Atmosferin müziği

Yeni ve büyük bir araştırmaya göre, hava paketlerinin birbiriyle uyum içinde titreştiği keşfedildi. Madem atmosfer müzik yapıyor, biz neden duyamıyoruz?

Bilim, sanat ve doğa ne kadar bir arada yaşayan kavramlar aslında. Her zaman bilimin içinde sanatın bir tınısını görüyoruz, doğada bilimin işleyişini zaten net biliyoruz. Fiziksel olarak duymuyoruz ama atmosferimiz müzik yapıyor. Aynı Ay’ın denizleri çekerek gelgit dalgaları oluşturması gibi Güneş de uyguladığı çekim kuvvetiyle gökyüzünde bazı dalgalar oluşturuyor. Isı enerjisi-basınç değişimi gibi atmosferik paternler bu şekilde dalgaların oluşmasını sağlıyor. Tam anlamıyla bildiğimiz dalgalar gibi öyle çalkantılı değil ama belli bir titreşim oluşturuyorlar. Bunlar binlerce kilometre uzunluğunda sıkı hava paketleri, bu kadar büyük olmalarına rağmen birbirleriyle senkronize bir şekilde titreşebiliyor, aynı bir müzik enstrümanı gibi, bir gitarın teli gibi…

BASIN DALGALARI VE TİTREŞİMLER

Konunun fizik kısmına çok girmeyeceğim ama kafada biraz canlanması adına biraz dokunmam gerekecek. Eğer bu atmosferik dalgalar havadaki yolculukları sırasında yükseklikte ve hızda uyumu yakalarlarsa rezonansa girebiliyorlar. Bu da dalgaların, bir çanın içinde titreşen ses dalgaları gibi, o koca küresel atmosferin tamamında titreyecek kadar kararlı bir model oluşturmasını sağlıyor. Daha önceki çalışmalar, lokal alanlarda ve sınırlı zaman ölçeklerinde yapıldı. Yapılan yeni bir araştırma ise çok daha büyük ölçekli. Bu sayede bu hava paketlerinin birbiriyle ne kadar uyum içinde olduğu, adeta bir enstrüman gibi davrandığı keşfedilmiş oldu. Madem atmosfer müzik çalıyor, biz neden duyamıyoruz bu müziği?

Bildiğimiz ses dalgaları gibi değil aslında. Burada bahsettiğimiz şey, gökyüzünde oluşan basınç değişimleri, oluşan farklı frekans ve genlikler. Tüm dünyayı saran, Ekvator’un etrafında dolaşan, kimi doğudan batıya kimi de batıdan doğuya hareket eden büyük ölçekli atmosferik basınç dalgaları biçiminde. Bu dalgaların her biri, küresel atmosferin yankılanan titreşimi aslında ve pratikte bir çanın çaldığında oluşan ses perdelerine eşdeğer. Bir çanın veya zilin oluşturduğu o müzik sesi, aynı anda farklı frekanslarda oluşan titreşimler sayesinde üretiliyor. Düşük perdeli temel bir ton ile yüksek perdeli birçok armoninin birlikte oluşturduğu bir ses. Bunun büyük ölçekli benzeri de işte gökyüzünde gerçekleşiyor. Evet şu an biz duymuyoruz ama ben bunun bir gün sese dönüştürülüp atmosferin ruhunun tınılarını, duygu yoğunluğunu bir gün duyup hissedebileceğimizi düşünüyorum. Evet çok büyük bir alan ve bir gün yapılacaktır ve o gün çok uzakta değil.

KAOSTA MÜKEMMEL UYUM

Peki bu araştırma nasıl yapıldı, neden şimdi ortaya çıktı? Aslında neredeyse iki yüzyıldır yapılan, verileri kaydedilen bir çalışma. Fransız fizikçi ve matematikçi Pierre-Simon (Marquis de) Laplace, bunu yüzyıllar önce görmüş. Bu tür atmosferik rezonansların incelenmesi onunla başlamış. Şimdi keşfedilen şey ise dalgaların küresel ölçekte birbiriyle yakaladığı uyum. Yani bir bakıma asırlık teoriler doğrulanmış oldu. Bilim bir şekilde hem kendini sürekli yeniliyor hem de besliyor. İşin başka bir ilginç yanı da, bu kadar kaotik bir ortam olan atmosferin kendi içinde farklı parametrelerle böylesine bir uyum yakalayabilmesi.

Meteoroloji bu tarz gökyüzü dalgalarını, basınç alanlarını çok sık kullanır. Dolayısıyla hava tahmininde de büyük önemi var bu gibi araştırmaların. Atmosfer tam bir kaos ortamıdır, bu sebeple tahminlerde sık sık problemler çıkabiliyor. Bu tarz bir araştırma atmosfer biliminde uzun süredir var olan klasik bir sorunu çözmeye yardımcı oluyor, bununla birlikte gökyüzü dalgalarının hem birbirini nasıl harekete geçirdiğinin, hem de ne zaman ve nasıl sönümlediğinin anlaşılmasını sağlıyor. Atmosferik şemalara yenisini ekliyor ve hava tahminlerinde kullanılan modellerle haritaları da daha güçlü yapıyor. Detayında aslında çok karmaşık bir fizik olayın neticesi çıkarttığı sessiz müzik. Ne anlattığını bir gün duyabilmek-anlayabilmek dileğiyle, sağlıcakla kalın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.