nano boyutta metal parçacıkları var; krom, nikel, bakır bulunuyor. Bu parçacıklar burada, şehir merkezindekine göre 100 kat daha fazla. Bu nano ve mikro boyuttaki kirleticiler atmosferde buz çekirdeği oluşumunu tetikliyor. Burada bir parantez açarak bulut ve yağış oluşumundan bahsedeyim kısaca. Bulut içerisindeki hava sürekli hareket halindedir, sürekli bir devinim vardır. Zaten bu sayede bulutu oluşturan su damlacıkları ya da buz kristalleri birbiriyle çarpışıp birleşir. Bu süreçte oluşan damlalar ve kristaller, artık havanın kaldıramayacağı ağırlığa ulaştığında yere düşmek üzere yağışa dönüşür. Düşecek olan yağışın türü de bulutun su damlası, buz kristali veya ikisini birden taşımasına göre değişir. Tabii sıcaklığın derecesine göre de kar, yağmur, dolu, hangisi olacağı farklılık gösterir. Şimdi konuya dönecek olursak… Krom, nikel gibi bu metal parçacıklar su damlası veya buz kristali oluşumunu sağlayan çekirdek görevi görüyorlar. Hatta daha çok buz kristali oluşumuna yol açıyor. Bu da bulut oluşumunun daha hızlı, daha etkili bir sürece dönüşmesine sebep oluyor. Peki bunun olumsuz yanı ne diye sorarsanız, işte doğanın normal akışına müdahale edildiğinde ekstrem hava olaylarıyla karşılaşabiliyoruz. Buz kristallerinin havada daha fazla bulunması bulut oluşum sürecini etkileyerek yağış paternlerini değiştiriyor. Yağış paternlerinin özellikleri değiştiğinde de doğal olarak bölgedeki yağmur sıklığı ve şiddeti farklılaşıyor. Hatta hem taşkın hem kuraklık gibi iki zıt ekstrem durumun ikisinin de gerçekleşmesine yol açabiliyor.

KİRLETİCİLER VE PETROL DAMITMA YÖNTEMLERİ

Bu kadar petrol kumu diye bahsedip durdum ama biraz havada kaldı gibi, onu da açıklayalım. Petrol kumu veya diğer ismiyle “katran kumu” aslında bir kum, kil, ham petrol ve su karışımı. Ham petrol çeşidi olarak da ekstra ağır olan “bitüm” içeriyor. Oldukça viskoz yapıda, yani ısıtılmadan veya hafif hidrokarbonlarla karıştırılmadan akışkan hale geçmiyor. Donmuş pekmezin yapısı gibi düşünebilirsiniz, ne tam katı ne de akacak kadar sıvı. Bu yapıdaki bir maddeyi hem akışkan hale getirebilmek hem de karışımın içindeki diğer maddeleri ayırabilmek için farklı prosedürler uygulanıyor. Bildiğimiz, klasik petrol damıtımı gibi değil yani. Çünkü bitüm pompalanamayacak kadar ağır ve kum tanelerine yapışık halde bulunuyor. Bu nedenle petrolün damıtımı için farklı teknikler geliştirilmiş. Zaten problem de bu yöntemlerde başlıyor. Sera gazı salınımını artıran, çevre kirliliğine yol açan atıkları oluşturan bu yöntemler oluyor. Kum, kil, su karışımı demiştik ya, işte bu karışım ayrıştırıldıktan sonra açığa çıkan atık su ekosisteme geri döndürülemiyor, içerisindeki kirleticilerden dolayı. Buna ek olarak arazi kullanımı, bölgedeki ekolojiyi etkiliyor. En başta bahsettiğim gibi, hava kalitesi değişiyor. Yere düşen yağışın çeşidi, sıklığı, şiddeti bile farklılaşıyor. Kısacası; petrol kumu, petrol çıkarmanın beşinci-altıncı boyutu, yani daha über olanı. Aslında diyoruz ya evimizde enerji tasarrufu yapalım, sokağa çöp atmayalım, dişimizi az suyla fırçalayalım, vs.  Bunları yapalım, hem doğa için hem bilinç oluşturmak için ama işin aslına bakınca bunlar konunun çerezlik kısmında kalıyor. Biliyorsunuz, iklim değişiminin başlıca kaynağı fosil yakıtlar. Petrol, kömür… Bunlar sera gazı salınımında başı çeken faktörler. İşte petrol kumu da bunun bir üst seviyesi. Havaya, karaya, suya etkisi çok daha yüksek oluyor. Bildiğimiz normal bir petrol rezervi çevreye bir kat zarar veriyorsa burası yaklaşık 100 kat daha fazla zararlı oluyor. Ne? Paris Anlaşması mı? Ya güldürmeyin Allah aşkına! Sağlıcakla…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.