ALİCAN KAYNAR Başarının tesadüf olmadığının kanıtı

Kararlı, disiplinli, azimli, tutkulu, cesur…  Fenerbahçe Doğuş Yelken sporcusu, Milli Takım’da Türkiye’yi Finn sınıfında temsil eden Alican Kaynar, yelkende başarılı olabileceğimizi dünyaya duyurmuş ve dereceleriyle kanıtlamış bir sporcu. Yelkene altı yaşında başlayan ve yılın 365 günü sıkı bir programla Olimpiyatlar’a hazırlanan Alican Kaynar’dan madalya beklentisi büyük.

Alican Kaynar’la 2020 Tokyo Olimpiyatları öncesinde Enoshima’da düzenlenen altı günlük “Test Yarışı” dönüşü buluştuk. Aslında yelken, Türkiye’nin olimpik madalya beklemediği bir branştı fakat Fenerbahçe Doğuş’un başarılı yelken sporcusu Alican Kaynar sayesinde düşüncelerimiz değişti. Ülkeyi yelkende Finn sınıfında temsil eden Kaynar, ilk olarak 2012’de Londra’daki Olimpiyatlar’a katılmıştı. Londra’da deneyimledikleri, gözlemledikleri ve yaptığı karşılaştırmalar sonucunda kendini nasıl daha ileriye taşıyacağını anladığını söylüyor. Aslında tek bir cümleyle geçmişten bugüne çalışma grafiğini açıklamak gerekirse; başlangıçta bir çalışıyorken, o zamandan beri 10 misli fazla çalışıyor. 2016’daki Rio Olimpiyat Oyunları’na da katılan Kaynar, Tokyo’da madalya almayı hedefliyor. Dahası var. Kaynar, dünyada ilk kez yapılacak ve FIFA’nın yelkene uyarlanmış hali olacak Star Sailors’ League’te, Türkiye’nin takım kaptanlığına seçildi. Elbette Kaynar’a sorulacak çok soru var…

Londra Olimpiyatları sonrası duygun neydi?

İlk 10’a giremeyeceğimin farkındaydım. Türkiye yelkende gerideydi, biliyordum ama konuyu henüz tam çözemiyordum. Yarıştan sonra neden madalyaya oynayacak seviyede olmadığımızı sorguladım. “Madem madalyaya oynamıyoruz, o zaman neden Olimpiyatlar’a geliyoruz?” diye sordum kendime. İlk seferdi, tecrübe kazanmıştık ama plan neydi? Türkiye’de Olimpiyatlar’a gidenlere başarmış gözüyle bakılıyordu ve oraya gidince iş bitiyordu. Bense devam etmek, ilk 10’a, beşe ya da üçe girmek istiyordum. Döner dönmez hiç ara vermeden uygun antrenör aramaya başladım.

Kendin çabaladın yani.

2014’te eşimle bir seneliğine İspanya’ya taşındık. O zaman İspanya’da iyi bir antrenman grubu vardı ve olimpik sporculara yakın olabildim. Laser’da iki madalya almış Slovenyalı sporcu Vasilij ŽZbogar ile birlikte çalıştık. Sonra o Rio’da üçüncü madalyasını aldı, hem de Finn’de ve 42 yaşındaydı. Profesyonel bakış açısından, çalışma disiplininden ve feragat ettiklerinden etkilenmiştim. Başka türlü başarıya ulaşamazsın zaten.

Yaşadığın olumsuzluklardan bir örnek paylaşabilir misin?

Çok yalnız kaldığım oldu. Yabancıların peşinden koştum, beraber antrenman yaparız da bir şeyler kaparım diye. Ve beni reddettikleri bir dönem geçirdim. 2016 Rio Olimpiyatları’na hazırlanırken, dünya şampiyonalarında 25-30 arasıydı skorlarım. Antrenman grupları vardı; İsveçli, Finlandiyalı, Fransız birlikte çalışıyorlardı örneğin. “Ben de gelebilir miyim?” dediğimde, hepsi bir diğerine sormaları gerektiğini söyleyip beni soğutuyorlardı. 

Ya şimdi?

Son iki senedir, bütün bu bahsettiğim grup Yunanistan’da bizim antrenmanlara katılıyor. Yaklaşık 15 partnerimiz oldu ve herkes gelmek istiyor. Anlıyorum, iyiler iyilerle olmak istiyor ve değişime seviniyorum. Devamı Ekim 2019 sayımızda…

Ready Steady Tokyo – 2019 Olympic Test Event, Enoshima, Japan

Ready Steady Tokyo – 2019 Olympic Test Event, Enoshima, Japan

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.