Karayipler yolunda

Bir yat sezonunu daha bitirdik. Hani iyisiyle kötüsüyle derler ya…

İyisi, kariyerimde güzel bir adım olan büyük bir teknede, iyi tanınan üst düzey isimlere yemekler pişirmiş oluşumdu. Kötüsü ise, gece gündüz demeden çılgın gibi çalışarak aşırı derecede yorulmaktı. Sabah 06.00’da kalkıp kahvaltı için muffin kekler pişiren de bendim, gecenin 04.00’ünde eğlenceden tekneye dönen konuklara mini hamburger, pizza gibi atıştırmalıklar hazırlamak için uykusundan uyandırılan da… Hâl böyle olunca da bu tempoya “çılgınlar gibi çalışmak” demek en doğal hakkım değil mi? Bizim işimizin realitesi de bu.

Peki, şimdilerde neler oluyor? Yani biz yat şefleri yaz ile kış arasındaki dönemde neler yapıyoruz? Tahmin edersiniz ki kışları evimizde oturup sobada kestane pişirmiyoruz (Soba demesem iyi olacaktı, yaşım ortaya çıkıyor). Çünkü Avrupa kışı yaşıyor olsa da dünyanın başka yerleri yaz aylarına geçiyor ve bizim altımızdaki bu devasa tekneler de okyanusları aşarak yeni konuklarını ağırlamak üzere Karayipler’de ya da Pasifik kıyılarında yerlerini alıyorlar.

Teknelerin büyük çoğunluğu Karayipler’e geçer. Karayip Adaları, hiç azalmayan popülerliği ve Amerika’dan kolay ulaşımı gibi nedenlerle özellikle charter tekneleri için daha uygundur. Bazı tekneler ise Karayipler’de art arda iki kış sezonu geçirmişse, sonraki yılı Hint Okyanusu civarı yani bir başka popüler yat merkezi Maldivler’de ya da Pasifik tarafı Seyşeller, Tahiti ve Fransız Polonezyası, Tayland, Fiji hatta Avustralya ve Yeni Zelanda kıyılarında geçirirler.

İşte bu iki dönem arasında yani ekim-kasım aylarında bu devasa prensesler tersanede bakımlarını yaptırırlarken bizler de ailelerimizi ziyaret eder, tatile çıkarız. Son olarak eleman değişimleri gerçekleştirilir, hazırlıklar tamamlanır ve dünyanın kışa geçiş yapmış olan bu tarafından, yaz aylarına dönmek için okyanus aşmak üzere yola çıkılır.

ÜÇÜNCÜ KEZ ATLANTİK GEÇİŞİ

Bense bu yazıyı yazarken dinlenme dönemimi gerçekleştirdiğim şehrim Milano’da şarabımı yudumluyorum ancak siz bu satırları okurken 60 metre bir yelkenlide, boyutundan da anlaşılabileceği gibi dünyanın sayılı prestijli süperyatlarından birinin head chef’i olarak göreve başlamış olacağım. Bu tekneyle birlikte üçüncü Atlantik geçişimi tamamladıktan sonra St. Maarten, Antigua, St. Kitts, Anguilla, St. Barts, St. Lucia gibi Karayip Adaları’nda charter konuklarımızı ağırlayacağız ancak en önemlisi de Loro Piana Superyacht Regatta, Saint Barts Buckets gibi dünyanın 40 metre üzeri prestijli superyacht yelken yarışlarında bizzat yarışacağız. Yani bu sayfalarda 60 metre bir yelkenlinin devasa yelkenlerini rüzgâra karşı savurduğuna, yarışların kalbinden fotoğraflarla şahit olacaksınız. O zamanlara dek sizi bir Atlantik geçişi ve şimdi yazacağım lezzetli bir yemek tarifi bekliyor.

Afiyet şeker olsun.

AYIN TARİFİ

Sardine Pan Bagnat

Sayfamı takip ediyorsanız anlamışsınızdır ki iyi bir sardalya balığı hayranıyım. Benim yaşadığım memleketlerde kendisine sardine, sardina deniyor. Bence balık dünyasındaki yeri, belirgin ve yoğun aroması nedeniyle oldukça farklı. Şimdi okuyacağınız tarif buram buram Fransız kıyısı kokacak. Pan Bagnat için, banyo yapmış ekmek diyelim. Yani bandırılmış. Bir çeşit balık sandviç yapacağız ancak bunu çatal bıçakla yiyeceksiniz. Aynı zamanda New York’un vazgeçilmez Fransız bistrosu Balthazar’ın yemeğidir.

Malzemeler

  100 gr Fransız fasulyesi

  50 gr zeytinyağı

  3 yemek kaşığı balsamik sirke

  1 rezene başı (incecik traşlama doğranmış)

  2 şerit doğranmış közlenmiş renkli biberler

  100 gr çeri domates

  1 demet taze fesleğen

  18 sardalya (kafası alınmış, temizlenmiş, kelebek gibi açılmış)

  6 dilim sert köy ekmeği

• 2 kaşık zeytin ezmesi

• 1 demet roka

• 100 gr sevdiğiniz bir zeytin türü

  3 çok pişmiş yumurta

Yapılışı

1. Bir tencerede su kaynatırken hemen yanına buz dolu bir kâse hazırlayın.

2. Fasulyeleri suda 5-7 dakika haşlayıp hemen buzlu suya atın ki güzelim yeşil rengini kaybetmesin.

3. Başka bir kâsede zeytinyağı ve balsamiki karıştırın. İçerisine fasulye, rezene, biberler ve çeri domates ve fesleğenleri koyun. Tuz karabiber ile tatlandırıp bekletin.

4. Sardalyaları fırça ile yağlayın, az tuz karabiber serpip ve 2-3 dakika ızgara edin.

5. Ekmek dilimlerine hafif zeytinyağı serpiştirip aynı şekilde ızgaralayın. Sonunda bir yüzüne incecik zeytin ezmesi sürün.

6. Tabaklarken en alta bir dilim ekmek, üzerine bir tutam roka, marine edilmiş sebzeler, 3 sardalya ve iki dilim haşlanmış yumurta koyarak en üste ikinci dilim ekmeği açık bir sandviçmiş gibi yerleştirin. Sebze marinasyon sosundan üzerine gezdirip servis edin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.