Aliço dediydi…

Bu yazıyı okuyan, hatta yazan da dâhil olmak üzere hiçbir tekne sahibi samimi değil. Hatta yalancı. Onların kaptanları da aynı şekilde. Bakıyorum teknelerin yüzde 90’ı hafta sonu bağlandığı koyda saksı gibi duruyor. Hiç kimse kıpırdamıyor. Kıpırdayan da zaten öbür koya geçerken Göcek’in orta yerine hacetlerini bırakarak geçiyor.

EMİR KUNT

cek’te yıllar önce köyün sembolü olmuş bir adam yaşardı. Her derde deva bir adamdı, çok iyi de balık pişirirdi. Herkes tarafından çok sevilir, sayılırdı. Her konuya bir yorumu, çözüm önerisi vardı. O kırık şivesiyle her cümlesini “Aliço dediydi” diye kendi söylediklerini “aha da buraya yazıyorum” edasıyla damgalardı.
Allah rahmet eylesin çok tatlı ve sevecen bir insandı. 
İşte ben de seneler evvel Turmepa’nın Göcek’te başlattığı ve devlet kurumlarının desteklediği Mavi Kart ve teknelerin atık depolarının kontrolü işini yazarken yazımın sonunu “inşallah sulanmaz” diye bitirmiştim. Aliço’nun bu aklıma kazınmış lafını o yüzden hatırladım. Maalesef sulandı.

Ne doğru düzgün bir kontrol yapıldığı var ne de teknelere mecbur tutulan kartların bir faydası. Özel tekneler bir yolunu bulup kartları işletiyor. Ticari tekneler ise Liman Başkanlığı’nda transit log almak
için mecburen arada bir gidip depolarını belirlenen yerlere boşaltıyorlar, kartlarını işletiyorlar. Belirlenen alanlar zaten binlerce teknenin ihtiyacını karşılamaktan çok çok uzak. Ayrıca bu alanlardan transfer edilen atıkların toplandığı arıtma tesisi de evlere şenlik. O tesiste çalışanlardan duyduklarımıza göre toplanan atıkların ancak yüzde 40’ı arıtılabiliyormuş. Geri kalanı gece usul usul denize bırakılıyormuş.

Turmepa’nın şirin, minik ılgıt ılgıt kaka kokusu yayan teknesi ise “var mı var”dan öteye gidebilecek bir şey değil. Ne zaman arasanız meşgul zaten. Çalışma saatleri de ekâbir kafasıyla düzenlenmiş. Turmepa’nın yıllar evvel yaptığı bu girişim kimsenin elini cebine atmaması veya bir ikiyi geçmemesi üzerine şirin bir operasyondan öteye geçemedi. Belediye’nin ve Liman Başkanlığı’nın istenilen şekilde sahip çıkmaması da en önemli konu. Yetkililer sorsan onu yaptık bunu yaptık diye mangalda kül bırakmıyorlar. Ama netice ortada kardeşim, bende ona bakarım.

Bir kere bu yazıyı okuyan, hatta yazan da dâhil olmak üzere hiçbir tekne sahibi samimi değil. Hatta yalancı. Onların kaptanları da aynı şekilde. Bakıyorum teknelerin yüzde 90’ı hafta sonu bağlandığı koyda saksı gibi duruyor. Hiç kimse kıpırdamıyor. Kıpırdayan da zaten öbür koya geçerken Göcek’in orta yerine hacetlerini bırakarak geçiyor. Kimse körfezin dışına çıkma zahmetini göstermiyor. Üç dört kamaralı 18-25 metre teknelerin depoları bile üç günlük dışkıyı biriktirecek kapasiteye sahip değil. Kaldı ki 14-18 metre arası da azımsanmayacak kadar çok tekne var. Çoğunun mutfak lavabosu bile depoya bağlı değil, bulaşıkları yıkarken direkt denize boşalıyor. Peki, bu tankların çaktırmadan boşaltma işi nasıl çalışıyor? Çünkü birçok tekne sahibinin bu gizli operasyondan haberi yok. Sabah b.k içinde yüzdüğünde hep yan teknelerden birinden boşaltıldı zannediyor. Sistem şöyle çalışıyor; tankları tatlı tatlı dolmaya başlayan kaptanlar havanın kararmasını beklerler. Esasında havanın kararması da tek başına yeterli değildir birazda rüzgâr olması lazım ki tahliye edilen kakalar bir an önce tekneden uzaklaşsın. Tekne sahibi veya misafirler işe uyanmasın. Sırf bu operasyon için gece 04.00’e, 05.00’e saat kurup kalkan kaptanlar var. Kazara yakalanırsa cevap zaten hazır; yine saldı birisi. O birisi bir türlü tespit edilemez çünkü o birisi esasında ta kendisi.

