Denizde yaşam ve ailecek seyahat rotası önerileri

Bu yıl sezon biraz geç başladı ama tam başladı. Yükselen sıcaklıkla birlikte, marinalar boşaldı, herkes denizlerde. Palamarını çözen kimi denizciler Yunanistan’a doğru seyretti, kimisi Ege koylarını keşfediyor. Yazlık gibi tekneyi kullananlar da var, bizim gibi teknede yaşamaya başlayanlar da. Mavi turlar tatilcilerin her geçen gün daha çok ilgisini çekiyor. Son dönemde gözlemlerim bunlar…

Fotoğraflar Miray Süleymanoğlu Öncü ARŞİVİ

Biz de bu yaz iki yeniliği birden yaşıyoruz. Hem ilk defa katamaran deneyimi ile denizlerdeyiz, hem de 2 yaşına bu yaz başında basmış oğlumuz Deniz’le evimizi deniz üstüne taşıdığımız ilk yaz.

Sezon başından beri yaklaşık bir buçuk-iki ay içerisinde ailecek yüzlerce deniz mili seyir yaparak Göcek’ten Bozburun’a, Bozukkale’den Gökova’ya kadar birçok koyu, Ege’nin eşsiz köşelerini keşfetme ve ailecek deneyimleme fırsatı bulduk. Deniz her yerde denizdir desek de her bir maviliğin haritamızda bıraktığı his farklı. Her koy ve limanda bambaşka tecrübeler edindik. Bu başlangıç ve varış noktaları arasında, yeni bir teknede bir çocukla farklı yerlerde farklı seyir tipleri deneyimledik. Ailecek denizde yaşamanın kolaylıklarını ve zorluklarını aynı anda yaşadık. Bu ay bana ayrılan sayfalarda size bir yandan her koyun bizde bıraktığı hissi anlatırken bir yandan da bu yolculuktan edindiğimiz tecrübeyle ailecek çizebileceğiniz rotalara rehberlik etmeye çalışacağım. Yazımın devamında ise, hemen herkesin merak ettiği bir sorunun yanıtını bulacaksınız: “Hayatınızın merkezini denizin ortasına taşımak, ayağınızı karadan kesip keşfettiğiniz her koy, liman, sahil kasabasına evim diyebilmek, teknede ailecek bir hayatı sürdürmek nasıl mümkün?” 

Sadece bu yaşam stilinin getirdiği güzelliklerin yanında çok iyi bir planlama ve düzen de gerekli. İşin içinde küçük bir çocuk olduğunda, evdeki konforu kısmi olarak tekneye de taşıyabilmek aslında önemli olan. Bu konforu sağlamak için tekneyi yaşanabilir bir yer haline getirmek ve çizeceğiniz rotaları doğru planlamak önemli. İşte ailecek seyirde gittiğimiz koylar, bağlandığımız iskeleler ve deneyimlerimizle bizde iz bırakan yerler:

Ulaşılabilir, güvenli yelken cenneti: Göcek

Muğla’nın ve dünyanın en popüler deniz turizmi destinasyonlarından biri olan Göcek, teknecilerin de en sevdiği koyları barındırıyor. Koylarının güzelliğinin yanında Göcek’in çocukla ziyaret edilmeye değer en büyük avantajı, her an her şeye ulaşımın kolay olması. Son anda unuttuğunuz bir şey olsa bile karaya çıkmanıza gerek kalmadan her şey size geliyor. Migros ve Carrefoursa’nın teknelerinden günlük alışverişlerinizi (fiyatları karadakiyle aynı) yapabiliyorsunuz. Bunun dışında dondurma, midye dolma, kokoreç tekneleri hatta ve hatta spa teknesi bile geliyor. Kirli su için TURMEPA teknesi dolaşıyor. Ve siz neredeyseniz oraya gelip teknenizdeki kirli suyu alıyor. Siz bir yere gitmek isterseniz de her yere 15 dakika içerisinde ulaşmanız mümkün. Karaya ulaşım da kolay olduğu için çocuğumla denizdeyken acil bir durum olsa ne yaparım diye düşünmenize gerek kalmıyor. Bu da Göcek’i sağlık ve güvenlik söz konusu olunca ulaşılabilirlik açısından tercih edilebilir bir yer yapıyor. Tek bir telefonla yarım saatte doktorundan ambulansa kadar ulaşabiliyorsunuz. 

