Denizcilik Forumu
Rahmi M. Koç Müzesi’nde 4 Aralık 2015 akşamı, Türkiye’de denizciliğimiz için bir ilk gerçekleşti. Koç Üniversitesi bünyesinde, denizcilik gücümüze katkı sağlayan temel alanlarda hedef, politika ve strateji belirlenmesine akademik katkı sağlamak amacıyla “Denizcilik Forumu” kuruldu.
Türk denizciliğine yaklaşık 500 yıl ev sahipliği yapmış Haliç’te Rahmi M. Koç Müzesi’nin seçkin denizcilik koleksiyonlarının şahitliğinde forumun ilk Danışma Kurulu Toplantısı ve açılış töreni yapıldı. 53 kişilik Danışma Kurulu içinde Türkiye’nin seçkin bilim insanları, amiralleri, yöneticileri, büyükelçileri, denizcileri, balıkçıları, limancıları, deniz hukukçuları, sporcuları, amatör denizcileri, okyanus gezginleri, deniz arkeologları, deniz çevrecileri, kısaca 21. yüzyılda mavi uygarlık cephesindeki yerimizi almamız gerektiğine inanan ilkeli ve idealist deniz ve denizcilik âşığı insanlar bulunuyor. Forum Direktörlüğü’nü bu satırların sahibi yürütüyor.
Ülkemizde ilk kez bir üniversite bünyesinde denizcilik gücünü her alanda bütüncül bir perspektifle araştıracak ve yeni fikirler üretecek bir düşünce platformu hayata geçirildi. Geçen sayıdaki “Denizci Bilinç” başlıklı yazımız şu vurgu ile başlamıştı:
“Denizci Bilinç, denize jeopolitik, stratejik, ekonomik ve kültürel perspektifte bütüncül bakabilme durumudur. Burada en zorlu alan jeopolitik ve stratejik perspektiftir. Bilgi ve tecrübe ile şekillenir. Tez ve fikir üreterek hayatta kalır.”
İşte yeni kurulan forum, asıl olarak denizciliğin stratejik perspektifine yönelecektir. Bu sürecin sonucu doğal olarak denizcileşmeye katkı sağlamaktır.
Denizcileşmek iddialı bir hedeftir. Uzundur. Zordur. Yorucudur. Emek ve akıl yoğundur. Zira bilgiye, üretime, teknolojiye, yatırıma, işletmeye ve sürekli büyüme ve büyütmeye dayanır. Ancak başarıldığında ödülü çok büyüktür. Güvenliğin yanısıra inanılmaz bir istihdam ve katma değer fırsatıdır. Dolayısıyla refah ve mutluluk getirir. Bugünün batı dünyası bu başarının en güzel örneğidir. Ülkemizde de seçilmiş alanlarda dünya çapında denizcilik başarıları bizleri cesaretlendirmektedir. Ancak topyekûn seviyede denizciliğimizin gelişmişliğinden bahsedemeyiz.
Denizcileşmek yelkendeki orsa seyri gibidir. Iskotaları bir anda laçka edemezsiniz. Dümeni bir anda hazırlıksız şekilde alabandaya basamazsınız. Orsa seyrini beceremeyenler rüzgâr altı sahiline düşerler. Dev dalgalar ve sığlık kayalıkları tekneyi parçalar. Osmanlı İmparatorluğu rüzgâr altına düştüğü için parçalandı. Cumhuriyet, ilk 15 yılına 500 yılı sığdırdığı için orsaya yükselebildi. Ancak Cumhuriyetin ilk yıllarındaki denizcileşme enerjisi sonradan devam ettirilemedi. Atatürk sonrası Türkiye, denizcilikte ve denizcileşmede coğrafyasının, nüfusunun ve ekonomisinin hak ettiği yere gelemedi. Fakat tarihin sonsuzluğu ve yaratıcılığı içinde devletimizin halkı ile birlikte denizcileşeceğine olan inancımızı yitiremeyiz, yitirmemeliyiz. O günlerin geleceğine inanmalıyız.
Denizcilik forumu, denizcilik gücüne katkı sağlayan 17 temel alanda akademik faaliyetler düzenleyecek, denizcilik sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getirecek, yeni fikir, strateji ve kavramların yaratılmasına öncülük edecektir. Forum, denizciliğimize katkı sağlayan diğer tüm paydaşlar ile eşgüdüm ve işbirliği içinde olacak, paydaşları forum çatısı altında bir araya getirecektir. Yeni fikirlerin oluşturulmasına, sorun alanlarının giderilmesine yönelik çalışmalarında siyaset üstü bir tutum benimseyecektir. Çalışmalar sadece bugüne değil, gelecek on yıllara yönelik, katma değer ve hedef odaklı olacaktır. Çok geç kalınmış olan, Türkiye’de halkın ve devletin denizcileşmesinde en küçük bir katkıda bulunmak, forumun var oluşunun somut ispatını oluşturacaktır. Bu çerçevede çalışmaları esnasında forumun düsturu her zaman gerçeği aramak ve bulmaktır.
Denizcilik gücümüze gemi inşa, deniz ticareti, deniz müzeciliği, deniz turizmi ve deniz çevresi, sualtı arkeolojisi alt alanlarında yıllardır katkı sağlayan Koç Holding’in Onursal Başkanı ve Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Rahmi Koç da, yaptığı basın açıklamasında özellikle deniz uygarlığı cephesinde yerini almış birçok ülkede, bu tür düşünce kuruluşlarının faaliyet gösterdiğine işaret ederek, “Ülkemizde denizcilik faaliyetleri, su varlıklarımızın korunması ve kirlilikle mücadelede epey yol alındı. Bu alanda yapılacak daha çok çalışma var. Dolayısıyla ülkemizde denizcilik yaklaşımını daha üst bir çerçeveden ele alacak platformların artmasını ümit ediyorum” değerlendirmelerini yaptı.
Ben de bu görüş paralelinde, Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinde denizcilik gücüne yönelik merkez, enstitü ve forumların kurulması için akademik çevrelere çağrıda bulunuyorum. Gelin tuzlu suya temas edin. Mavi Uygarlık cephesine siz de bir tuğla koyun. ☸