Ve Tanrı Saint Tropez’yi yarattı

Et Dieu… Créa la Femme

Saint Tropez’de çekilen meşhur filmin Fransızca orijinal ismi. Anlamı, “Ve Tanrı Kadını Yarattı!” Sözü geçen kadın gibi kadın elbette ki 50’li yılların ilahesi Brigitte Bardo. Duymuşunuzdur filmi.

Saint Tropez mi Brigitte Bardo sayesinde ünlenmiş yoksa Bardo mu Saint Tropez’de geçen bu film sayesinde ünlemiş o kısmı biraz tavuk mu yumurtadan denklemiyle benzeşiyor ancak bu küçücük tefecik kasabanın, kasaba olmaktan çıkıp magazin dergisi tabiriyle ünlü isimlerin uğrak yeri haline gelişinin, 1950’lerden sonra gerçekleştiği aşikâr. O yıllardan beri bu köyde elini sallasan milyonere, bilyonere çarpıyor.

Nasıl bir hayat var peki Saint Tropez’de? Çok mu şaşalı bir atmosfer var da milyonluk megayatına atlayan soluğu Saint Tropez’de alıyor? Evet var! Ya da yok. Kente nereden baktığına bağlı. Merkezinde özgün yapısını koruyan rengârenk eski Fransız evleri, alt katlarında da kıyafetler satan butikler bulabilirsiniz. Bir de Pampelonne Koyu var. Meşhur mu meşhur, pahalı mı pahalı bir koy! Bir ara bir megayat misafirinin Pampelonne’daki dünya markası Nikki Beach’te bir günde harcadığı paranın faturası internete düşmüştü. Tam 150.000 Euro. Listede şişe şişe Dom Perignon, Cyristal şampanyalar, ıstakozlar, havyarlar, faturanın sonunda da iki fincan çay vardı. Komik bir ironi gibi. O son çayları içmeyecektik!

İşte bu, Saint Tropez’nin standart zengin yüzü… Bu magazinel hayat bir yana, süregelen normal bir hayat da var, özellikle sabahları henüz kaldırımlara bir turist düşmemişken rengini gösteren. Kentin bu yüzünü ise en iyi biz megayat şefleri biliriz. Günlük balık aldığım zaman kendim seçmek istediğim için bazı sabahlar tender’a atlayıp soluğu limandaki yerel (ve pahalı) balıkçıda alırım. Güney Fransa’da İtalyanca konuşmak, İngilizceden daha çok işinize yarar. Balıkçı da beni beş senedir İtalyan sanıyor, hiç bozmuyorum. Buongiorno Belissima diye kocaman bir gülüşle beni karşılamasının sebebi gerçekten Belissima oluşum mu yoksa çok para bırakan bir megayat şefi oluşum mu onu henüz çözemedim ama en iri balıklar, ıstakoz, karides ne istersem yükleyip oradan sıcacık baguette ekmekler ve çıtır croissant’lar satan Boulanger yani pastaneye giderim. Balıkçının aksine, oradaki kız tatlı ama imalı bir “yine mi sen!” bakışıyla karşılar beni çünkü herkes bir iki croissant alırken ben 100 croissant, 30 ekmek gibi rakamlarla alışveriş ettiğimden kızı epey meşgul etmekle kalmayıp küçücük kentin o saatte tek açık pastanesinde kuyruk oluşmasına neden oluyorum! Genelde teknede dondurulmuş stokumdan pişirdiğim için bunu her gün yapmıyorum ama iki-dört günlük kısa yolculuklarda küçük kentlerin sabah ekmek ve croissant üretimini silip süpürdüğüm doğrudur.

İşte bu da Saint Tropez’nin sabah yüzü. Sokaklarda sadece dükkân sahipleri, kulüplerin önlerinde gecenin şahidi boş alkol şişeleri, çöpçüler, temizlik elemanları ve belinde telsizi, elinde alışveriş arabasıyla biz megayat şefleri…

AYIN TARİFİ

TUNA TARTAR

Malzemeler:

1. 500 gr taze ton balığı (Tonların çeşitlerini yazmam lazım size ama üzgünüm ki zaten Türkiye’de zor. Rengi koyu güzel bir şey olsun diyeyim.)

2. 2 tatlı kaşığı dijon hardal

3. 2 çorba kaşığı taze limon suyu

4. 3-4 diş ezilmiş sarımsak

5. Bol zeytinyağı

6. 5-10 dal frenk soğanı, ince doğranmış.

7. Tuz-karabiber.

Herkes annesinin sofrasından pek aşina olmadığı yemeğe “zordur bunu yapmak” gözüyle bakar. Hele ki marketlerde bulunmayan ürünlerden yapılmışsa, o sadece restoranda yiyeceğiniz süslü bir yemek olarak kalır hayatınızda. Taze ton balığından yapılan tuna tartar da öyledir. Ne yazık ki Türkiye’nin en şık restoranlarında dahi adam gibi lezzetli bir tuna tartar yemedim. Kullanılan ton balığının zayıflığı desem değil, açıkçası içine balsamik mi basıyorlar, fazla sarımsak mı, tonun o müthiş doygun lezzeti yok oluyor! İşte gerçek bir tuna tartar tarifi. Süper basit!

Çok zorlandım ölçü yazarken çünkü bu, benim hiç ölçü kullanmadan yaptığım bir tarif! Özetle, ton balığını minik küpler halinde doğrayarak geri kalan tüm malzemeyi karıştırıyoruz. Tadına bakın, daha fazla sarımsak isteyebilir, istemeyebilir. Püf noktası: Çok iyi kalite zeytinyağı! Hassas noktası: Hardal ve limon suyuna dikkat, fazlası mahveder!

Afiyetle…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.