Bu yazımda size sorunlar yerine pozitif şeylerden bahsetmek istiyorum. Ne de olsa işimiz “keyifliyim” demek ve okuyanların içinde bir nebze olsun güzel hisler uyandırabilmek. Bu yüzden size bizim için müthiş keyifli bir rotadan, sarı yazda, Eylül ayında yaptığımız Yunan Adaları seyrinden bahsedeceğim.
Masmavi sularda en sevdiğimiz ayı, Eylül’ü geride bıraktık. Ekim ayı ile artık sezonu tamamlayıp, kışlama için planları hazır olanlar tekneleri boşaltıyor. Deniz üzerinde yaşayanlar ise güneye doğru devam ederek, suyun henüz sıcaklığını koruduğu bölgelere seyre başladı.
Keyifliyim teknesi olarak biz de henüz kızımızı bırakmaya hazır değiliz bu yüzden rotamızı güneye çevirdik. Türkiye’deki marinaların durumu hepimiz için malum. Bakalım hangi alternatif yöntemlere başvuracağız. Şimdilik gözlemlerim marinalarda yer bulamayanların üzerinde kalmaya devam ettiği ve şehre dönüşlerinde geçici olarak birkaç tekneyi bir arada güvenli bir yerde, başlarında bir kaptan ile bıraktığı yönünde.
Bir aydır her adada, iki gün denen yerlerde bile en az üç ya da dört gün geçirerek, on adayı doya doya yaşadık. Adaların limanlarına da bağlandık, koylarında da kaldık. Adalarda yaşayanlarla da buluştuk, restoran ya da otel sahipleri ile de arkadaşlık yaptık. Bu yazımda, “bir gün ben de Yunan adalarına kendi teknem ile gitmek isterim” diyorsanız, “neden bu adalara gitmeliyim?”den, rota planlamasına, maliyetlerden, adaların öne çıkan özelliklerine, bağlanabileceğiniz koylara kadar tüm detayları anlatan büyük bir tablo çizmeye çalışacağım. Ve en önemlisi bizim gibi amatör denizciler için Yunan Adaları rotası, kolay mı zor mu diye anlatacağım.
Bu sayıyı alıp, bu yazımı okuyanlar bir yerde arşivlesin mutlaka. Usta denizcilere de sorup onların fikirlerini alarak, deneyimlerinden faydalanarak oluşturduğumuz rotamız ve gerçek deneyimlerimizi derlediğimiz bölüm başlıyor: Öne çıkan tüm özellikleri ile Türkiye’ye yakın Yunan Adaları, bizim deyişimizle 2 yaşındaki oğlumuz Deniz ile birlikte Deniz Yıldızı Rotası. Devamı Ekim 2023 sayımızda…