Bazen kendini hiç tahmin etmediğin bir zamanda, hiç gitmeyi planlamadığın bir yerde, daha önce hiç okumadığın bir hikâyenin içinde bulursun. Gülümsüyorsan, zaten doğru yerdesin demektir. Patmos’tayım…
Nerede Patmos? Bodrum’dan çık, kuzeybatıya doğru 50-60 deniz mili git, köşedeki tavernadan sola sapınca hemen sağında! Şakası bir yana (60 mil aşağı yukarı doğruydu) Kiklad Adaları yani Mikonos, Santorini gibi popüler adaların dışında kalan adalardan yani Kos, Leros, Kalimnos, Simi gibi ülkemize yakın Yunan Adaları’ndan biri olduğu için Patmos, Türk deniz severlerin de sıklıkla gitmeyi tercih ettiği adalardandır. Hani elini sallasan elli Türk tekne sahibine demir atarsın desek yalan olmaz.
Sıkıcı tarih öğretmenlerine benzer bir halim olmadığı için size adanın geçmişinden, hangi medeniyetlere ev sahipliği yapmış, kimleri kılıcından geçirmiş, hangi aşklara şahit olup şiirler şarkılar yazdırmış olduğundan bahsedemem. Ancak bilinmesi gereken şey; Yeni Ahit’te yazdığına göre Yuhanna bu adada sürgündeyken İsa kendisine göründüğü için Yuhanna’ya adanmış, adanın en yüksek yerine konuşlanmış, ah keşke ben de burada sürgünde olsaydım dedirtecek bir manzaraya sahip, UNESCO tarafından 1999 yılında Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiş olan Aziz Yuhanna Manastırı ve Yuhanna’nın İsa’yı gördüğü iddia edilen Apokalipsis mağarası, adanın ziyaretçilere açık olan tarihi zenginlikleri.
Bir ara Osmanlı hâkimiyetinde olan ada, 1912’de İtalya’ya geçip, ancak 2. Dünya Savaşı’nın sonunda yeniden Yunanistan’a kalmış. Beni ilgilendiren kısmı ise elbette ki yemek kültürü. Acaba ada İtalyanların ya da Türklerin elindeyken bu kültür etkileşimi yemeklere yansımış mı dersek, çok spesifik bir değişiklikten söz edemem. Ada zaten çılgın, popüler bir ada değil; bozulmamış güzellikte. Böylece milyon tane restoran da açılmamış. Neyse o.
Uğramadan geçmemeniz gereken iki yer var. Biri, Manastır ile aynı lokasyonda yani tam tepeye kartal yuvası gibi konuşlanmış restoran Jimmy’s Balcony. Adından da anlaşılacağı gibi Jimmy kendisine öyle bir balkon yapmış ki, dünyada o güzellikte manzarayı zor bulursunuz. Yemekler bizim damak tadımıza da birebir! Lezzetli, klasik Yunan mutfağı. Jimmy’nin tanımadığı Türk neredeyse yok. Elbette ki Türkiye’de zevk sahibi ne kadar Türk varsa (özellikle tekne sahibi olanlar) Patmos onların Yunan Adaları içindeki ilk adres ve elbette ki hepsi Jimmy ile dost, ahbap. Jimmy de onlarla.
İkinci mekân biraz romantik… Benetos. Patmos’un en tatlı koylarından birinde, denize sıfır küçük bir restoran. Küçük ama gurme Patmos ziyaretçileri için büyük bir adım. New York’ta ya da Roma’da göreceğiniz Michelin yıldızlı restoranlar gibi bir şıklıktan bahsetmiyorum. Çünkü Patmos’a geldiğinizde aradığınız şıklık o değil zaten.
İşte Benetos, bu tatlı Yunan adasında, denizin esintisi, şarapların güzelliği, yemeklerin lezzeti, tabakların şıklığı ile size başınızı döndüren bir atmosfer yaratıyor. Tabii eğer tam karşınızda gözlerinizin içine bakarak başınızı döndüren biri de varsa, gecenin melodisini tamamlayabilirsiniz… ☸