GÖKOVA Ayın Koyu’nda huzur ve Denizkızı Kaptan

Yaz ortasında Ören’e taşındım ve hızla Gökova’nın kuytularında yeni keyifli keşiflere başladım. Gökova’da 2022’nin sürprizi Ayın Koyu’nun berrak sularındaydı. Okluk’un efsane restoranı Denizkızı Kaptan işinin ehli bir ekip ile bu sezon Ayın Koyu’nda hizmet vermeye başladı. Birkaç yıl içinde Küfre, Okluk Yücel ve Denizkızı, Akbük Altaş gibi sevilen denizci restoranlarını kaybeden körfezde, Denizkızı Kaptan Restaurant  hızla yeni bir cazibe merkezi oluşturdu. Fotoğraflar  ALİ BORATAV

Denizlere adım attığımızdan bu yana, yani 20 yıla yakın sürede Ege’nin sınırlarını sadece birkaç kez aşarak (İyon ve Adriyatik denizlerinde birkaç gezinti) herhalde 20-30 bin dm yol yapmışızdır. Bu süre içinde yılda en fazla bir iki gece aynı koyda konaklamışlığımız vardır. Çünkü Yacht Türkiye ve sonraları da Mavi Yolculuk Rehberi için günde en az iki üç durak yapar, fotoğraf çeker, bilgi toplardım.

2022 Temmuz ayında taşındığımız Gökova Ören Marina’da şimdilik tembellik hakkımızı kullanıyor; kısa Gökova gezileri ardından marinaya döndüğümüzde birkaç gün Ören’de yaşıyor, kenti ve çevreyi keşfediyoruz. 

Ören’in köyünde de turistik kent tarafında da keşfedilecek çok keyifli sürprizler var. Mesela köydeki Özbaşak Simit ve Börek Salonu. Simidinin lezzeti Türkiye’de ilk 10’a girer. Bazlamacı İlkay, Kokoreçci Furkan köyün ara sokaklarında dolaşırken keşfettiğimiz diğer lezzet durakları… Turistik kent tarafında da süper keşiflerim var. En önemlisi muhteşem ev yemekleri yapan Enginar. Abartmadan söylüyorum, her tencere bir başyapıt. Muhteşem bir lahmacun salonu: Yakamoz. Marinaya yakın Çamlık gözlemecisi bir diğer hoş keşif. 

AYIN KOYU’NDA BİR SÜRPRİZ

Evet, Ören’den ilk izlenimler böyle. Dedim ya, tembellik hakkımızı kullanıyoruz. Zamanımız bol, Gökova’nın kuytularını da keşfediyoruz. Gelecek ay Yacht Türkiye’nin 200’üncü sayısında körfezlerimizde neler olup bittiğini yazacağım, ama vakit kaybetmeden Gökova’dan sevindirici bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum: 2019’un son günlerinde kapanan Okluk Denizkızı Kaptan Restaurant yeniden denizcilerle buluştu. 

Karacasöğütlü Mustafa Efe’nin Okluk’ta 1983 yılında kurduğu bu restoranın adı önceleri “Captain’s Restaurant” idi. Yörede “Efeler Restaurant” diye de bilinirdi. “Denizkızı” ismini sonradan aldı. Mustafa Efe, restoranı 1987-1993 yılları arasında kiraya vermiş, onun dışında 2019 yılında kamulaştırıldığı tarihe kadar, yani 30 yıl boyunca kendisi işletmişti. 

Biz 2000’li yılların başlarında Gökova’ya çıktığımız ilk gezilerde burayı keşfettik ve çok mutlu olduk. Ulu çam ağaçlarının önünde, yemyeşil günlük ağaçları ve rengârenk zakkumlarla kaplı bahçesiyle, yaz sonunda 100-150 kilo nefis üzüm veren devasa bir asmanın kapladığı çardağıyla, Türkiye’nin en güzel gün batımlarının seyredildiği iskelesi ve terasıyla Kaptan Restaurant, sadece bizim değil tüm denizcilerin Gökova’daki gözdesiydi.

