Kış kokusu

Kış mevsiminin kokusunu duyuyor musunuz? Hayır mı? Daha kış gelmediği için değil, soğuk havalarda dışarda daha az koku algıladığımız için. Evet, gerçekten mevsimlerin kokusundan bahsediyorum. 

Sonlarına yaklaştığımız sonbaharda hissetmişsinizdir mevsimin kendine has duyusunu ve kokusunu. Kimi insan daha melankolik bir havadan bahsederken, kimisi de daha sıcak hisseder sonbaharı. Ama yalnızca duygusal bir değişim değil, dışarda hissettiğimiz bir kokusu da vardır bu mevsimin. 

YAPRAK DÖKÜMÜ İLE ÇIKAN GÜZ KOKUSU

Bilimsel açıklamasına gelecek olursak; buna en çok katkısı olan faktör, dökülen yapraklar. Pek tabii sonbahar geldiğinde günler kısalmaya, gelen güneş ışınları azalmaya başlıyor. Bu süreçle beraber de ağaçlar ve diğer çoğu bitki kış hazırlığına giriyor. Dökülen yapraklar düştüğü sırada üzerindeki gözeneklerinden birçok çeşitte gaz açığa çıkarıyor. Açığa çıkan bileşikler arasında bitkileri kaplayan yağlar da, daha doğrusu bu yağların içerisindeki birtakım maddeler, mesela terpen ve izoprenoidler var. İşte sonbahar kokusu bu oluyor. Terpenoidi ele alalım örneğin. Zihnimizde daha iyi canlanması adına şöyle söyleyeyim: Terpen, reçinenin ve ondan üretilen terebentinin ana bileşkesi. Terebentin kelimesinden geliyor terpen sözcüğü de. Bitki terpenoidleri zaten hayatımızda da aromatik özellikleri için kullanılıyor. Hatta geleneksel bitkisel ilaçlarda da rol oynuyor. Okaliptüs kokusuna, tarçın, karanfil ve zencefilin tatlarına, ayçiçeklerde sarı renge ve domateste kırmızı renge katkıda bulunuyor. İşte bu tarz bir maddenin, dökülen yaprakların düşme sırasında çıkıyor olması da etrafa sonbahara özgü bir koku katmış oluyor. 

FARKLI MEVSİMLERDE BAŞKA KOKULAR

Gelelim kışa… Neden daha az koku algılıyoruz mesela? Çok basitçe şöyle söyleyeyim: Yazın yiyecekler daha çabuk bozulduğundan, daha çabuk bakteri ürettiğinden çöpler çok daha fazla koku yaymaz mı? Tabii bunda kokunun dağılma şekli, nem gibi başka faktörler de var. Ama en nihayetinde çok daha yoğun duyarız kokuyu. Hava ne kadar sıcak ve nemliyse, aromatik molekülleri tutma kabiliyeti o kadar yüksektir. Nem ve sıcaklık arttığında bu moleküllerin hareketi de daha kolaylaşır. Bu yüzden sıcak bir çöp yığını, soğuk havadaki yığından çok daha kötü kokar. Ya da daha güzel bir kokudan örnek vereyim. Fırından yeni çıkmış mis gibi sıcacık kurabiyelerin kokusu da bir bakıma bu yüzden muhteşemdir.

O zaman koku algımızdaki farklılığın bir sebebi, evet sıcaklık. Buna eşlik eden diğer nedenler; havadaki nem miktarı, havadaki koku moleküllerinin içeriği ve koku alma duyumuzun işleyişi. Örneğin yazın nem oranının artışı, kokuya kaynak olan o uçucu organik moleküllerin daha fazla havada tutunabilmesini sağlıyor, daha uzun yaşıyor ve havada daha fazla seyahat edebiliyor. Mevsim farklılıklarındaki koku algı değişimimiz, bizim kokuyu alma şeklimizle de ilişkili. Çünkü kokunun bize ulaşabilmesi için önce bir miktar buharlaşabilmesi gerekiyor. Pek tabii soğuk havada burnumuza ulaşan molekül miktarı da epey ölçüde azalıyor, çünkü uçucu organik moleküllerin buharlaşması azalıyor. Yaz aylarındaki sıcaklık düzeyi bu moleküllerin çoğuna buharlaşma fırsatı sunarken, kış mevsiminde çoğu kokuyu duyamıyoruz bile. Buna da çok basit bir örnek verebilirim hemen. Buzdolabından çıkardığınız sulu bir yemeğin ocakta ısınmaya başladığı an etrafa yaydığı kokuyu hatırlayın.

Tabii ki mevsimsel kokuların psikolojik yanları da var ama ben daha çok meteorolojik ve biraz da bilimsel tarafından bahsettim. Örneğin; sonbahar benim için pastel tonlarda bir battaniye dokusu, sıcacık bir kahve kokusu, biraz da kırmızı yaprak demek. Kış mevsimi de karlı havada donan burnumun hiç koku alamaması demek. Sizde nasıl?☸

1 comment

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.