Akıllı ve tecrübeli kaptanlar tankın hepsini boşaltmaz. Yarısını veya üçte birini sızdırıp bırakırlar. Uzun süreli bir koyda kalıyorsanız ve kaptandan hiç tank boşaltmak için talep gelmiyorsa bir gece yatarken çaktırmadan tankın ibresine bakın ve sabah kalktığınızda tekrar kontrol edin. Kakanızın nasıl mucizevi bir şekilde buharlaştığını gözlerinizle görün. Şimdi bunları okurken birçok kişinin “olur mu ya bizim kaptan yapmaz öyle şey” dediğini duyar gibi oluyorum. Yapmaz tabii ki, senin kaptanın hiç öyle şey yapar mı? Yandaki teknenin kaptanı yapıyordur, benim kaptanım yapıyordur sen hiç endişelenme. Rahat rahat uyu. Sabah yüzerken kafana şu soru takılabilir, acaba kendi b.kumla mı yüzüyorum yoksa yandakinin b.kuyla mı? Kafandaki bu soruya ilave olarak bende bir soru sormak isterim. Hangisi daha sıhhatli olurdu? Peki çözüm? Hintlilerin dediği gibi çözüm senin içinde be iki gözüm. Yapmayacaksın, yaptırmayacaksın. Zahmet olacak ama şirin Turmepa teknesine bir gün önceden rezervasyon yaptıracaksın ya da koyda bulduğun o harika yeri kaptıracaksın ve kalkacaksın. Öyle halatları suda bırakıp buruna kadar gidip boşaltıp dönmek yok, fazla mazot gitse de körfezin dışına çıkacaksın. Gelip hemen kapacaklar yerini ama darılıp gücenmeyeceksin. Biraz sıkışacaksın ama o çok beğendiğin Yunan Adaları’ndaki gibi pırıl pırıl denizde yüzeceksin. Marinalarda bile tankı boşaltmak için mekanizma olmayan bu memlekette mecbursun arkadaşım çünkü bizim devletimiz bu işi düzenleyemez ve denetleyemez. Zaten onlar daha karaya tecavüz etmekle meşgul, ülkemizde denizlere sıra gelmesi zor gibi gözüküyor. Sıra gelse de doldururlar denizi olur biter. Arsa lazım memlekete.

Sadun Boro!

Geçtiğimiz ay kaybettiğimiz büyük denizcimiz Sadun Boro’nun teknesinde yapılmış son röportajlarından birisini seyrediyordum. Hâlâ o yaşında çevre, doğa, denizlerimiz diye çırpınıyordu. Seyşel Adaları’nda gördüklerinde örnekler veriyordu. Toplumumuzun geneli onun çevreci kimliği ile hiç ilgilenmedi. Yıllardır hep nasıl sıkılmadan, usanmadan defalarca o küçücük tekneyle dünya turu yaptı diye bir anlam veremeden hayranlıkla ve şaşkınlıkla takip etti kendisini. Tekneye aldığı kediye bile o zaman “kedi sudan korkar” demişlerdi, “teknede çocuk mu büyütülür” demişlerdi. Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın birçok ufukları aştı ama bu ülkenin insanın ufkunu çok zorlamasına rağmen aşamadı Sadun Amca. Yolu açık olsun.

Göcek’te, Bozburun’da, Symi’de, Bodrum’da ve bilumum sevdiğimiz Yunan Adaları’nda mavi sularda ve keyifli sofralarda görüşmek üzere…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.