Deniz’le burada yaşadığımız bir anı, bunun en büyük örneği: 

Geçen yaz Saysail’dan kiraladığımız Hanse 40 ile Bedri Rahmi Koyu’ndayken, çocuğumuz rahatsızlandı ve hemen koyda güvenle tekneyi tanıdıklarımıza bırakıp, taksi ile en yakın hastaneye gidebildik.  Bedri Rahmi Koyu’ndan bahsetmişken, burada denize yakın restoranlar ile hem su hem de kara aktiviteleri bir arada yapılabiliyor. Özellikle SUP ve kano çocukla keyifli vakit geçirmek için ideal. Çocukla en rahat vakit geçirdiğimiz yer Bedri Rahmi’deki Olive (Zeytin) restoran oldu. Ulaşmak isteyenler için telefon numarası: 0533.692 01 24

Kuzey-güney seyirlerinin olmazsa olmazı: Bozukkale

Bozukkale adını koyun hemen üzerinde yükselen ve eski kale kalıntılarından almış. Tarih boyunca, Bozukkale birkaç kez farklı medeniyetler arasında el değiştirmiş; Persler, Atinalılar, Spartalılar ve daha sonra Romalılar gibi. Antik kent, bölgedeki ticaret yollarını ve denizcilik faaliyetlerini kontrol etmek için stratejik bir öneme sahipmiş. Bizim için önemi ise bu kadar eskiye dayanmasa da 2020 yazında ahşap küçük teknemizle fırtınadan sığındığımız kurtarıcımız olmasına dayanıyor. En keyif aldığımız an ise bu sezon Sailor’s House’da minik Deniz’in kendinden birkaç yaş büyük iki çocukla saatlerce top oynayıp, birlikte balık tutmasıydı. Hangi fırtınadan çıkarsanız çıkın sanırım bu tarz zamanı unutturan anlar size o fırtınaların etkisini de unutturmayı başarıyor. Bozukkale dışarıdan bakıldığında daha çok antik kent kalıntılarıyla dolu ve yetişkinlere hitap eden bir yer gibi gözükse de Sailor’s House’un sıcaklığı sayesinde çocuğumuzun en keyif aldığı ve yeni deneyimler kazandığı bir yer oldu. Eğer yolunuz buraya düşerse bizim için bu fırtınalı günün sonunu misafirperverliğiyle unutulmaz keyifli bir anıya çeviren Murat Bey ve Sailors House ekibine bizden selam söylemeyi unutmayın. Gitmeden aramak isterseniz telefon no: 0536.448 63 39

Aile samimiyeti tadında: Bozburun

Ailecek en samimi bulduğumuz bir durak Bozburun. Buranın bizdeki yeri hep ayrı olmuştur. Bu sefer uğrayamazsak da Bozburun Yacht Club’da Tanem, Edhem ve Zeynep Anne burada biriktirdiğimiz keyifli anların en büyük mimarlarından. Sabrina’s House’taki misafirperverlik hâlâ aklımızın bir köşesinde. “Bozburun halkı samimiyeti” diye bir şey var bence. Her başımız sıkıştığında yanımızda olan Aslan Abi bunun bizim hayatımızdaki en büyük örneği. Bu taraflarda tekne kiralamak isterseniz, Aslan Abi tekne malzemeleri tedarik etmenin yanı sıra, charter tekneleriyle de sizi evinizde hissettirecek bir deneyim sunuyor. Telefon: 0530.175 01 02

Bu yıl bir çay içip market alışverişi yaparak, kısa süreliğine burada vakit geçirmiş olsak da Bozburun Belediyesi’ne ait marinada ikmalleri tamamlamış olduk. Ege koylarının bizim için gözbebeği Bozburun, biraz eğleneyim ama bolca huzur bulayım diyenler için tercih edilebilir bir yer. Hemen yakınındaki Söğüt, Adaboğazı, Dirsekbükü ve Selimiye koyları da cabası. 