SADUN BORO’NUN DA MEKÂNIYDI

Yaşamının son yıllarını büyük ölçüde Okluk’taki 8 no’lu çam ağacına bağladığı teknesinde geçiren Sadun Boro, koydaki üç restoranı da evi gibi sever ve kullanırdı, ama onun da favori mekânı Kaptan Restaurant idi. Gün batımında dostlarıyla Kaptan’ın terasında buluşur, ünlü yaza veda partilerini Kaptan’da yapardı. 1995’te Tankut Öktem’in yaptığı denizkızı heykeli Okluk’un girişine yerleştirildiğinde bir kontraplak üstüne “Gökova’yı kirletmeyin, ormanı yakmayın” mesajını veren bir pano yapmış, Kaptan Restaurant’ın terasına asmıştı.

Sadun Boro, Mustafa Efe’nin sevgili Sadun Amcası idi. Mustafa Efe de ona olan saygı ve sevgisiyle bizim Okluk’u keşfettiğimiz yıllarda “Denizkızı Restaurant” ismini kullanmaya başlamıştı. Mustafa Efe konuşkanlığı ve uzun sohbetleriyle tanınmış bir arkadaşımız değildi. Genellikle lafı ağzından kerpetenle sökerdim. Restoranın az uzağında tandır fırının başında gölgede oturur, gündüzleri kırmızı demli çay, akşamları beyaz demli sıvıyla, sessizce yaşardı. Bir gün koluma girdi, beni mutfağa sürükledi. “Sadun Amca, şu ahtapotu yapmayı bir türlü öğrenemedin, beyaz şarap ve kimyon ile güvece koyacaksın, kendi suyunda ağır ağır pişecek, dedi, yeni bir tarif verdi. Bak bakalım hoşuna gidecek mi?” diye elime kalınca bir kol tutuşturdu. Baktım, şahane… 

2008 yılında Yacht Türkiye’de “Rüzgârın götürdüğü iskele: Okluk” başlıklı bir yazı yazmışım. Öyle ya, Bodrum’dan çıktığınızda ön yelkeni açın, rüzgâr sizi doğruca Okluk’a götürürdü. Rüzgâr esti, yıllar geçti. Derken bir de baktık, Turgut Özal’ın Okluk’un yanı başında Malderesi Koyu’ndaki iki göz odalı, 150 metrekarelik Devlet Konuk Evi tesisi yerine koca koca binalar yapıldı. Güvenlik önlemleri çerçevesinde Okluk koyundaki üç tesis ve köylülerin evleri kamulaştırıldı ve tamamen yıkıldı, temizlendi. Denizciler de Gökova’yı Gökova yapan temel limanlarından biri kaybetti.

BAZEN HER ŞEYİ KOLAYCA UNUTUYORUZ

O köylüler için de, Okluk’taki üç restoranın sahipleri, çalışanları, müdavimleri için de zor zamanlar yaşandı. Dilarya’nın sahibi Hüseyin Bey Karaca Köyü’ne taşındı. Koyun ortasındaki Yat Limanı Restaurant’ın sahibi Turgut Yücel, Söğüt’teki en eski tesis olan marineti kiraladı ve Mustafa Efe’nin yardımcısı Alptekin’i (Apo) de yanına alarak bu iskele ve restoranı yeniden canlandırdı. Denizciler için hızla bir uğrak noktası, yeni bir sığınak haline getirdi. Ama bu mutluluk çok kısa sürdü. Turgut Yücel’in kalbi, 2020 sezonuna adım attığımız ilk günlerde yaşadığı onca strese, üzüntüye yenik düşerek 57 yaşında yaşama veda etti.

Okluk’un yıldızı Denizkızı Kaptan Restaurant’ın sahibi Mustafa Efe ise son yıllardaki arıcılık hobisini bir yaşam biçimine çevirdi, kovanlarını da alıp dağlara çıktı. Çok üzgündü. Restoranının tüm malzemesini depoya kaldırmıştı. Bazen bir vesile yaratırdım, konuşurduk; “Yediadalar Küfre ya da Gökağaç Limanı’nda, Longöz’de denizcilere yönelik yeni bir restoran açılabilir mi? Bunun için kimden nasıl izin alınacak?” gibi konular… Her sohbetimiz “Zor, çok zor” diye biterdi.

