DENİZ SALYASI; Bir tabiat olayının olumsuz etkileri

“Deniz salyası” son zamanlarda haberlerde sık sık karşımıza çıkıyor. Özellikle son üç aydır Marmara Denizi’ni kapladığını, Ege Denizi ve Karadeniz’de de görüldüğünü, denizin dibini sardığını ve sualtı yaşamını tehdit ettiğini okuyoruz. O halde biz de bu konunun dibine inmeli, deniz salyasını etraflıca tanımalıyız.

Bu ayki konumuz gonyaulax fragilis. Nasıl, güzel isim değil mi? Aslında konumuz tam olarak bu değil. Biz bu fitoplankton türünün sebep olduğu deniz salyası veya müsilaj olayını ele alacağız. Gonyaulax fragilis, bir fitoplankton türünün Latince ismi. Ve fitoplankton da en küçük deniz canlısı. Yılın belirli dönemlerinde bazen kirlilik sebebiyle bazen de doğal yollarla fitoplanktonlarda artış gözlenebiliyor. Bu da fitoplankton patlaması olarak geçen olaya neden oluyor. Hani bazen Marmara yeşile boyandı haberleri çıkar veya bazı dönemler deniz çok daha mavi, turkuaz mavisi olur, işte bu fitoplankton patlamasının görüntüsüdür. Ufak bir ön bilgi verdikten sonra asıl konumuza gelelim şimdi.

HEM DERİNLERDE HEM SAHİLLERDE

Gonyaulax fragilis adındaki fitoplankton türünün birikmesiyle deniz salyası olayı oluyor. Denizdeki kirliliğe bir de deniz suyu sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi eklendiğinde, fitoplanktonlarda patlama yaşanıyor. Farklı tür planktonlar da farklı etkilere yol açabiliyor. Denizdeki oksijeni azaltan fitoplanktonlar bu nedenle diğer canlıların ölümüne yol açıyor. İşte bunlardan biri, deniz salyası dediğimiz şey. Özellikle deniz yüzeyini kaplayan, derinlere de inebilen mukozamsı yapıda, çamur gibi bir şey aslında. Bu kadar geniş bir alanı kaplayınca, balıkçılıktan turizme kadar birçok faaliyeti etkiliyor elbette. Geçen ay Marmara Denizi’nde çok fazla görüldü müsilaj. Ege Denizi ve Karadeniz’deki Şile kıyılarında da rastlandı. Hatta Gökçeada sahilleri de müsilajla kaplanmıştı.

TAM OLARAK NEDEN OLUYOR?

Aslında temel sebebi, arıtma tesislerinin yetersiz olması. Çünkü evsel atıklar da dahil birçok atık, arıtılmadan denize gidiyor. Tabii sonucu da denizde kirlilik oluyor. En çok da aşırı azot ve fosfat bunun kaynağı. Bu kirlilikten biz ne kadar zarar görüyorsak planktonlar da bir o kadar faydalanıyor; arttıkça artıyor, yedikçe şişiyor. Ve bazen sayısı aşırı artıyor. Bu yıl su sıcaklığı da normal değerin en az 2-3 derece üzerinde. Bu türü artran şey de özellikle deniz suyunun fazla ısınması ve bunun kirlilikle birleşmesi. Akıntı sistemleri, tuz oranı gibi başka farklı faktörler de var. Yaklaşık bir ay da kalıyor, az bir süre değil yani haliyle. Bu arada şuna da açıklık getirelim: Müsilaj aslında doğal bir olay. Ancak aşırı çoğalınca ekosisteme, çevreye, doğrudan veya dolaylı her sektöre zararları başlıyor.

SORUNLAR VE SONUÇLAR CİDDİ BOYUTTA

Görsel kirlilik en yüzeysel problem. Bunun dışında daha büyük boyutta sorunlar söz konusu. Balıkçılığı olumsuz etkilemesi, su şebekelerini tıkaması, biyoçeşitlilik kaybı vb. Dalgıçlar da görüşlerinin yüzde 60-70 azaldığını söylüyor, dolayısıyla bu da avcılığı vs. etkiliyor. Eskiden dalış yapardık, şimdi dibi göremiyoruz diyor insanlar. Balıkçıların ağları tamamen bu çamurumsu yapıyla kaplanınca zarar görüyor. Hatta belki de tamamen işlevsiz hâle geliyor. Normalde iki saat süren ağ toplama işlemi sekiz saate kadar çıkıyor. Sadece küçük balıkçılığı değil, büyük balıkçılığı da olumsuz etkiliyor. Yani öyle bir şey ki boyutu ekonomiye kadar gidiyor, tüm yaşamı etkileyecek hâle geliyor.

EKOSİSTEM VE BESİN ZİNCİRİNİN DENGESİ ZARAR GÖRÜYOR

İşin turizm yönü de var mesela. Prens Adaları ve Marmara Adası müsilajla kaplı sahillerden muzdarip. Tabii ki turistler bu sahilleri tercih etmiyor. Avşa Adası zaten doğal su kaynakları konusunda sıkıntı yaşıyor, denizden su arıtıyor. Şimdi de müsilaj bu su şebekesini de tıkadı. Uzun vadede de ekosistemde sorunlar çıkıyor; biyoçeşitlilik kaybı bunlardan biri. Akıntı ve rüzgâra bağlı olarak denizin dibine kadar da inebilen bu şeyler kumda yaşayan deniz canlılarına, dil balığı, kırlangıç gibi türlere zarar veriyor. Hâliyle besin zincirinin dengesini bozuyor.

Velhasılıkelam, bu duruma söylenebilecek en güzel söz olarak her şeyin fazlası zarar diyorum ben. Tabii ki bu doğal bir olay ama kirliliğin normalin üzerinde artışı, sıcaklığın ortalama değerlerden yukarı çıkması ve bu sebeplerle de müsilajların aşırı artışı birçok olumsuz etkiye sebep oluyor. Yoksa kendiliğinden oluşup sonra da kaybolabilecek bir süreç. Aşırılık her şeyin kaynağı. Bu örnek de bize çok güzel anlatıyor bunu. Bilinçli yaş, etik bir yaşam sür diyor bize.

Sea saliva covering the Kurbagali creek in Kadikoy district of Istanbul threatens marine life in Marmara sea, Turkey on May 17, 2021. Spit or sandspit is a deposition bar or beach landform off coasts.; Shutterstock ID 1976861231; purchase_order: yacht turkiye

Sea saliva covering the Kurbagali creek in Kadikoy district of Istanbul threatens marine life in Marmara sea, Turkey on May 17, 2021. Spit or sandspit is a deposition bar or beach landform off coasts.; Shutterstock ID 1976884889; purchase_order: yacht türkiye

Sea saliva covering the Kurbagali creek in Kadikoy district of Istanbul threatens marine life in Marmara sea, Turkey on May 17, 2021. Spit or sandspit is a deposition bar or beach landform off coasts.; Shutterstock ID 1976884946; purchase_order: yacht türkiye; job: çevre; client: ; other:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.