Gezegenin sağlığı sıcakların tehdidi altında

Aşırı sıcaklarla mücadelemiz başladı. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin önlem alındığında dahi en az 2060’a kadar süreceği bir senaryoyla karşı karşıyayız. 

Avrupa’yı kasıp kavuran Temmuz ayını geride bıraktık. Kötü günler geçti, sırada daha kötü günler var diye başlamak istemezdim yazıya ama konumuz küresel ısınma olunca malum. Sıcak hava dalgaları dünyanın doğal seyrinde zaman zaman meydana gelebilen olgular olsa da, iklim değişimi son yıllarda bunun daha ekstrem şiddette ve daha sık yaşanmasına yol açıyor. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin, önlem alındığında dahi en az 2060’a kadar süreceği bir senaryoyla karşı karşıyayız. 

DENGEMİZ BOZULUYOR

Bilim insanlarının büyük bir kısmı, özellikle Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz gibi kuraklığın yaşandığı bölgelerde insanların klima olmadan hayatta kalamayacağı konusunda hemfikir. Peki aşırı sıcakların riski ne? Ya da soruyu şöyle soralım: İnsanlar için “çok sıcak” hangi derece aralığında? Belli bir derece vermek doğru olmaz. Ancak mevsim normalinin üzerine çıkan her sıcaklık, sağlık için risk. Sıcaklığa bağlı oluşan sağlık problemleri yaş, vücut yapısı, mevsim dönemi, yaşanılan coğrafya ve hastalık durumuna göre değişebilir. Kalp-solunum, yüksek tansiyon gibi hastalıklara sahip olan kişiler riskli grubun başında geliyor örneğin. Tabii bir de sıcak hava dalgalarının gerçekleştiği mevsim de önem taşıyor. Vücudumuz yaz mevsiminde kendini sıcak havalara adapte ettiği için, ilkbaharda gerçekleşen bir sıcak hava dalgasına göre çok daha iyi başa çıkabiliyor. Metabolizma kendini mevsime göre ayarlıyor, dolayısıyla normalin dışında gerçekleşen her şey sağlığı ekstra etkiliyor. En nihayetinde yaz da olsa kış da olsa ekstrem durumların daha sık ve çok daha zamansız yaşanması tüm dengeyi bozuyor. İklim değişimi de bu tarz doğal afetleri, aşırı hava olaylarını daha sık hale getiriyor ne yazık ki. 

DOKTOR TANISI

Geçen sene Kanadalı bir doktor, aşırı sıcak sebebiyle nefes almada zorluk yaşayan yaşlı bir hastasına “iklim değişikliği” teşhisi koymuştu. Astım, kalp yetmezliği ve susuzluk gibi semptomlar olduğu ve artan sıcaklıkların bu semptomları daha belirgin hale getirmesi sebebiyle böyle bir tanı konuldu. Yani yakında e-nabızda iklim değişikliği teşhisi görürsek şaşırmayız sanırım.

Aşırı sıcakların yanında en büyük problem, nem. Ve Dünya ısındıkça atmosferin tuttuğu su buharı da arttığı için nem yükseliyor da yükseliyor. Sağlık risklerine yol açan en büyük sorunların başında da nemli hava oluyor. Çünkü vücut, sıcaklara karşı savunma mekanizması olarak ter atıyor, ancak hava zaten su buharına doygun olduğu için terlemek vücuda bir fayda sağlamıyor.

ORMAN YANGINLARI VE DOĞAL AFETLERE DE SEBEP

Nemin olmadığı yerlerde de aşırı sıcaklarla birlikte orman yangını sorunu da var yazık ki. Yani yalnızca direkt insan sağlığı değil doğrudan/dolaylı tüm canlıların, gezegenin sağlığı da söz konusu. Aşırı kuraklık, orman yangınları, sel felaketleri sonrası tarım ve hayvancılık, gıda kalitesi ve tedariği gibi pek çok şey de olumsuz etkileniyor. Tüm bunlar küresel sorunlar. Dünyanın yarısından fazlası sel veya kuraklık, aşırı fırtınalar, orman yangınları gibi tehlikelerle yaşıyor. Hem insan vücudunun hem de hiçbir ülkenin bu duruma bağışıklığı yok maalesef. Tabii buna rağmen bilinçsiz tüketime, fosil yakıt bağımlılığına devam ediyoruz. Kendi sağlığımız için önce gezegenimizin sağlığını korumalıyız. Sağlıcakla kalın, gezegenle beraber…☸

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.