Derken bu ilkbaharda bir haber: Mustafa Efe, Ayın Koyu’ndaki eski Defneli Şimşek isimli tesisi ve 5 dönümlük arazisini kiralamış.

RÜZGÂR BU KEZ AYIN KOYU’NA DOĞRU…

Okluk’a 2 kilometre mesafedeki Ayın Koyu huzur dolu, harika bir doğa. Gün batımında Okluk’taki gibi kırmızının her tonunun yaşandığı bir gurup görüntüsü yok, ama ufuk inanılmaz net, sakin bir mavi ve yeşilin her tonu ile kaplanır. Deniz, Okluk’un çamurlu sularıyla mukayese edilemeyecek ölçüde güzel, berraktır. Çevreyi kaplayan orman aynı… Üstelik Defneli Şimşek Restaurant’ın kurucusu Orhan Bey, 40 yıl önce bu koya iki sıra palmiye dikmiş. Şimdilerde 25-30 metre yüksekliğe ulaşmış bu ağaçlar koya çok farklı bir hava veriyor.

Defneli Şimşek Restaurant’ın da 35 yıllık bir öyküsü var. Ama 2000’li yılların başlarında tesisi babasından devralan ikinci kuşak Ercan Şimşek 2012 sonbaharında esrarengiz bir şekilde ölünce restoran kapandı. 

Önünde 8-10 teknenin bağlanabildiği bir ahşap iskele vardı. 2017 yılında bakımsızlıktan çökmek üzere olan bu iskelenin ecrimisil bedeli fazlasıyla manasız bir hâl alınca, Orhan Şimşek iskeleyi kayıttan sildirmiş. Zaten o kış kuzey rüzgârlarına dayanamayıp tamamen yıkıldı. Bugün dört beş ahşap kazığı duruyor. Koyda iskele yok.

Mustafa Efe burayı beş yıllık bir sözleşmeyle kiraladıktan sonra, iki ay içinde restoranı, güneş enerjisi sistemini, iki sıra devasa palmiyelerin oluşturduğu koridorun altına masaları yerleştirdiği bir ahşap terası inşa etmiş. 1 dönümden büyük bir alana da bir bostan yapmış. Bostan bu yıl biraz deneysel. Bakalım pembe domates mi iyi yetişecek, kırmızı oturak domates mi? Hangi biber, nasıl bir mahsul verecek? Patlıcanlar bostanın sağını mı, solunu mu sevecekle?  Kıvırcık mı daha iyi büyüyor, marul mu? Bunlar her bostanda biraz tecrübeyle belirleniyor. Ama gelecek yıl eminim harika bir bostan olur, yaz boyunca lezzetli sebze, salata bulunur. 

Son zamanlarda Gökova’da iyi balık yemek için en iyi iki adres Karacasöğüt’teki Raca ve Yücel idi.  Ama… Mustafa Efe de, 30 yıl boyunca Gökova’daki balıkçı ailelerinin en önemli müşterisiydi. Okluk’taki Denizkızı Kaptan Restaurant’ın 150-200 iskemlesinin en aşağı yarısı her akşam yerel balık yerdi. Eminim önümüzdeki dönemde Gökovalı balıkçılar toptancılara gitmeden önce Mustafa Efe’yi mutlaka arayacaklardır.