Renklerinde huzuru saklayan cennet: Gökova

Rahmetli üstadımız Sadun Boro’nun cennet diyerek tasvir ettiği Gökova, en huzur bulduğumuz yerlerden biri. Gökova’da sizi karşılayan irili ufaklı birçok koy var. Doğayla en çok bütünleştiğimiz, Deniz’e doğanın renklerini burasının yeşiliyle, mavisiyle öğrettiğimiz, bulutlara bakıp hayaller kurduğumuz huzurun adresi Gökova. Özellikle sıcakların bastırdığı zamanlarda rüzgârın her daim misafiriniz olduğu bu yerde bir nefes almak için kesinlikle mola vermenizi öneririz. Bizim en huzurlu olduğum koy İngiliz Limanı oldu. Burada üç dört gün geçirdik ama bir ay bile kalsanız güzelliğine doyamayacağınız bir yer. Dağlarla ve yeşilliklerle çevrili koyun tertemiz sularında sabah kalkıp yüzünüzü suda yıkamak paha biçilemez. Koya giderseniz, eğer teknenizin salma boyu buna uygunsa en dibe kadar gidin, en korunaklı ve en harika kısmı burası olabilir. Sonraki gün Karacasöğüt’e geçtik. Yücel Restoran’ın iskelesine bağlanabilir ya da Muçev’e girebilirsiniz. Burada yediğimiz en lezzetli mezelerin adresi Yücel Restoran oldu. Giderseniz sizi karşılayacak Aytekin Bey’e “keyifliyim” teknesinin selamını iletin. Telefon: 0532.450 49 09

Burayı çocukla gideceğimiz bir rota yapan en büyük sebep; Global Sailing Academy. Karaya çıktığımız durakların da çocuğumuz için keyifli vakit geçirebileceği yerler olması bu seyirde önceliğimizdi. Burada geçirdiğimiz güzel vakitlerde sevgili Deniz ve Mahmut’un payı büyük. Azur ve Atlas adında birbirinden tatlı çocukları var. Bizim minik Deniz böylelikle burada da arkadaşsız kalmamış oldu. Geçen yıl dünya turuna başlayan bu tatlı aile Karayipler’e kadar tekneleri Deriska’yı götürdüler. Global Sailing aynı zamanda Gökova Yelken Kulübü olarak uluslararası düzeyde bir yelken eğitim merkezi. Bizim minik bir an önce büyüyüp, eğer isterse tabii, burada bir yaz okuluna gelsin diye sabırsızlanıyorum. Bakalım o da bizim gibi yelkenin havasını, denizin tuzunu sevecek mi? Bu şahane yeri ziyaret etmek isterseniz telefon numarası: 0252.465 51 47

Ege’nin metropolü Bodrum

Tekne ve yelken için ilk akla gelen yerlerden olmasa da her ihtiyacınızı tedarik edebileceğiniz, hem çocuklar hem ebeveynler için birçok seçenek barındıran ve bize İstanbul’u özletmeyen Bodrum bir diğer durağımızdı. Çocuğunuzun sosyalleşebileceği, aynı zamanda sizin her türlü ihtiyacınızı giderebileceğiniz bu hareketli yerde sakin bir tatilden çok, canlı bir atmosfer sizi karşılıyor. Özellikle çocuğunuzu oyun gruplarına vermek istediğinizde burası sizler için seçenekler dolusu bir cennet haline geliyor. Bodrum, bir ayağı kara yaşamında diğer ayağı teknede olmayı sevenler için ideal bir adres. Bizim için zorlayıcı tarafı çok kalabalık olması oldu. Bizim gibi doğayla iç içe olmayı sevenler için tatmin edici olmayabilir bu açıdan. Hemen şuraya bağlanıp sakince doğanın tadını çıkarayım diyebileceğiniz alanlar kısıtlı olsa da sosyalleşme olarak tatmin olarak dönebileceğinize eminim. 

