2022’nin son yazısında gündemden konuşalım beraber. Dünya nüfusunun 8 milyara ulaşmasından bahsedelim mesela. Küresel nüfusa sadece son 11 yılda, yalnızca 11 yıl gibi kısa bir sürede 1 milyar insan eklendi.
Dünya genelindeki verileri derleyen Worldometer sitesi 15 Kasım 2022, saat 08.34 itibarıyla 7 milyar 999 milyon 981 bin 430 sayısını gördü. Nüfus artışı, bir bakıma insanlığın başarısı anlamına gelebilir. En nihayetinde sağlık sektörünün, teknolojinin iyileşmesi ile yaşam koşullarının konfor artışı ile yaşam süresi artıyor ve nüfus yükselebiliyor. Ancak bu, aynı zamanda büyük bir problem ve insanlığı tüketebilecek güçte bir sorun. Çünkü dünya kaynakları dengeli bir şekilde dağılmış vaziyette değil. Küresel anlamda büyük bir kaynak sıkıntısı var. Maddiyatın da dünyaya eşit şekilde dağılmadığını hepimiz biliyoruz. Bu nedenle, Afrika’nın Burundi ülkesinde açlık, susuzluk had safhadayken Amerika’nın New York eyaleti gayet konforlu bir yaşam sürebiliyor. İşte bu dengesizlik küresel gıda sorununu, birçok kaynak sıkıntısını beraberinde getiriyor.
YAKIT, GIDA VE SU KAYNAKLARINA ERİŞİM TEHDİT ALTINDA
Kaynak krizi öyle bir durum ki, sanki düşene bir daha vurmak gibi en çok bu konuda hassas bölgeler yara alıyor. Örneğin; Birleşmiş Milletler (BM)’e göre, iklim krizi nedeniyle kaynak kıtlığı yaşayan ülkeler ilerleyen yıllarda daha da zor durumlarla karşılaşacak. Özelikle Afrika ülkelerinde büyük sorunlar meydana geleceği tahmin ediliyor. Yani tam da iklim değişiminin etkilerini en çok hisseden, en savunmasız olan bölgelerde.
Uzmanların tahminlerine göre yiyecek, su ve benzin gibi kaynaklara erişim 2080’li yıllarda daha da imkânsız hale gelecek. 2080 yılına ne kaldı ki? Bize uzak gelebilir ama bu dünya döngüsünde anormal derecede kısa bir süre. Zaten günümüz şartlarında daha yeterli gıdaya ulaşım söz konusu değil. Sahra Altı Afrika’da yaklaşık 738 milyon insan güvenilir gıdaya ulaşamadan yaşamaya çalışıyor. Sürdürülebilir çözümleri “gerçek anlamda” uygulamadıkça bu olumsuz gidişat devam edecek.
KONTROLSÜZ NÜFUSLAŞMA
Dünya nüfusundaki artışta en önemli pay Asya’ya ait. 2011’den bu yana nüfusuna 700 milyon insan ekleyen ve çoğu Asya’da bulunan orta gelirli ülkelerdeki nüfus artışı bu. Yani o yeni 1 milyarın çoğu Asya’dan geliyor. Örneğin, Pekin yönetimi tek çocuk sınırlamasını kaldırdı. İleri yıllardaki nüfus tahminleri 2030 için 8.5 milyar iken 2050’de 9.7 milyarı bulacak. 2080’de 10.4 milyara ulaşıp 2100’e kadar bu seviyelerde kalacağı tahmin ediliyor. Kontrolsüz nüfuslaşma her ülke için, tüm dünya için bir tehdit unsuru. Çünkü buna göre yapılaşma, buna göre ulaşım, eğitim ve üretim planlaması yapılmalı. Sanayisi, tüm sektörleri nüfusa uygun hale getirilmeli. Fakat tam tersi gıda israfının her geçen gün yükseldiği günümüzde doğal kaynak sorununun da artacağı apaçık ortada. Sonuç olarak, nüfus artışına çok hazırlıksızız. Sürdürülebilirlik ve çevre konularına gereken değeri vermedikçe bunun önüne geçmek zor olacak. Ama elbette yeni bir yıl yeni umutlar, yeni hedefler demek. Umudu yitirmemek ve hep daha iyisini hedeflemek insanın yapısında olan en güzel özellik. O zaman bu sene için dileğimiz daha iyi, daha sağlıklı bir dünya olsun. Yeni yılınız kutlu olsun. ☸