MUTFAKTA BİR TANIDIK İSİM

Mustafa Efe, Denizkızı Kaptan’ı yaz başında açtı ama benim uğramam Ağustos başını buldu. Öğleden sonra bota atladım ve hem çevreyi gezeyim hem de balık seçeyim diye kıyıya çıktım. Ortam harika, bundan 15-20 yıl önce bakir bir koyda ıssız bir restorana ulaşmışsınız gibi sakin, huzurlu bir atmosfer var havada. Terasın ortasında tıpkı Okluk günlerinde olduğu gibi dev bir asmanın tepesini örttüğü uzun bir koridordan mutfağa yürüyorsunuz. Hemen buzdolabına seğirtip balık tepsilerine bakmak istedim. Şef kırık buzların arasından çıkardığı balıkları bizzat gösteriyor. Şefi gözüm bir yerden ısırıyor ama nereden?

Küçük bir sohbet. Bir de baktım Mustafa Efe, Gökova Yelken Kulübü’nün 15 yıllık mutfak şefini transfer etmiş. Mehmet Usta, bölgede en iyi ızgara ustası olarak bilinir. Şoklanmış balığı bile suyunu kaçırmadan ızgara etmesiyle ün kazanmıştır. Üstelik Mehmet Usta yalnız değil, eşiyle birlikte gelmiş. Eşi de zeytinyağlı mutfağının şefi. Vay canına, hadi bakalım… Hayırlı olsun.

Mutfaktaki bu iddialı ekibi işleriyle baş başa bırakıp tekneye döndüm. Akşama kadar tembellik yaptık ve yemek zamanı gelince yeniden karaya çıktık. 

ALERJİK SORULAR

Arkadaşlarımızla birlikte terasta bize ayrılan masaya yerleştik. İsimlerinin Emre ve Şafak olduğunu öğrendiğimiz iki güleryüzlü, genç garson yanımıza geldi, siparişlerimizi aldı. Biraz sonra Şafak elinde, şakşuka, fava ve deniz börülcesiyle geldi, tabakları masaya koyarken içinde neler olduğunu saymaya başladı. “Ben tamam Şafak’cım, biliyoruz” gibi bir şeyler söylediysem de, Şafak geri adım atmadı ve saymaya devam etti. Sonra da “Bir alerjiniz olabilir, gulutensiz rejiminiz vardır, yediklerinizin içindekiler konusunda bilgi vermek benim görevim” diye sözlerini tamamladı. Ayın Koyu’nda böyle bir sohbet doğrusu hepimizi biraz (epey) şaşırttı. Meğer Mustafa Efe’nin son transferi Şafak daha önce uzunca bir süre İstanbul’da Four Seasons ve ardından Zorlu Zanzibar’da çalışmış.

Aslında bunlara şaşırmamak lazım. Mustafa Efe, 30 yıl boyunca Okluk’ta Türkiye’nin en güç beğenen müşteri profiline başarıyla hizmet sunmuş bir işletmeciydi. İkincisi… Son yıllarda Gökova’nın bu bölgesi, tuhaf bir şekilde büyük yokluklar ortamında yüksek kalite standartlarına sahip oldu. 

Örnek… Haluk Karamanoğlu 2002 yılında Gökova Yelken Kulübü’nü kurdu. Ağaçlar arasındaki Galley Restaurant’ın mutfağının başına Bebek Otel’in master şefini getirdi. 

2007 yılında Cenk isminde bir genç müteşebbis dıştan takma motorlu kayığıyla Yediadalar koylarını dolaşıp herkesi akşamüstü Küfre’de mojito içmeye davet ederdi. İnanamadım gittim, baktım derme çatma barın arkasındaki ahşap raflar üç yıllık rom şişeleriyle dolu. O yıllarda İstanbul’da bile ancak iki üç bar rom ile mojito yapardı.

2015’te Ferhat Balcı Karacasöğüt’te Raca Restaurant’ı açtı. Raca’nın mutfağı, şarap kavı ve hizmet kalitesi ilk açıldığı günden bu yana İstanbul’un en iddialı mekânlarıyla yarışıyor.