Gözleri üzerine toplayan Datça 

Ve bizler için en vazgeçilmez yerlerden biri son durağımız, Datça. Çocukla gelmeden önce her seferinde bizi büyüleyen bu yer, ailecek de keyif aldığımız yerlerden oldu. Hisarönü Körfezi ve Gökova tarafındaki en sevdiğimiz iki yer; Palamutbükü ve Mersincik Koyu.

Datça merkeze karadan 20 km, denizden 15-20 deniz mili uzaklıkta olan Palamutbükü, doğasını bir kez görenin, suyuna bir kez girenin bir daha aklından çıkaramayacağı güzellikte karşılıyor her geleni. Minik Deniz burada girebileceği en güzel sulardan birinde buldu kendini. Buranın denizi sanki yüzmek için tasarlanmış. Kıyıdan çıktığınız anda su birden derinleşiyor. Bu yüzden hem güvenliği elden bırakmadan hem de Deniz’in özgürlüğünü kısıtlamadan suda bol bol vakit geçirdik. Karaya çıktığımız zamanlarda en sevdiğimiz yer Mavi Beyaz Otel oldu. Serdar Bey, Özlem Hanım ve Mehmet Bey’in gerek samimiyetleri gerek tadı damağımızda kalan yurt dışından gelen özel pizzaları bambaşka bir deneyim yaşamamızı sağladı. Eğer Mavi Beyaz Otel’e giderseniz bizden selam söyleyin. Telefon: 0252.725 55 55

Gelelim Dirsekbükü’nden sonra suyunun dibini en net gördüğüm yer olan Mersincik Koyu’na. Herhangi bir yerleşim yeri olmadığı için şehir gürültüsü ve ışıklarından uzak, sadece dalga sesleri ve gece sizi aydınlatan yıldızlar misafiriniz oluyor burada. Ailecek huzurlu anları paylaşmak için listenize burayı ekleyebilirsiniz. 

Siz de denizde yaşam, çalışma, çocukla tekneyi bir ev haline getirme ve aklınızdaki tüm soruları Yacht Türkiye Instagram sayfaları, @keyifliyim Instagram ve Youtube hesaplarımız üzerinden sorabilirsiniz.

Ailecek Sürdürülebilir Deniz Yaşamı İçin 5 Temel Adım

Tüm bu rota boyunca olabildiğince az karaya bağlandık. Bizce başarımızın sırrı, önceden yaptığımız planlamaydı. Bu yolculukta, çıktığımız onca karada, gittiğimiz her restoranda ve uğradığımız her limanda birçok deneyim kazandık. Çocukla teknede yaşamı kolaylaştırmak ve bunu sürdürülebilir bir yaşam tarzına haline getirmek birkaç temel adım ile mümkün. 

Uygun seyirler planlayın: Seyir planı yaparken çocuğunuzun dinlenebileceği ve gerekirse park, oyun alanı gibi yerlerde keyif alabileceği molalardan oluşan bir rota belirleyin. Gün içerisindeki hava durumuna bağlı olarak sabah erken saatlerde seyre başlayın. Olabildiğince erken saatlerde demirleyeceğiniz yere varmak, günün devamında çocuğunuzun daha huzurlu olmasını sağlayabilir. 

Çocuğunuzun ihtiyaçlarını dinleyin: Çocuğunuz her zaman sizin kadar isteklerini belirtemeyebiliyor. Bu yeni düzene adapte olurken çocuğunuzun ihtiyaçlarını fark etmek onu gözlemlemekten geçiyor. Deneyimlediğiniz her yeni durumda çocuğunuzun hal ve tavırlarına bakarak doğru analiz etmeniz bu uyum sürecinde büyük önem taşıyor. 

