Denizlerde bayrağın önemi

Gemi ve tekne kayıtlarında, ayrıca mürettebat sertifikalarında gerekli özenin gösterilmesi gelecekte ciddi hukuki neticeleri olabilecek bazı durumlarla karşılaşılmaması bakımından önem arz ediyor. 

emilerin devletlerin bayrak sicillerine kaydı, deniz yoluyla yapılan uluslararası taşımacılıkta deniz emniyeti ve güvenliğinin sağlanması, ayrıca deniz çevresinin korunması bakımından büyük önem arz ediyor. Bu bağlamda, gemilerin tabiiyetinin belirlenmesi daha ziyade ulusal hukuklar tarafından belirlenen kurallara bağlı. Her devlet hangi gemilere ne gibi şartlar ile bayrak çekme hakkı vereceğini ve gemilerin ulusal mevzautta tescil şartlarını belirleme hakkına sahiptir. Her ne kadar BM’nin 1986 Sözleşmesi ile gemilerin kayıtlarına ilikin küresel yeknesak standartlar oluşturulması amaçlanmış olsa da söz konusu sözleşme henüz yürürlüğe girmedi.

Esasen, gemilere bayrak çekme hakkı verilmesiyle devlet ve söz konusu gemi arasında bir rabıta oluşması sağlanmış oluyor. Böylece devlete uluslarası hukuk bakımından bayrağını taşıyan gemiyi koruma hakkı verilirken eşzamanlı olarak bazı sorumluluklar da yüklenmiş oluyor. 

Uluslararası hukukun en temel ilkelerinden biri olan uluslarası sulardaki seyir serbestisi hakkı ise esasen gemilere değil devletlere verilen bir haktır. Dolayısıyla usulüne uygun bayrak taşımayan bir geminin açık denizlerde seyri mümkün değildir. Örneğin iki veya daha fazla devletin bayrağı altında seyreden bir gemi, bu tabiiyetlerden hiçbirini diğer devletlere karşı ileri süremez ve tabiiyetsiz bir gemi gibi işlem görür. Öte yandan, seyrüsefer serbestisininin getirdiği özgürlükleri dengelemek ve uluslarası sularda nizamı sağlamak üzere bayrak devletlerine ilişkin olarak BMDHS ile bazı düzenlemeler yapılmıştır. Bu çerçevede, bayrak devletleri, kendi bayrağını taşıyan gemiler üzerinde idari, teknik ve sosyal konulardaki yetkisini fiilen kullanmak, sicil tutmak ve gerekli denetimleri yapmakla mükelleftir. 

SAHTE BAYRAKLI GEMİLER

Sahte gemi sicili, ulusal denizcilik idarelerinin bilgisi ve onayı dışında gemilerin yetkisiz şekilde bayrak çekmesi durumuna verilen isim. Uygulamada bilhassa kolay bayrak devletlerine ilişkin olarak yapılan bu sahtecilik işleminde daha önceden yetkili olduğu halde yetkisi sonlandırılan kuruluşların yetkisiz bir şekilde sicil işlemi yapmaya devam ettikleri ya da bayrak devletinin bilgisi ve onayı dışında bazı yetkisiz kuruluşlar/firmalar aracılığıyla, gerekli IMO numarasını almak üzere, IMO’ya sahte bayrak kayıt belegeleri sunulduğu görülmektedir. 

Söz konusu sahte sicil işlemleri yapan şirketlerin bazılarının profesyonel websitelerinin oluşu ve yanıltıcı logolar kullanmaları da bir devletin bayrak çekme hakkını verme yetkisine haiz oldukları izlenimine neden olabiliyor.

Bu durumun IMO gündemine resmi olarak ilk gelişi ise 2017 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin (DRC) Hukuk Komitesi’ne (LEG) yaptığı bir bildirimle olmuştur. Bu bağlamda, DRC bandıralı 84 gemiden 73’ünün yetkisiz şekilde mevzubahis ülkenin bayrağıyla seyir yaptığı beyan edilmiştir. Bu olayda, bahse konu gemiler için Londra merkezli yetkisiz bir firma tarafından sahte belgeler düzenlendiği ifade edilmiştir. Benzer şekilde yakın geçmişte Mikronezya, Fiji, Maldivler, Nauru, Samoa, Sierra Leona, Tanzanya ve Vanuatu bayraklarının da bazı gemiler tarafından sahte işlemler neticesinde yakın geçmişte kullanıldıkları gündeme gelmişti.

Mesela, 2017 yılında Fiji sicilinde kayıtlı görülen 91 gemiden 59’unun sahte bayrak taşıdıkları anlaşılmıştır. Yine 2017 yılında, uluslarası açık sicil tutulması ülke mevzuatına göre mümkün olmamasına rağmen, Mikronezya bayrağı taşıyan 150 geminin sahte bayrak taşıdıkları ortaya çıkmıştır. 2018 yılında ise Tayland merkezli bir firmanin 15’ten fazla gemi için sahte Samoa bayrağı belgeleri düzenlediği anlaşılmıştır. Geçen yıl ise bazı gemilerin yetkisiz şekilde Ekvator Ginesi, Sao Tome ve Principe, Timor-Lete ve Zambia bayraklarıyla seyir yaptıkları zikredilmektedir. Ayrıca bazı gemilerin de kayıtları terkin edildiği halde eski bayraklarıyla seyir yaptıkları IMO’ya bildirilmiştir. Akıllara durgunluk veren diğer bir sahtecilik işlemi ise usulünce kayıtlı olan bazı gemilerin kimliklerinin çalınarak o gemilerin hüviyetine bürünülmesidir.