Mustafa Efe de, 30 yıl Gökova’nın en iyi iş yapan restoranını işletmişti. Ayın Koyu’nda yeni Denizkızı Kaptan Restaurant’ı açarken hem mutfağında hem servisinde hem de yerel ve doğal ürünlerinde çıtayı en yüksek standartlara yükselteceğinden emindim. Nitekim bunu başarmış durumda. Hayırlı uğurlu olsun. Zaten şu anda restoran maliyetleri ve fiyatları öyle bir arttı ki, gözünü karartıp bu hesapları ödeyenler de en yüksek standartlarda ürün ve hizmet beklentisi içine girmiş durumdalar.

DİKENSİZ GÜL BAHÇESİ YOK

İşte böyle bir konsept dünyada bulunmuyor. Ayın Koyu’nda açılan Denizkızı Kaptan Restaurant’ın da bazı zorluklarla baş etmesi gerekiyor.

Örnek…

n Mustafa Efe, Okluk’ta büyük bir soğuk hava deposuna sahipti. Her yıl bahar aylarında bir buçuk ton yerli ahtapot, iki ton yerli kalamar satın alıp şoklar ve yaz aylarında müşterilerinin karşısına bu leziz malzeme ile çıkardı. Şimdi… Birincisi yerli ahtapot ve kalamar fiyatı uçmuş durumda. İkincisi elektrik hattı olmayan Ayın Koyu’nda bu volümde sezon stoğunu koruyabileceği bir soğuk hava deposunu güneş enerjisi ile çalıştırmak çok güç. Doğrusu ithal ahtapot idare ediyor, ama ithal kalamar, karidesin tadı yok. Bir çözüm bulması gerekecek…

n Okluk 12 ay çalışabilecek muhteşem bir liman idi. Kuzey rüzgârlarına açık Ayın Koyu sezonluk olmak durumunda. Bu herhalde Mustafa Efe’nin hesaba kattığı bir konu.

n Ayın Koyu’nda iskele yok. Tamam teknelerin açıkta durmasının da kesinlikle bir güzelliği var. Farklı bir estetik. İnsanların hoşuna da gidebilir. Ama bugünkü tekneci profili (Gökova’daki gibi en enerjik ekipler bile) bir iki “bot indir-bindir”den sonra sıkılabilir. Unutmamalıyız ki, genel kural olarak Türk denizcisi ekabirdir. Mustafa Efe eğer iskele yapmayacaksa, Denizkızı Kaptan Restaurant çok iyi bir tekneden müşteri getir-götür sistemi kurmak zorunda. (Bunun en iyi örneklerinden biri Fethiye Karacaören Can Özmen’dir. Yıllardır gayet iyi işleyen bir sistem kurdu. Herkes mutlu.)

n Ayın Koyu’nu ziyaret eden Türk denizcisi diyelim ki ekabir değil de, alabildiğine enerjik çıktı. Botuna atlıyor, restorana kendi imkânlarıyla geliyor. Bu durumda da söz konusu enerjik denizci arkadaşlarımız bir bot iskelesi yapılmasını talep edebilir. Çünkü plaj iri çakıllı ve dik, özellikle büyük botları karaya çekmek zor oluyor. Mustafa Efe ile bunu konuştuk. “Bu yıl çok yorulduk, gelecek yıl umuyorum sezon başında yapmış olacağız” dedi. 

n Ayın Koyu çook uzun zamandır Marmaris’in kara (piknik) turizmi alanlarından biri. Özellikle 2012 yılında Defneli Şimşek kapandıktan sonra piknik tüpünü, mangalını alan bu plaja gelmeye alıştı. Şu anda orman yangınları nedeniyle bu ateş yakıcıların ıssız ormanlara girmesi yasaklanmış durumda. Ama bu durum değişecektir. Değişince de Denizkızı Kaptan Restaurant’ın ‘rakı/şarap-balık/ahtapot’ ve “gözleme/patates kızartması-bira/çay” ekipleri arasında bir denge kurması, düzenleme yapması gerekecek. Maalesef bu iki ekip çoğunlukla bir arada olamıyor. Eh bu da 30 yıldır bu kıyılarda başarıyla iş yapmış Mustafa Efe’nin çözeceği bir konu. Eminim akılcı bir çözüm bulacaktır.☸ www.maviyolculukrehberi.net

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.