Oyun alanları yaratın: Her çocuğun gidilen yeni bir yerde aradığı ilk şey eğlenceli vakit geçirebileceği oyun alanlarıdır. Bu yüzden özellikle yaşamı sürekli kılmak istiyorsanız teknede alan açmanız ve oyun alanları oluşturmanız çok önemli. Bunun için yanınızda bulunduracağınız küçük boy bir su havuzu ya da birkaç renkli oyuncak bazen hayat kurtarabiliyor. Bizim teknedeki salıncak da çoğu zaman hayat kurtarıcı oluyor.

Yemek planlaması yapın: Çocuğunuzun bir beslenme düzeni olması çok önemli. Evde sahip olduğunuz yeme düzenini teknede de haftalık hazırlıklar ve planlamalarla devam ettirmeye çalışın. Pratik ve sağlıklı tarifleri araştırıp haftalık hazırlayabilirsiniz. Sağlıklı atıştırmalıkları önden planlamak da faydalı olabilir.

Kendi kendine yeten tekne: Olabildiğince karaya çıkmaya gerek kalmadan teknede ihtiyaçlarınızı giderebileceğiniz kaynaklar tercih edin. Böylece, daha az marinaya daha çok doğaya bağlı bir yaşam tarzı oluşturabilirsiniz. Eksiklikleri nasıl gidereceğinize odaklanmak yerine, keyif anlarını artırmaya vakit ayırabilirsiniz.

Teknede yaşamı çocukla sürdürülebilir kılarken, çevre ile dost tercihler yaparak denizcilik anlayışınızı sürdürülebilirlik bakış açısıyla oluşturabilirsiniz. Bunun da yolu çok basit birkaç adımdan geçiyor.

– Enerji üretirken yenilenebilir enerji kaynaklarını seçerek ilk adımı atabilirsiniz. Elde edilen enerjinin saklanması ve kullanılabilirliğinin arttırılması da büyük ölçüde önem taşıyor. Enerjiyi tüketim ihtiyaçlarımıza göre analiz ederek tercih ettiğimiz akülerde depolayabilirsiniz.

– Teknede temiz su erişimini sürdürülebilir yollardan kendiniz sağlayabilmek için su yapıcılar hayat kurtarıcı rol oynuyor. Tuzlu suyu arındırarak kullanılabilir hale getirip bağlanma gereği olmadan temiz bir koydan kendi tatlı kullanım suyunuzu temin edebilirsiniz. 

– Sürdürülebilirlik için her tekne sahibinin kendine uygun bir atık yönetimi planı oluşturması gerekir. Bu konuda öncelik atık miktarının olabildiğince azaltılmasıdır. Daha az kutu/plastik ürün tercih edebilirsiniz. 

– Gıda ihtiyacınızı da sürdürülebilir yollarla karşılamanız mümkün. Akla gelen ilk yöntem balıkçılık. Biz henüz balıkçılığı tam öğrenemesek de gittiğimiz koylarda yerel balıkçı tekneleriyle karşılaşıp yardım aldık. Alanınız müsaade ederse bir başka seçeneğin, “topraksız sulu tarım” olarak bilinen akuaponik sistemi olduğunu duydum. Bu sürdürülebilir gıda üretim sistemiyle kendi bitkinizi yetiştirmeniz bile mümkün.

Denizde çocukla yaşamı sürdürülebilir kılmak basit birkaç gereklilik içerse de burada asıl odak noktamız birlikte biriktireceğimiz güzel anılar olmalı. Ailecek en sevdiğimiz yerde, masmavi denizin orta yerinde eşsiz geçen iki ayın sonunda öğrendiğimiz ilk şey, biz içinde bulunduğumuz andan ne kadar keyif alırsak çocuğumuz da bizimle aynı hissi yaşadı. Hem bu huzur dolu hislerin sürekli olması için hem de bizim gibi bir gün güneşini bu berrak suların ortasında batırmayı bekleyen her bir deniz tutkunu için sürdürülebilir olmak da göz ardı edilmemeli. Denizler bizim, hepimizin.

Pruvanız neta, hayat kolayınıza olsun! Sevgiler… ☸

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.