Sahte bayrak taşıyan gemilerin, bayrak devletlerince tabiatıyla denetimi mümkün olmuyor. Ayrıca söz konusu gemilerin daha ziyade yasadışı faaliyetlerde kullanılıyor olması da bayrakları yetkisiz şekilde kullanılan devletlerin prestijlerine büyük zarar veriyor. Daha da vahimi ise bu gemilerin uluslararası standartlarda olmasını sağlayacak uluslararası sözleşmelerle uyumluluğu bayrak devletlerince kontrol edilmediği için bunlar kendi mürettabatları ve deniz çevresi için de büyük risk teşkil ediyorlar. 

Geçtiğimiz yıllarda bazı IMO üyesi Devletlerin şikâyetleri üzerine bazı ülkelerin bayraklarının bazı gemiler tarafından izinsiz şekilde kullanıldığı ya da sicillerde sahte işlemler yapıldığı tespit edildi. Dolayısıyla ülkelerin haberi olmadan azımsanmayacak sayıda geminin bazı devletlerin bayrağını kullandıkları ortaya çıktı. Örneğin sahte kayıtlarla Sierre Leone bandırasında olduğu izlenimi oluşturulan hayalet gemi Ezadeen, 450 mülteciyle birlikte İtalya açıklarında 2015 yılında tespit edilmişti. Benzer şekilde, Xin Yuan ve Xin Sheng Hai/Talent Ace adlı gemilerin BM yaptırımlarını delmek amacıyla yetkisiz bir şekilde Maldivler bayrağıyla 2018 yılında seyir yaptıkları belirlenmişti. 

Bu tarz sahtecilik işlemlerinin önlenmesi amacıyla, IMO Sekretaryası gemilerin ve firmaların IMO numaraları üzerinden şüphe halinde incelemeler yapıyor. Nitekim, 2019 yılında IMO Genel Kurulu tarafından sahte kayıtlara ilişkin bir karar kabul edilmişti. Bahse konu karar çerçevesinde gemi sicillerine ilişkin bilgilerin, yetkili kuruluşlar dahil olmak üzere, üye ülkelerce IMO’ya iletilmesi kararlaştırıldı. IMO’nun “Global Integrated Shipping Information System – GISIS” web sitesi üzerinden gemilere ilişkin bilgileri de teyit etmek mümkün.**  

Geçtiğimiz yıl sonunda kabul edilen başka bir IMO Kararında ise bütün ilgili paydaşlara, konunun sakıncalarına dikkat çekilmek suretiyle, sahte bayrak kayıtlarının önlenmesini teminen güçlü bir çağrı yapılmıştı. Bu çerçevede IMO üyesi devletlerin, liman devleti denetiminden sorumlu kurumların, deniz sigortası sektörü ile armatörlerin ve operatörlerin özen yükümlülükleri kapsamında sahte sicillerle mücade etmesi talep edilmişti.

21-25 Mart 2022 tarihlerinde düzenlen IMO Hukuk Komitesi toplantısında ise sahte gemi sicillerinin IMO tarafından oluşturulan denizcilik düzenleyici çerçevesine darbe vurduğunun altı çizildi. Bu bağlamda, anılan Komite, sahte sicillere ve yetkisiz bayrak kullanan gemileri ilişkin olarak bazı hükümetlerden alınan bildirimleri de not etti. Burada, AIS datalarının kasıtlı olarak manipüle edildiği ya da yanlış data paylaşımı yapıldığının da zikredilmesi ayrıca dikkat çekici bir durum. Bu vesileyle, IMO yetkisiz bayrak kullanımı ve sahte siciller hakkında detaylı bir etüt yapılması amacıyla bir çalışma grubu kurdu. Bahse konu grupta UNCTAD’ın (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı) yanı sıra bendenizin de uluslararası deniz hukuku dersleri verdiğim IMO’nun Malta’da bulunan Uluslararası Deniz Hukuku Enstitüsü (IMLI) de yer alıyor. 

SAHTE SERTİFİKALAR

Sahte sicil sorununa ilave olarak diğer bir mesele ise sahte sertifika ve belgeler konusu. Geçtiğimiz aylarda, Montserrat Yachting Association (MYA) tarafından yetkisiz bir şekilde tekne personelleri için yeterlilik belgeleri düzenlendiği iddiaları gündeme gelmişti. Birleşik Krallık Hükümeti’nin konuya ilişkin bilgilendirme mektubunu IMO, 11 Temmuz 2022 tarihinde sirküle etmişti. Söz konusu sirkülerde, MYA adlı özel firmanın hiçbir surette İngiliz deniz aşırı sicillerinden biri olan Montserrat Denizcilik İdaresi’yle bağlantısı bulunmadığı, dolayısıyla tekne ve mürettabata ilişkin herhangi bir STCW yeterlilik sertifikası ya da başka bir belge düzenleme yetkisinin bulunmadığı ve MYA’nın Red Ensign logosunu kullanmasının ise yanıltıcı bir durum olduğu uluslararası denizcilik camiasının dikkatine sunulmuştu. 

Ezcümle; gerek gemi gerek tekne kayıtlarında ayrıca mürettebat sertifikalarında gerekli özen yükümlülüğün yerine getirilmesi, gelecekte ciddi hukuki neticeleri olabilecek bazı çetin durumlarla karşılaşılmaması bakımından önem arz etmektedir.☸

** gisis.imo.org/Public/SHIPS/Default.aspx

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.